175 dönüm buğday yandı

Sıcak yaz aylarında anız yakımı ve yangına sebep olabilecek olaylar ile ilgili her fırsatta uyarılar gerçekleştiriliyor. Özellikle ekili alanlardaki tarlalarda hasat öncesinde büyük kayıplara sebep olan yangınlardan bir tanesi Pınarhisar Sütlü Köyü’nde meydana geldi. Pınarhisar Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü, meydana gelen yangınla ilgili bilgi verdiği açıklamasında bir kez daha anız yakma konusunda uyarılarda bulundu.


Hava sıcaklıklarının yüksek olmasından dolayı daha da dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Pınarhisar Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü, “İlçemize bağlı Sütlüce Köyünde bugün öğlen saatlerinde meydana gelen yangın sonucu yaklaşık 175 dönüm buğday ekili alan yanmıştır” açıklamalarını dile getirdi.
“Yangınlara sebebiyet verecek ateş yakılmaması önem arz etmektedir”
Hasat dönemi dolayısıyla yangına sebebiyet verebilecek davranışlardan kaçınılması gerektiğini ifade eden İlçe Müdürlüğü, “Sıcak geçirdiğimiz şu günlerde ve buğdayın hasat zamanı da geldiği düşünülerek tüm bölge halkımızın özellikle anız yakmamaları ve ekili alan çevresinde bu gibi yangınlara sebebiyet verecek ateş yakılmaması önem arz etmektedir. Sütlüce köyü halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerini dile getirdi.
Anız yakmanın zararları
Yaz aylarının dışında da anız yakmanın sona ermesi gerektiğini dile getiren uzmanlar, üretim faaliyetleri için de zararlı bir davranış olduğunun altını çiziyor.
Anızın yakılması ile topraktaki organik madde yakılarak yok edilmektedir. Bu durum toprakları daha verimsiz ve erozyona daha hassas duruma getirmektedir. Sap ve Anızların Yakılması ile bitki büyümesini teşvik eden karbon(C) ve azotun(N) kaybı da artmaktadır. Mesela bir dönüm arazide 300 kğ. sap yandığında 1,5 kğ. Saf azot kaybı meydana gelmektedir. Bu miktar ise ancak 7 kğ. şeker gübresi dediğimiz Amonyum sülfatı araziye vererek yeniden kazanılabilir.
Anız yakmanın diğer bir zararı toprak yüzeyinde bulunan küçük canlıları öldürmesidir. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve  HUMUS dediğimiz şekle dönüşür. Yapılan araştırmalarda; anız yakma ile küçük canlıların mikro organizmaların yüzde 70 inin zarar gördüğü bunun da verimi düşürdüğü ortaya konulmuştur.
Anız yakımı ile ilk yılda kök çürüklüğü hastalığında azalma olduğu ancak ikinci yıl bu hastalığın daha da arttığı görülmüştür. Anızların yakılmasının en önemli zararlarından birisi de, toprağı su ve rüzgâr erozyonuna da hassas bir duruma getirmesidir. Çünkü anız yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller; yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar. Böylece erozyonu önler.
Anızların yakılmasıyla hayvan yemi olarak kullanılmasından başka, birçok yararı olan sap saman yok edilmektedir.
Anız yangınları sırasında havanın kirlenmesi yanında, yükselen dumanlar zaman zaman karayollarında görüşü azaltmakta, bu durumda trafik kazalarıyla can ve mal kaybına neden olmaktadır.
Anız yangınları komşu tarlalardaki hasat edilmemiş ürünlere, traktörlere, meyve bahçelerine, bunların etrafındaki çitlere, telefon direklerine, civardaki yerleşim yerlerine ve özellikle ormanlara, koruluk ve ağaçlık bölgelere telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir. Anız yakımı doğal dengeyi de bozmaktadır. Yangınlar sırasında arazide yaşayan pek çok yaban hayvanı(kuş, tavşan, tilki, çakal, yılan vs.) yuvalarını terk etmekte veya ölmektedirler. (A.Kaya)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol