İZ BIRAKANLAR-MEHMET KAYGISIZ

Sevgili dostlar merhaba;
Bu hafta bu köşeden sizlere aramızda yani Kırklareli merkez ilçeye bağlı, Çağlayık Köyü'nde yaşayan, şair Mehmet Kaygısız'ı  tanıtmaya çalışacağım. Onun düşüncelerini, nelerden esinlenerek şiirlerini yazdığını, kendi gözlemlerimle sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Böylelikle sizlerde aramızda yaşayan bu değeri hiç değilse biraz olsun tanıma imkânını bulmuş olacaksınız.
MEHMET KAYGISIZ
 Mehmet Kaygısız, 05.07.1962 tarihinde Kırklareli Merkez ilçeye bağlı Çağlayık köyünde, on çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Kendisine sorulduğunda "Mısır tarlasında çapa kazan rahmetli anam sancıları tutunca eve gelip doğuruvermiş beni" diye cevap verirken, konuşmasından o zaman ki meşakkatli hayat şartlarının zorluklarını da dile getirir.  Babası, Osman (Çavuş) Bey, annesi Hatice Hanım'dır.
Mehmet kaygısız,  dünyaya gelmiş olduğu Çağlayık köyü; bir kısmı Selânik- Serez- Menlik yöresinden gelen, bir kısmı da Balkan Savaşı sonrası ilk mübadelede köylerinin yeri karşılıklı olarak Bulgarlar'la değiştirilmesi sonucu bu günkü köye yerleşen iki gruptan oluştuğu için, insanların birbirini, Gacal, Pomak diye küçümseyerek eleştirdiği bir ortamdan da etkilenerek, kendisini alabildiğine hoşgörülü, olarak yetiştirmeye çalışmıştır.
İlk Okulu köyünde okuduktan sonra, zamanın köy ilkokulu ölçülerine göre çok başarılı bir öğrenci olduğu için öğretmenleri tarafından okutulması gerektiği yönünde görüş bildirilmesiyle, İstanbul'da olan en büyük ağabeysi tarafından Ortaokul okumak üzere İstanbul'a götürülmüştür. Bir yanda okuma hevesi, öbür yanda on bir yaşındaki bir çocuğun memleket, anne baba kardeş hasreti olan Mehmet Kaygısız " İçimde kopan farklı fırtınalar bana hem aile hem vatan sevgisini perçinleyerek öğretti" demektedir her zaman.  1972-75 yılları arasında İstanbul Gazi Osman Paşa da Kari Yörükoğlu Ortaokulu'nu okuduktan sonra başlamış olduğu Sağmalcılar Lisesi'ndeki eğitimini çeşitli etkenlerle yarım bırakıp, bir müddet çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1978 yılında halen yaşamakta olduğu köyüne, ailesinin yanına geri dönmüştür. O zamana kadar daha Anadolu'ya geçmemişken, 1982 yılında jandarma olarak askerlik hizmetini yapmak üzere gittiği, Ankara Çankırı Çorum üçgeninde İç Anadolu'nun bozkırlarında Ankara'nın, Sulakyurt ilçesinde, Yeşil Trakya'mın nasılda bir cennet misali yer olduğunu düşünerek geçirdiği yaklaşık 1,5 yıl onu memleketine daha da bağlamış ve ona hasret dolu şiirler yazdırmıştır.  Bir yandan da sıkıyönetim idaresinin, insanlar üzerindeki akıl almaz etkilerini gördükçe, kendisinde alabildiğine demokrasi taraftarlığı pekişmiştir. Askerlik dönüşü, giderken ayrılmamak üzere ölümüne antlaştığı sevgilisinin bir başkasıyla zorla evlendirilmiş olması onu hayata küstürmüş olsa da, aile bağlarının gücü ve kendisinin ailesine olan sevgisi onu tekrar hayata bağlamıştır.
1985 yılında, kendi köyünden Sakine hanımla evlendikten sonra hayatında yeni bir sayfa açmıştır.  Bu sayfada ilk yer büyüklerine saygıdan dolayı, anne, babası ve çok sevdiği Çağlayık köyü olmuştur. Zaten kendisi her zaman konuşmalarında " Aile büyüklerimi terk etmek şöyle dursun, bir kaç çok bunalımlı dönem hariç köyümü terk etmeyi asla düşünmedim,  fikirlerimle, yaşam tarzımla içinde bulunduğum toplumda aykırı biri gibi göründüm ama asla savunduğum değerlerden taviz vermedim. Köyde mi kalacaksın sorularına, evet köyde kalacağım ama ben kasketli değil kravatlı köylü olacağım diye cevap verdim. Anlamasalar da doğru bildiğimden şaşmadım. Orman içinde yaşayıp, orman kesmemeyi, kirli bir ortamda bulunsam da pisliğe bulaşmamayı, zehirli yılan dahi olsa her şeyin, herkesin kutsal yaşam hakkına saygı duymayı, nefret kavga yerine sevgi barış kardeşlik tohumları ekmeyi mümkün olduğunca başardım, çocuklarıma aşılamaya çalıştım,  bu gün geçmişe baktığımda zaman zaman keşkeler olsa da yeniden doğsam yine aynı kararları verirdim" demektedir.
Evliliğinden, İlyas, Selçuk, Sercan isimli üç erkek çocuğu vardır.
Mehmet Kaygısız için bir halk şairidir diyebiliriz. Halk ozanı tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Şiirlerindeki konuları toplumdan ve hayatın içinden seçmiştir. Bu nedenle şiirleri genelde didaktik türde şiirlerdir. Mehmet Kaygısız'ın  şiirlerinde yalnız şiirin kendisi değil toplum bireylerinin tümü vardır. Onun şiirlerini okuyan kendisini şiirin dokusu içinde yürürken bulmaktadır. Mehmet Kaygısız'a  memleket şairi demekte mümkündür. Fakat şiirlerinin konusu itibari ile ilk önce dikkati çeken yanı toplumcu şair olduğudur. Bu vasfı ile şiirleri ilgi görmektedir. O zaten şiirlerini halk okusun diye yazmaktadır. Mehmet Kaygısız'ı  anlatmak kolay değildir. Onun bir takım ön yargıları ve temel ilkeleri vardır. Memleket düşüncesi de öyledir. Atatürkçü ve milliyetçi karakteri ile duyarlı bir insandır. Bazı şiirlerine bu havayı yansıtır ve hicivsel deyişleri ile ince ayar bir eleştiri yapar. Onun için şiirlerini anlamak hem kolay hem de zordur. Şiirlerine de bu güzellik ve disiplin getirmiştir. O şiirle değil kültürle de donanmak ihtiyacını duyan biridir. Kültürel etkinlikleri, şiirsel etkinliklerle tamamlamayı düşünmektedir.  Ne yazacağını, hangi kelimeyi nerede kullanacağını iyi bilmektedir. Zaten bu özelliği şiirlerine yansımış ve okuyucunun şiirlerinden haz duymasını sağlamıştır. 150 kadar şiiri bulunan şairimiz, 1978 yılından bu yana şiir yazmaktadır.  Şiirleri, mahalli gazetelerde yayınlanmış ve yayınlanmaktadır. Yayınlanan bu şiirlerinde,  toplumsal ve toplum içinde yaşayan bireylere nasihat ve olayları hiciv eden şiirler yer almıştır.  Kendisine has bir üslup içerisinde kaleme almış olduğu şiirlerinde, yalın bir Türkçe ve akıcılık vardır. Şairimizin bazı şiirlerinden alıntılar vermek istiyorum.

ENGEREK YILANI ve İNSAN HİKÂYESİ
Güneşli bir bahar günüydü,
Hayvan otlatıyordum dalgın gezerek.
Birden bir sesle irkildim,
O da ne, bir yılan, hem de Engerek.
Çekildim geriye tüylerim ürpererek,
Bir sopa aldım seni canavar diye söylenerek.
Uzattım önüne yaylanarak ısırsın diye,
Aaa, galiba korktu kaçıyor geriye,
Dur bakalım canavar nereye nereye?
Haydi göster kendini ısır sopamı,
Ondan sonra sopamla koparayım kafanı,
Yine alayım ezelden gelen intikamımı.
Çabalarım boşuna engerek saldırmıyor,
Başına hafiften vuruşlarıma aldırmıyor,
Çaresizce sağa sola kıvranıyor,
Sanki bırak beni diye yalvarıyor.
Hayret zehirli canavar benden korkuyor,
Kıyma canıma dercesine tıs... tıs ediyor.
Durdum kulak verdim tıs tıs larına,
Evet, evet bir şeyler söylüyor bana.
Diyor ki; sen benden daha büyük canavarsın,
Ben güçlü olsam şimdi sen kaçarsın,
Üzerime basmazsan ısırmam seni,
Haydi, eline bir şey geçecekse öldür beni,
Benim de yaşamaya hakkım var, bilmiş ol bunu.
Sürünerek te olsa hayat yaşamaya değer,
Haydi Âdemoğlu yalvartma, öldüreceksen eğer.
Hakaret etme öldüreceksen
Düşmanca öldür beni,   
Dostça göm, yap bana karşı son görevini.
Şöyle bir düşündüm de kendimden utandım,
Belki yüzlercesini öldürdüm sanki ne kazandım.
Üstelik ben ondan daha canavarım,
İstersem dünyayı yıkar yakarım.
Ona vereceğim cezayı ben çoktan hak etmişim,
Anladım ki bugüne kadar hata etmişim.
Elim kalkmadı yürü git dedim deliğine,
Dikkatli ol bir daha düşme insan eline,
Suçsuz da olsan acımazlar vururlar beline.
Yaşamak hakkıdır, yılan da olsa öldürmek olmaz,
Güçsüze el kaldırmak insanlığa yakışmaz.
Haydi, git yılan, hatamı vurma yüzüme,
Canavarlığım öldü, düşmanlık yok, inan sözüme.
O yılan hep geliyor gözlerimin önüne,
Tövbeler tövbesi; bir daha silah almam elime.
                                           13.11.1985    
                                        Mehmet Kaygısız    
***************************************                                                                                                                                     
BEN KÖYLÜYÜM
Ben köylüyüm.
Adım genellikle çiftçidir,
Kasketim aksesuar değil, sağlık içindir.
Esmercedir tenim, toprak kokar nasırlı ellerim,
Ayağımda kara lastik ayakkabı,
Hani pekte sevmem giymeyi,
Ama giydiğim için çoook severim.
Ben köylüyüm.
Pek anlamam valsten, tangodan.
Çiftetelliyi toprakla oynar,
Halayı suyla çekerim.   
Cazla, klasik müzikle de aram iyi değil,
Ben türkü çağırmayı bilirim, severim.
Bazen sorarlar bana; nedir inadın,
Herkes gitmiş burdan, sen neden kaldın?
Soranlar bilmez belki ama ben bilirim;
Çanakkale'ye burdan uğurlanmış dedelerim,
Rus, Bulgar, Yunan, işgalini zulmünü,
Burda görmüş ninelerim.                  
Atalarım feda etmiş;
Mübarek kanlarını, canlarını.
Yaşatmak için burdayım;
Onların aziz hatıralarını.
Ben köylüyüm.
Siz ağaca bakar,
Pembe beyaz çiçekler görürsünüz,
Ben, odun tomruk görürüm, işim o.                                      
Siz yere bakar, yeşil çimen,
Üzerinde kelebekler görürsünüz,
Ben hayvanım için ot görürüm, aşım o.
Siz doğaya çıkar, cıvıl cıvıl
Kuş sesleriyle huzur bulursunuz,
Ben hayvanımın çan sesini duyamam,
Huzursuz olurum, yoldaşım o.   
Siz gülü alıp,
Sevdiğinize vermeyi seversiniz,
Ben o gülü yetiştirmeyi severim,
Siz gülün kokusunu seversiniz,
Ben gülün yetiştiği,
Toprak, gübre kokusunu da severim,
Farkımız bu.
Ben köylüyüm.
Benim kanımda, tenimde, terimde
Toprak kokar kokmalı da,
Sizin kadar sosyal değilim olamam da.
Çok şey istemem sizden,
Beni tanımak zorunda da değilsiniz.
Şu an elinizde her ne tutuyorsanız,
Kağıt, kalem, çay, ekmek vesaire.
Dikkatlice bakın onlara,
İçlerinde ben de varım bilin yeter.
Haa bir de şunu bilin;
Ben köylüyüm amaaa duygusuz değilim.
Sevmeyi bilen her yaşta sever sevilir,
Nasırlı ellerimiz
Kalem tutmayı da bilir,
Çiçek tutmayı da bilir.
                                           01.05.2011
                                      Mehmet KAYGISIZ
***************************************  
AĞAÇLAR ÖLMESİN
Bizim köyde bir kötü adet
Bir ağaç kesilir, biri ölürse şayet
Pek te yadırganmaz doğalmış gayet
Bu kötü adet bitmeli elbet
Ağacın bir kısmı mezar tahtası
Ya çürür ya kaçakçılara ganimet fazlası
Böyle gelmiş gider zordur ama anlatmak
Bilirim boynuma borç, yeniliği başlatmak
Aileme dostlarıma şudur ki vasiyetim
Sakın ha benim için ağaç falan kesmeyin
Son arzusu doğa dostu Mehmet'in
İnsanlar öldü diye ağaçlar da ölmesin.
                                        02.02.2005
                                   Mehmet KAYGISIZ

Görüldüğü gibi şairimiz, şiirlerinde ele almış olduğu temalara kendi duygusal bakış açısından da ayrı bir güzellik katmıştır. Mehmet Kaygısız, Kırklareli'nde 2008 yılından bu yana faaliyet gösteren (KIRKSEDER) Kırklareli Kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneğinin üyesidir.
Kendisine buradan, kaleminin daim olmasını ve bol ilhamlar dilerim. İnşallah bundan sonrada yeni yazacağı şiirleri ile bizleri buluşturur ve Edebiyat dünyamıza yeni eserlerle katkıda bulunurlar.
Önümüzdeki hafta bir başka şairimizle sizleri tanıştıracağım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol