İZ BIRAKANLAR - ERDOĞAN ERTÜRK

Sevgili dostlar merhaba;
Bu hafta bu köşeden sizlere aramızda yani Kırklareli, Pınarhisar ilçesi Evciler köyünde yaşayan, şair Erdoğan Ertürk'ü tanıtmaya çalışacağım. Onun düşüncelerini, nelerden esinlenerek şiirlerini yazdığını, kendi gözlemlerimle sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Böylelikle sizlerde aramızda yaşayan bu değeri hiç değilse biraz olsun tanıma imkânını bulmuş olacaksınız.
ERDOĞAN ERTÜRK
Erdoğan Ertürk; 04.09.1945 yılında Kırklareli ili Pınarhisar ilçesi Evciler Köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Halil İbrahim Bey, annesi Sacide Hanımdır. İlkokulu Evciler İlkokulunda, Ortaokulu Pınarhisar ortaokulunda okuduktan sonra Kırklareli Lisesi ne kayıt olmuş ve son sınıftan ayrılarak 1963 yılında İstanbul'da ticaret hayatına atılmıştır. 1964 yılında Fitnat hanımla evlenmiş, 1965 yılında askere gitmiştir. Askerlik görevinden sonra tekrar İstanbul'da
Ticaretle iştigal etmeye başlamıştır. Fatma ve Dündar, isimli bir erkek ve bir de kız çocuğu vardır.
Emekli olan şairimiz, hâlen Pınarhisar Evciler köyü'nde yaşamaktadır. 1965 yılından beri şiir yazmaktadır. Şiirlerini kitaplaştırma çalışması bulunan şairimizin 200 ü geçkin yazdığı şiiri bulunmaktadır. Şiirleri, mahalli gazetelerde ve birçok dergide yayınlanmıştır.
Erdoğan Ertürk, bir halk şairdir. Halk ozanı tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Konuları toplumdan ve hayatın içinden seçmiştir. Bu nedenle şiirleri genelde didaktik türde şiirlerdir. Erdoğan Ertürk'ün şiirlerinde yalnız şiirin kendisi değil toplum bireylerinin tümü vardır. Onun şiirlerini okuyan kendisini şiirin dokusu içinde yürürken bulmaktadır.
Erdoğan Ertürk, bir halk ozanıdır. Bu özelliğini şiirlerine yansıtmaya özen gösterir. Bu nedenle Erdoğan Ertürk'e memleket şairi demekte mümkündür. Fakat şiirlerinin konusu itibari ile ilk önce dikkati çeken yanı toplumcu şair olduğudur. Bu vasfı ile şiirleri ilgi görmektedir. O zaten şiirlerini halk okusun diye yazmaktadır. Erdoğan Ertürk'i anlatmak kolay değildir. Onun bir takım ön yargıları ve temel ilkeleri vardır. Memleket düşüncesi de öyledir. Bazı şiirlerine bu havayı yansıtır ve hicivsel deyişleri ile ince ayar bir eleştiri yapar. Onun için şiirlerini anlamak hem kolay hem de zordur. Şiirlerine de bu güzellik ve disiplin getirmiştir. O şiirle değil kültürle de donanmak ihtiyacını duyan biridir. Kültürel etkinlikleri, şiirsel etkinliklerle tamamlamayı düşünmektedir. Ne yazacağını, hangi kelimeyi nerede kullanacağını iyi bilmektedir. Zaten bu özelliği şiirlerine yansımış ve okuyucunun şiirlerinden haz duymasını sağlamıştır.
Yayınlanan bu şiirlerinde,  toplumsal ve toplum içinde yaşayan bireylere nasihat ve olayları hiciv eden şiirler yer almıştır. Kendisine has bir üslup içersinde kaleme almış olduğu şiirlerinde, yalın bir Türkçe ve akıcılık vardır.
Şairimizin bazı şiirlerinden alıntılar vermek istiyorum.

ÇİLE
Tutmadı hiç kimseler elimden
Koydular bu hâle yola beni
Böylesine sevmek çok derinden
Köle etti aciz kula beni

Bahçemde olanı verdim ele
Muhtaç ettiler bir güle beni
Razıyım yaşım dönseydi sele
Benzettiler durgun göle beni

Fırtınaya dayanamaz ruhum
Bağlasınlar kalın tele beni
Yansa da başım yine de buyum
Bırakın rüzgâra yele beni

Ellerin yerine kendim yandım
Döndürdüler sönmüş küle beni
Dert böyle gelir geçer sandım
Bitmedi, bitirdi çile beni
10.10.2008
Erdoğan Ertürk

GELDİ
Çalıştım ümit ile gayret ettim
Meyvelik birkaç fidan ektim
Uğruna bir ömür çile çektim
Üstü toprakta altı taşa geldi

Emeklerim boşa çıkmaz sandım
Çoğu istemedim aza kandım
Deryaya girmem kıyıda kaldım
Alnım açık ayak yaşa geldi

Geçmedi hiç sinemdeki yara
Önemsiz dedim zarara, kâra
Ömrümü verdim de dosta yâra
Ayrılık sonunda başa geldi

Yıkamaz sanırdım hiçbir fert
Mutlu yaşarmış ehli cömert
Beklemezdim bana gelen dert
Çekilmeğe ihtiyar yaşa geldi
12.02.2008
Erdoğan Ertürk

İSTEMEM
Yanmayınca ateş olmaz kor
Olmayınca düzen kurmak zor
Kimse görmesin kimseyi hor
Dosta düşman olmak istemem

Kaderden şikayet yetmiyor
Git demekle dert gitmiyor
Bir dünya ile iş bitmiyor
Kuldan fayda ummak istemem

Nasip değil hoş seda duymak
Sebepsiz olmaz nefse uymak
Denizdeyken karaya vurmak
Havada da uçmak istemem

Gönül bilmez gam paylaşmayı
Sevmez düşmanla anlaşmayı
Hem meçhul sona yaklaşmayı
Görüp hâyal kurmak istemem

Sevgiden başka yoktur çözüm
Kendimi görmüyor ki gözüm
Kimse dinlemiyorsa sözüm,
Sağıra dil yormak istemem
Erdoğan Ertürk

KÖY
Serilmiş ovası dağın kuytusuna
Yatmışlar sanki kış uykusuna                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                 
Gerek yoktur sual sorgusuna
Bakıp seyrine gözüm utanır

Ağaçlar mahzun, kuşlar neşesiz
Koyun, kuzu teslim, hem çaresiz
İçim kan ağlar dışım yaresiz
Dilim anlatsa, sözüm utanır

Boşuna nöbette minaresi
Yalnızlığa bürünmüş hanesi
Nedir acep bunun bahanesi
Sebep sormağa yüzüm utanır

Akar yanından geçer deresi
Bahçeye ekilmiyor sebzesi
Nasıl çekilir derdin böylesi
Söylese yaprak, üzüm utanır
14.02.1998
Erdoğan Ertürk
*********************************************************************
Görüldüğü gibi şairimiz, şiirlerinde ele almış olduğu temalara kendi duygusal bakış açısından da ayrı bir güzellik katmıştır. Erdoğan Ertürk, Kırklareli'nde 2008 yılından bu yana faaliyet gösteren (KIRKSEDER) Kırklareli Kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneğinin üyesidir. Kendisine buradan, kaleminin daim olmasını ve bol ilhamlar dilerim.
İnşallah bundan sonrada yeni yazacağı şiirleri ile bizleri buluşturur ve Edebiyat dünyamıza yeni eserlerle katkıda bulunurlar. Önümüzdeki hafta bir başka şairimizle sizleri tanıştıracağım. Saygılarımla

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol