1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Osmanlı toplumunun okuma yazma bilen kesiminde milliyetçi duygular kımıldanmaya başlamış, devletin bir takım iç ve dış sorunları daha fazla tartışılmaya başlamıştı. Halkın "VATANIM" diyeceği bir şey ortada yoktu ama Padişah'ın toprakları (Mülkü) her şeyi ifade ediyordu. Padişahın Kulları bu topraklarda ekip biçiyor, üretim yapıyordu. Bu anlamda savunulmaya değerdi. Zira ortaya yeni fikirler de çıkmış, Osmanlı'da hayat anlayışı, yaşam biçimi, üretim ve pazarlama mekanizmaları daha çok bilinir ve tartışılır olmuştu. O sıralar yani 1908 İkinci Meşrutiyet'in gerçekleştiği zamanlarda Osmanlı Devleti'nin Rumeli AYAĞI'nda bir çatlak olmuş, Avusturya-Macaristan, Bosna-Hersek'i topraklarına katmışlardır. O sıra İkinci Meşrutiyet coşkusunu yaşayan Osmanlı aydınları ve Osmanoğulları buna büyük tepki göstermişlerdir. Osmanlı toplumu ve kuruluşları bu tepkiyi AVUSTURYA FESİ'ni boykot kampanyasına dönüştürmek suretiyle karşılık vermişlerdir.
Y. Doğan Çetinkaya yazdığı "1908 OSMANLI BOYKOTU" adlı kitabında bu olayı anlatmakta, "bu toplumsal hareketi"n Osmanlı toplumunda ilk defa meydana geldiğini belirterek, bunun Osmanlı sosyal hayatında önemli bir aşama olduğunu belirtmiştir. Boykot Hareketi Padişah'ın Mülkü'nde büyük sevince yol açmış, insanlar başlarında taşıdıkları AVUSTURYA FESİ'ni atarak, KALPAK giymeye başlamışlardır. Siyasi bir olayı ticari ve ekonomik bir tepki ile karşılamak 1908 yıllarında dünya kamuoyunca da ilginç bulunmuştur. İlerleyen zaman içerisinde Boykot Hareketi FES BAYRAMI'na dönüşmüştür. Tabii Osmanlı Devleti'nin boykot ettiği fesin Avusturya ekonomisine ne kadar zarar verdiği bilinmiyor. Fakat olay Osmanlı toplumu ve Meşrutiyet Devrimi açısından olumlu bulunmuş, "modern" bir tepki olarak yorumlanmış, Osmanlı'da yenileşmenin bir işareti kabul edilmiştir.
"1908 Osmanlı Boykotu" Avusturya'nın Osmanlı Devleti ile olan siyasi ve ekonomik ilişkilerine büyük zarar vermiştir. Padişahın Mülkünde ticaret yapan Avusturyalı şirketler, iş adamları zora düşmüşlerdir. Bir süre sonra tarafların anlaşması ile Fes Boykotu kalkmıştır. Ancak Bosna-Hersek kurtarılamamış, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun elinde kalmıştır. Böylece Osmanlı Devleti Balkanlar'da toprak kaybına devam etmiştir.
Yanlış bilmiyorsam FES Padişah 2. Mahmut'un yenilikleri arasında yer almıştır. O zaman Fes giymek yenilik ve devrim kabul edilmiştir. Fakat yıllar sonra Osmanoğulları başlarına giydikleri Fes'i boykot nedeni ile kendiliğinden başlarından çıkarmışlar, onun yerine Kalpak kullanmaya başlamışlardır. Fakat sanılmasın ki Fes boykot yolu ile tamamen kalkmıştır. Halk Fesi Cumhuriyetin ilanına kadar, yaklaşık 100 yıl başında taşımıştır. Hatta Mustafa Kemal Atatürk'ün Şapka Devrimi'ne direnenler dahi olmuş, Fes'i başlarından çıkarmak istemeyenler görülmüştür. Tabii insanların alışkanlıklarını değiştirmeleri zordur. Fesin atılması şapkanın giyilmesi de böyle olmuştur. Bir Fransız düşünürü Denemeler adlı kitabında, "İnsanlar işlerini, alışkanlıklarını, evlerini değiştirmekte zorluk çelerler" der. Osmanlı'nın başına giydiği Avusturya Fesi de böyle bir çizgi izlemiş, bir boykot olayında sembol olarak kullanılmıştır. Mesele bu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol