İğneada denizcilik ve kabotaj bayramını kutladı.
Protokol mensuplarının yanı sıra katılım gösteren belde sakinleri kutlamaların ve törenlerin coşku içinde geçmesini sağladı. Düzenlenen yarışmalar ise kutlamalara ayrı bir renk kattı.
Trakya'nın incisi İğneada'da her yıl kutlanan Kabotaj ve Denizcilik Bayramı bu yıl da coşkuyla kutlandı. 1 Temmuz Çarşamba günü belde sakinlerinin de katılımıyla düzenlenen kutlamalar oldukça renkli geçti.
İğneada Belediye Başkanlığı ve İğneada Liman Başkanlığı tarafından düzenlenen kutlamalara Demirköy Kaymakamı Musa Aydemir İğneada Belediye Başkanı Hayri Savaş, Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz, İğneada Liman Başkanı Çetin Bahadır, Demirköy Jandarma Bölük Komutanı, İğneada Piyade Bölük Komutanı, İğneada Sahil Güvenlik Komutanı, Demirköy Daire Amirleri, yerel halk ve İğneada'ya tatil için gelen misafirler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan programda İğneada Liman Başkanı Çetin Bahadır günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Daha sonra ise yarışmalara geçildi.
Kutlamaların artık gelenek haline gelen yarışmaları ilgiyle takip edildi. Yüzme yarışı, yağlı direk yarışı, Yoğurt Yeme Yarışması, Çuval yarışı, Kaşıkla Yumurta Taşıma Yarışı ve Halat çekme yarışı Kabotaj Bayramına damgasını vurdu.
Yağlı Direk Bayrak Yarışması'nda kazanan Orhan Girgin belediye başkanlığı tarafından küçük altınla ödüllendirildi.
400 metre serbest yüzme yarışı birincisi Kuday Öğünlü belediye başkalığı tarafından küçük altınla ödüllendirildi.
200 metre serbest yüzme yarışı birincisi Berkay Yaçen de belediye başkanlığı tarafından küçük altınla ödüllendirildi.
Tüm yarışmalarda dereceye girenler Belediye Başkanlığı tarafında sürpriz hediyelerle ödüllendirildi.
Kabotaj Bayramı
Kabotaj; Fransızca'da yakın kıyılarda, özellikle de bir ülkenin kendi limanları arasında yapılan ticari denizcilik anlamını taşımaktadır.
Türkiye'de, 20 Nisan 1926 Tarihinde kabul edilmiş olan kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe girmiş ve bu Kanun, "Türkiye Limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk Vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılır" hükmünü getirerek daha önceden yabancılara açık olan bu faaliyetleri bundan böyle sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yapabileceğini belirtmiştir.
Bu nedenle her yıl 1 Temmuz gününü "Denizcilik ve Kabotaj Bayramı" olarak kutluyoruz.
Kabotaj Yasası ile amaçlanan Türk denizciliğinin gelişmesidir. Daha önceden kapitülasyonlarla yabancılara verilen haklar böylelikle denizde kendi vatandaşlarımız adına geri alınmaktadır... (Kutluay Uyanık / İğneada)
Denizcilik bayramında denize giremedik. Öğretmenler kampı olarak bilinen plaja giremedik. O malum otel burayı almış. Ne işletme var ne temizlik ne yaza hazırlık. Ama içeri girmek isteyenler tuhaf şekilde kovuyorlar. Halk kıyı kanunu gereği halkın olamsı gereken plajları kullanamaz hale geldi. Öte yandan üç beş tane şezlong atan işletmeci olduğunu idda edip plajları parsellemiş durumda. Özgürce girdiğimiz denize rahat giremiyoruz. Liman yolunds bazı işletmelerin hatırına yol kumsala doğru hafif doldurulup park yeri oluşturulmuş. Guzelim kumsa doğru adım adım ilerleniyor malesef. Mert gölünün denize yakın agzına saçma ve o dokuyu bozan bir baraka tarzı yer açılmış. Buna kim nasıl izin vermiş anlaşılmaz bir şey. Çöp yığınlarında bahsetmeme gerek yok. Bu yıl da manzara facia. Biri denizcilik bayramı mı dedi ?
istanbuldan geldik temizlik sıfır. meydandaki parkta bile çöp yığınları gırla. belediyeye 50 metre var yok. daha giriş tabelasında büyük bir yol çalışması vardı dolaşa dolaşa girdik merkeze. bunun yapılacağı zaman mı. sezon başlamış. fiyatlar fahiş. iki yatak atan otel motel mansiyon diye satıyor. 5 tl.ye türk kahvesini tırışkadan bir yerde içmek cabası. adam plajın orta yerine motel dikmiş ve içine kalıcı eklemeler yapıyor havuz mavuz falan. buna başka yerde müsade edilmez bile. yakında buranın erikli avşa gibi canına okurlar.
çöp sorunu bitmedi malesef. sezondaki kalabalığın çöpünü bile toplamaktan acizler. hem daha ramazan dolayısıyla sezon bile başlamış sayılmazken böyleyse.
Çöpler+plajlarda gezen inekler onların her yerde bıraktıkları malum izler + başıboş gezen koca koca sokak köpekleri + otelleri geçtim 150-200 lira fiyat çeken ( hem de sadece kalacak yere ) ev pansiyonları + merkezdeki parkın dibinde barakadan bozma gürültülü mekanlar + alışveriş pahallı ( sezon kısa abi deyip milleti üfeliyor esnaf - bu arada esnaf dediğimin bir kısmı İğneadalı bile değil ha ) + longoz denilen ormanın içerilerinde çöp yığınları ( ormanın çok içlerinde çekyat gibi ev eşyaları atılmış olduğunu gördük ya ) + merkezde araç park etmek eziyet - bir de hemen elinde park etmek koçanı ile gezen saygısız görevliler vb vb vb Demirköylü komşularımız bize burayı çok övmüşlerdi. Bir daha İstanbul Avcılardan bu kadar uzağa bunlar için gelir miyim ? Hayır.