“Tüketicinin seyahat özgürlügü bu fiyatla kisitlanmistir. Halkimiz, dünyanin en pahali benzinini kullanan, en yüksek vergisini ödeyen tüketici olmak istememektedir. Bu nedenle akaryakit ürünlerine yapilan zamlara karsi çikmakta, tüketici örgütlerinin mücadelesine destek vermektedir. Benzin fiyatinin bu düzeye gelmesinden hükümet sorumludur. Alinan vergi nedeniyle tüketici vergi mükellefi konumundadir. Akaryakit fiyatlarinda belirleyici faktör piyasa kosullari degil, belirleyici olan hükümet politikasidir. Bu nedenle THD, bir taraftan bu hukuksuz uygulamayi yargiya tasirken, diger taraftan ülke genelinde ortaya koydugu eylemlerle kamuoyunu olusturmaktadir. Bu hükümet, 155 kurusla devraldigi benzin fiyatini 4 TL'nin üzerine uçurmustur.”
Akaryakit fiyatini salt petrol ve kur artisina baglamanin tam olarak gerçegi yansitmadigini söyleyen Kahraman, temel sorunun alinan yüksek vergi ve yüksek kar marji oldugunu söyledi ve bunun sorumlusu olarak da AKP iktidarini gösterdi. Kahraman açiklamasina söyle devam etti:
Fiyatin nerede duracagi da belirsizdir
“Bugün sayin Basbakan; Danistay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 2010/52 sayili kararini uygulamasi halinde benzini 25 kurus daha ucuz almis olacagiz. Bu yargi kararinin uygulanmasi sayin basbakanin sorumlulugundadir. Verginin geri çekilmesinden dogacak kaynak sikintisi gerekçe gösterilerek hukuk askiya alinamaz. Bu nedenle kursunsuz benzinin fiyatini bugün belirleyen ve bir litresini 4 TL'ye uçuran ayni zamanda hukuksuzluktur. Kamuoyunun dikkatini bu noktaya çekmek istiyoruz. Bir litre benzinden alinan vergi 2,5 TL'dir. Ülkemizde 15 milyon araç bulunmaktadir. Her araç sahibi 1 litre benzine ödedigi vergi 37,5 milyon TL'dir. 50 litre benzine karsilik ödedigi vergi 1 milyar 875 bin TL'dir. Buna karsin, 2009 yilinda ödenmesi gereken kurumlar vergisi 1 milyar 96 milyon 239 bin TL olarak açiklanmistir. TBMM Akaryakit kaçakçiligi arastirma komisyonu çalismasina göre; son iki yilda yurda kaçak giren akaryakit miktari 7,8 milyondur. Kaçak akaryakittaki kaçak OTV tutari ise yillik 7,3 milyar TL'dir. Hükümet, kaynak sikintisi çekiyorsa iste kaynak. Kaçakçilik ve kayit disi faturasi da tüketiciye kesilmektedir. Bu tüketiciye yapilan en büyük haksizliktir. Çok ciddi ve sürekli damlayan bir zamla karsi karsiyayiz. Fiyatin nerede duracagi da belirsizdir. Tüketici olarak bu duruma sessiz ve seyirci kalamayiz. Türkiye tüketici hareketi ve Türkiye tüketicisi ciddi bir sinavla karsi karsiyadir. Bu hakli mücadelemizi sonuna kadar sürdürecegiz. THD'ninde içinde yer aldigi TÜDEF, bu mücadeleye öncülük etmektedir. 130'un üzerideki il ve ilçe subelerimizle birlikte mücadelemize tüm tüketicilerimizi, akademik odalari, sendikalari ve STK'lari destek vermeye çagiriyoruz.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol