103 yıllık gelenek Pavli 13 Eylül'de başlıyor

Bu yıl 103'ncü kez kurulacak Pavli, yine Pehlivanköy'e binlerce insanın akın etmesini sağlayacak. Panayır yine renkli görüntülere sahne olacak. Pehlivanköy Belediyesi de Kültür Bakanlığı'nın katkıları ile hazırlanan 103. Pehlivanköy Sonbahar Panayırı ve Tarım  Festivali'nin programını açıkladı.

Eylül ayında binlerce insanın akın ettiği Pehlivanköy bu yıl 103'ncü kez Pavli ile coşacak.
13 - 16 Eylül 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Pavli, Trakya'daki iki büyük panayırdan biri. Trakya'nın tüm renklerini barındıran panayır, 1910 yılından günümüze kesintisiz olarak kutlanıyor. Belediye tarafından hazırlanan resmi program, 13 Eylül Perşembe günü saat 14.30'da bando takımı gösterisi ile başlıyor. Programda folklor gösterileri, mehter takımı gösterileri, hayvancılık teşvik yarışması ödül töreni ve konser gibi etkinlikler bulunuyor. 16 Eylül 2012 tarihine kadar devam edecek Pavli, halk arasında Pehlivanköy' e verilen isim. Pehlivanköy'den bahsederken eskiler hala bu ismi kullanmayı tercih ediyor. Fakat Pavli ismi önünde veya ardında herhangi bir sıfat kullanılmaksızın, Pehlivanköy'ün "Sonbahar Panayırı"nı tarif etmek için de kullanılıyor. Pavli deyince hemen zihinlerde bu panayır canlanıveriyor.
Pavli'nin meraklısı yalnızca Trakya'nın insanı değil. Yakın çevrenden de pek çok kişi Pavli için buraya akın ediyor. Pavli'ye akın edenler arasında pek çok fotoğraf meraklısı da bulunuyor. Gazetecisinden, derneğine fotoğraf meraklılarının Eylül ayında buluşma adresi adeta Pavli oluyor. Burada çekilen fotoğraflar çeşitli yayınlarda ve internet ortamında seyre sunuluyor. Pavli'yi en iyi anlatan kaynaklardan biri de Pehlivanköy Belediyesi'nin web sitesinde bulunuyor. Her ne kadar buradaki tanıtım yazısı geçtiğimiz yıllara ilişkin hazırlanmış olsa da birçok açıdan güncelliğini koruyor. Sizler için yeniden derlediğimiz yazı şöyle;
"Pavli Panayırı, 1910 yılından beri kesintisiz olarak kutlanıyor. Bazıları bu tarihin daha da geriye gittiğini söylese de, bu ola ki ilgiyi artırmak için abartılmış bir durumdur.
Pehlivanköy sonbahar panayırı, Trakya'da Çatalca düzenlenen panayırla birlikte, son kalan iki panayırdan en büyüğüdür. Fakat ne kadar gözden kaçırılmak, hasıraltı edilmek istense de, bu tarih ötelemeyle ilişkili bir başka gerçeği panayırın ruhunu diri tutmak için dile getirmekten çekinmemek gerekir. Tren yolunun hemen karşısındaki, Ergene Nehri kıyısındaki alabildiğine geniş düzlükte kuruluyor panayır.
Panayır her ne kadar Romanların baskın tekelinde gibi düşünülse de, aslında durum pek de böyle değildir. Romanlar genellikle lunapark bölümünde, kendilerine has eğlence anlayışlarıyla panayırın eğlence ayağını diri tutuyorlar. Kendilerine has, artık kanıksanan jargonlarıyla bu işi en iyi de onların yaptığı şüphe götürmez bir gerçek.
Lunapark sadece çocuklara ve gençlere hizmet etmiyor. Yaşı bir hayli ileri olanları da fırdöndü zincirli salıncaklarda, ruhunu emanet ederek cesaretle bindiği gondollarda, muzipçe diğerlerinin araçlarına bindirmek için orta yerde deli gibi dolaşan çarpışan otolarda görmek mümkün. İki kişinin karşılıklı ayakta durarak hızlandırdıkları, küçük gondol tarzı nostaljik salıncaklarda kadınların korku dolu şen kahkahalarını ve basma kumaştan şalvarlarının rüzgara karışan uğultusunu duyarsınız.
Kadınlar en çok bunları tercih ediyorken, erkeklerin durumları biraz karışık. Tahrikkar sözlerle ortalığı ateşleyen, süsü püsü makyajı yerinde bir Roman kızının koruduğu kalenin önünde biriken erkekler size ne dediğimizi anlatacaktır. Bir kadının koruduğu kaleye gol atmak için, bilinçaltına kodlanmış onulmaz bir ispat peşindeki erkekler, her zamanda beklenen başarıyı gösteremiyorlar.
Tren yolunun karşısında, ellerinde çitledikleri gündöndüleriyle orta yaş üzeri Pomak kadınları, yöreye has feracelerinin ya da çemberinin ucuyla yüzlerinin çene kısımlarını mahçup utangaç bir edayla kapatıp, panayırı arzı endam eden iri gözlü, etine dolgun, makyajı yerinde Roman kadınlarını, kendilerini kemiren bir şüpheden alıkoyamayarak izlerler. Kendilerinden emin, kalabalığı umursamayan, yere sağlam basan adımla arada şen kahkahalar savurarak dolaşır Roman kadınları. Bilirler ki bütün gözler onlardadır. Son yıllarda panayırı çokça ziyaret eden fotoğraf tutkunlarına, bir artiz (!) edasıyla en cakalı fotoğrafı vermek için birbiriyle yarışanlar da bir o kadar fazladır.
Lunaparkta ne ararsan bulabilirsin. Oyun aletlerindeki kuyrukların haddi hesabı yoktur. Ama panayır lunaparktan ibaret değildir. Aksine lunapark küçük bir kısmıdır Pavli'nin.
Üzerleri tentelerle örtülmüş stantlarda iğneden ipliğe, gerekliden gereksize ne varsa herşeyi bulabilirsiniz. Yöreye özgü basma helvaların olduğu stantlar çok renklidir. Çocukların dillerini damaklarını kiraz gibi boyayan horoz şekerlerinden elma şekerine kadar renk renk şekerlemeler, Osmanlı macunları, başka başka helvalar dizili tezgahlar iştah kabartır. Tazecik süt mısırları közlenen, kaynayan tezgahların başı da hep kalabalıktır.
Civar ilçe ve köylerin meşhur yemeklerini tadabileceğiniz, içine birkaç plastik masa atılmış stantların kokusu sizi nerede olsanız çeker. Trakya'nın her yerde aranan et ürünlerinin bir kimliğe bürünmüş tüm lezzetlerini bir başka stantda bulabilirsiniz.
Keşan'ın satır köftesine, Tekirdağ'ın meşhur köftesi eşlik eder bir başka köşede. En iyisini sadece Çerkezmüsellim'de tadabileceğiniz Hayrabolu köftesini - hizmette sınır yok - ayağınıza getiriyor Pavli panayırı. Pomak Mandıra'nın sütlü tavuklarını köz köz ateşlerde nar gibi görünce diliniz damağınıza yapışır. Hele ki en iyisini Uzunköprü Yeniköy'de bulunan "İsmail' in Yeri"nde yiyebileceğiniz çevirmeyi Pavli' ye özel bulabileceğiniz gibi, ev yapımı Yeniköy şaraplarının neden bu denli rağbet gördüğüne şaşıracaksınız.
Trakyalı köylü erkeklerle özdeş "Ecevit kasketini" başlarında yan çevirmiş yaşı ilerlemiş ama ruhları hep genç kalan ve yüzleri yılların mihnetinden bıçak yarası gibi çizgiler taşıyan zamanın tanığı ihtiyarcıklar, gırnatacılardan istekte bulunurken diri bir özlemle geldikleri toprakları yad ederler. Çevirmenin en iyisini muhakkak ki Trakya'da yersiniz, ama çevirmecilerin en kralları muhakkak Pavli'ye gelirler.
Buraya mal satmak için gelen esnafın çeşitliliği bir yana, geldikleri yerler de çeşitlidir. Hepsi Trakya'lı değildir. Anadolu' nun çeşitli illerinden gelip, Pavli'yi sabırsızlıkla beklediklerini söyleyenler vardır içlerinde. Balıkesir'den, Çanakkale'den, Manisa'dan, İzmit'den gelenler vardır.
Panayır alanını, daha panayır kurulurken civar köylerden traktörleriyle gelenlerin römorkları çevreliyor. Saymaya kalksanız bir yerde sıkılıp bırakacağınız kadar çok römork dizili panayır alanının etrafında. Öyle ki günler öncesinden buraya gelip en güzel yerden "yer tutan" bu römorklar, panayır boyunca burada kalıyor. Üzerlerine gerdikleri tentelerin altına yastığını yorganını serenler ise, yan römorkta yatan tanıdıklarıyla sohbet ede ede bir Pavli gecesine daha yorgun gözlerini yumuyorlar. Yaşı 100'ü aşan Pavli panayırı, her Eylül ayında misafirlerine kapılarını açıyor." 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol