İZ BIRAKANLAR

Sevgili dostlar merhaba;
Bu hafta bu köşeden sizlere Şair- Bestekâr-Öğretmen Vildan Alanat'ı tanıtmaya çalışacağım. Onun düşüncelerini, nelerden esinlenerek şiirlerini yazdığını, kendi gözlemlerimle sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Böylelikle sizlerde aramızda yaşayan bu değeri hiç değilse biraz olsun tanıma imkânını bulmuş olacaksınız.
VİLDAN ALANAT
20.05.1954 tarihinde Kırklareli'nin Lüleburgaz İlçesinde dünyaya geldi. Beşkardeş olan Vildan Hanım, Firdevs Hanım'la Şaban Bey'in ilk çocuklarıydı. 1960 yılında İstanbul'a göç etti. Lüleburgaz Emrullah Efendi İlkokulu'nda başladığı ilköğrenimini Beyazıt'ta ki Koca Ragıp Paşa İlkokulu'nda tamamladı. Müziğe olan ilgi ve yeteneği daha o yıllarda fark edildi. Kendi okulunda açılan bir kursta mandolinle tanıştı ve aralıksız üç yıl ders aldı. Yine ayni yıllar da şiir yazmaya başladı.
 Ortaokul ve Liseyi Üsküdar Kandilli Lisesi'nde yatılı olarak okudu. Müziğe olan ilgisi giderek artıyordu. Okulunun İstiklâl Marşı törenlerini yönetiyor, müzik öğretmeninin anahtarını teslim ettiği müzik odasından etüt aralarında müzik yayını yapıyor, okulun tek akordeon çalan kızı olarak onu herkes tanıyordu. İstanbul Ticaret Odası'nın düzenlediği liseler arası "Türkiye AET(AB) ye niçin ortak olmalıdır" konulu Kompozisyon yarışmasında üçüncülük derecesi olan Vildan Hanım, edebiyata 'da ilgi duyuyordu. Liseyi bitirdikten sonra, 1972 yılında İstanbul Devlet Konservatuarı şan bölümü sınavını kazanarak batı müziği eğitimi almaya başladı. Ancak Türk Sanat Müziği'ne olan ilgisi ağır basınca, Belediye Konservatuarı'nın altı yıllık yarım zamanlı T.S.M. Bölümü sınavını kazanarak, Dr. Nevzat Atlığ, Süheyla Altmış dört, İsmail Hakkı Özkan, gibi dönemin çok değerli hocalarından ders almaya başladı. Fakat müzik eğitimi almasına karşı çıkan ailesinin baskıları karşısında zor şartlarda iki yıl devam edebildiği okulunu bırakmak zorunda kaldı. 1975 yılında Muharrem Bey'le evlendi. Emniyet mensubu olan eşinin tayini nedeniyle üç yıl Diyarbakır'da kaldı. 1976 yılında Ülkü Selcen adında bir kızları oldu. 1978 yılında eşinin görevi dolayısıyla Ankara'ya geldiler. Yarım kalan müzik eğitimini burada sürdürmek istedi ancak bu kez de eşi karşı çıktı. Aile düzenini bozmak istemediği için üzülerek bu durumu kabullenmek zorunda kaldı.
1980 yılında Bahadır adında oğlu dünyaya geldi ve ayni yılın sonunda Tekirdağ'a tayin oldular. 1981 yılında eşinin kullandığı bir arabayla geçirdikleri trafik kazasında oğlunu kaybetti. Kendisi de ağır yaralı olarak kurtulduğu bu kazadan sonra evliliğinde yıllardır süren problemler tekrar başladı ve 1983 yılında eşinden ayrıldı. 1983 Eylül ayında geçirdiği bir trafik kazasıyla da kızı Ülkü Selcen'in babası Muharrem Bey hayatını kaybetti.    Çocukları çok seven Vildan Hanım 1985 yılında " Selcen Abla Çocuk Yuvası" adıyla Tekirdağ'ın ilk özel yuvasını açtı ve altı yıl işletti. Bu arada İstanbul ve Tekirdağ'daki T.S.M. korolarında, Solist, korist ve daha sonraları da ut sanatçısı olarak müzik çalışmalarına başladı.
  1991 yılında girdiği üniversite sınavında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim İktisat Fakültesi'ni kazandı. 1992 yılında memleketi Lüleburgaz'a göç etti.  Bir yandan öğrenime devam ederken diğer yandan Tekirdağ'da başlayıp Lüleburgaz'da devam ettirdiği çevrecilik çalışmaları çerçevesinde Trakya çapında "Bir nefes Sağlık" adında Beş Bin imza kapasiteli bir kampanya başlattı ve yürüttü. 2000 yılında da "Çocuk Çevre Koruma Birliği'ni" kurdu ve çocuklarda çevre bilincini geliştirme adına müziği de araç olarak kullanıp çeşitli etkinlikler yaptı.
   1996 yılında İktisat Fakültesini bitirdi. Ayni yıl tekrar girdiği üniversite sınavında bu kez Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü'nü kazandı. Öğretmenliği de çok seviyordu ve nihayet yarım kalan müzik eğitimini tamamlama olanağı buldu. 1997 yılında çok kısa süren bir evlilik yapan Vildan Hanım 2000 yılında müzik öğretmeni olarak mezun oldu. Ancak kişiye okuma hakkı tanıyan yasalar, yaşından dolayı ona devlet okullarında öğretmenlik yapma hakkı tanımadığı için 2010 yılına kadar özel okullarda çalıştı. Halen evinde müzik dersleri vererek çok sevdiği öğretmenliğine devam etmektedir.
   Uzun yıllar dernekler bünyesinde yürüttüğü T.S.M. çalışmalarına 2003-2004 yıllarında iki dönem koro şefliği yaptıktan sonra ara verdi. Halen T.S.M. çalışmalarını davet edildiği çeşitli sanatsal etkinlikler ve televizyon programlarında udi Bestekâr olarak sürdürmektedir.
    Beste çalışmalarına 1987 yılında başladı. Çocuk şarkısı, marş ve türkü formundaki bestelerinin yanı sıra ağırlıklı olarak T.S.M. Şarkı formunda besteler yapmaktadır. Bestelemiş olduğu çocuk şarkısı ve marşlardaki sözlerin tamamı kendisine ait olan besteci, Şarkı ve türkülerde zaman zaman, Aytaç Oy, Sedai Kavrık, Erman Ulusoy gibi şairlerin şiirlerini de bestelemiştir. Şairimizin, şiirlerinde ele alıp işlemiş olduğu konular daha çok yaşamış bulunduğu konularla ilgili ağılık kazanmış ise de aşk, sevgi ve tabiat temalı şiirleri de vardır. Şiirleri genelde, didaktik, satirik, lirik ve pastoral türde şiirlerdir.
1962 yılından bu yana şiir yazan şairin 200 den fazla şiiri vardır. Hece vezinle şiirler yazan şairimizin, yazdığı şiirleri içinde serbest vezinlide yazılmış şiirleri de vardır.
 Vildan Alanat, aslında, doğaya ve insanlara âşıktır. Sosyal yaşantısı içerisin de gözlemlediği olayları şiirlerinde dile getirir ve bunu; kendisine has bir üslup içerisinde yapar. Okuyucusu, şiirlerinde bu güzellikleri mısraların arasında yol aldıkça daha iyi anlar. Vildan Alanat, şiirlerini toplumun her kesiminin anlayabileceği dil ile yazmaktadır.  Süslemelerden uzak ve sade bir dil kullanmaya çalışır mısralarında.
Vildan Alanat'ın şiirlerinden size örnekler vermek istiyorum:

    MEMLEKET RENKLERİ
Memleketin renkleri gözlerimde canlanır
Bahar olur İstanbul erguvanla morlanır
Nemrut'un tepesinden güneş kırmızı bakar
Kardelenler doğuda umuda umut katar.

Sarı sarı buğdaylar Konya'nın ambarında
Yeni bir çağ başlıyor Harran Ovalarında
Dantel dantel kıyılar Ayvalık'tan Bodrum'a
Her renk çiçek açılır İzmir'in dağlarında

Seralarca turuncu işte size Antalya
Yere inmiş bulutlar bembeyaz Çukurova
Yeşil cennet ararsan haydi Karadeniz'e
Hiçbir yerde arama böyle güzel bir ülke
Hiçbir yerde arama canım benim Türkiye
                                    Vildan Alanat
                                     Lüleburgaz
                 (Hicaz makamında bestelendi)
*************************************
BULUTLANIRIM BAZEN
Tenime sinmiş buram buram bir aşksın
Bulduğum anda kaybettiğim tek yârsın
Kavramlar kaymış Araf'ta olsam ne çıkar
Varlıkta değil, duru düşte sen varsın.

Kaybolup güneş gül yüzünü saklarken
Güler mi yüzüm içim ağlıyor zaten
Umutsuz aşka düşüp de ruhun kararır
İşte ben böyle bulutlanırım bazen
                                  Vildan Alanat
                                    Lüleburgaz
             (Nihavent makamında bestelendi)
*************************************
HAZANDAN BAHARA
Uzaktan göz bakar, yakından gönül
Yarının derdine çekince perde
Mis kokar sümbül, bir başka açar gül
Hazan'ın bahara erdiği yerde

Değişmez düzende gün günü bekler
Demirden halkayla bağlıyız derde
Hiç kopmaz dediğin zincirler kopar
Sevginin korkuyu yendiği yerde

Durdurmak ne mümkün akacak suyu
Bendini aşarak yolunu bulur
Yasaklar, tabular dipsiz bir kuyu
Sevmekten kaçsan da o seni bulur

Çarpmayan kalplere heyecan olsun
Olmazı olura çevirdim diye
Kayadan fışkıran ota bir bakın
Haykırır dünyaya özgürüm diye
                                Vildan Alanat
                                  Lüleburgaz
    (Kürdili Hicazkâr makamı bestelendi)
BİR TUTAM HASRET
Hoyrat el değmesin diye
Sevdayı göklere yazdım
Yâd ele götürsün diye
Hasreti rüzgâra saldım

Nedendir bilinmez ama
Gönüller titremez oldu
Bilinen her şey bir yana
Sevdalar ses vermez oldu

Ey rüzgâr neredesin söyle?
Yanlışı geçmişe kaydet
      Sevdalar yaşanmaz böyle
Olmazsa bir tutam hasret
                             Vildan Alanat
                               Lüleburgaz
   (Muhayyer Kürdi makamında bestelendi)
*************************************
HAYAL
Çayırlar yatağım, gökyüzü yorganım olsun
Geceden yağsın da yıldızlar odama dolsun
Bulutsuz gökyüzü öğle vakti tam zamanı
Isınsın güneşte duygular sıcacık olsun

Ah ne çok isterim kirazdan küpeler takmak
Cevizle oynayıp elime kınalar yakmak
Özenir dururum gökkuşağından şala
Başıma şemsiye yapıp yağmurdan kaçmak

Ayçiçek tarlası hayali cennetse sana
Boşuna zaman kaybı gerçek cennet arama
Gerçeği ararken bakmışsın hayalin kayıp
Var eder düşler seni setler koyma arana
                                    Vildan Alanat
                                     Lüleburgaz
*************************************
     BİR SOLUKTA BİN HAYAT
Bir yiğit nazlısına yüreğini vermişse
Benlikten arınıp sen olmaya gelmişse
Avcunda yaşamaz köpük dalgada güzel
Bırak engine gitsin, ben köpüğüm demişse

Kaş çatıkmış ne çıkar, yüzü sana dönükse
İlhamını senden alır ona her an gülümse
Çıkamaz labirentten çare arar çaresiz
Varlıkta yok olur da incitmez, incinmezse

Ömürler kısa deyip uzatmak istiyorsan
İçi lâl, dışı mercan yaşatmak istiyorsan
Can içinde saklanan cana ulaşmak gerek
Bir solukta bin hayat yaşamak istiyorsan
                                   Vildan Alanat
                                    Lüleburgaz
*************************************
ELDE NE KALDI…
Bugünler dünlerden aldı nasibi
Yarınlar umuda kaldı
Şükürler hasete verdi elini
Bereket mazide kaldı
Sevgiler nefrete sundu payını
Yaşamak nadasa kaldı
Eğriler doğrunun bozdu şeklini
Bu miras ezelden kaldı
Bir aldın, bir verdin, elde ne kaldı…
                                  Vildan Alanat
                                   Lüleburgaz
Görüldüğü gibi şairimiz, şiirlerinde ele almış olduğu temalara kendi duygusal bakış açısından da ayrı bir güzellik katmıştır. Mısralarına, hasreti, özlemi, acıyı, ilmek ilmek işlemiştir.
Kendisine buradan, kaleminin daim olmasını ve bol ilhamlar dilerim. İnşallah bundan sonrada yeni yazacağı şiirleri ve yapacağı besteleri ile bizleri buluşturur ve Edebiyat dünyamıza ve Musikimize yeni eserlerle katkıda bulunurlar. Önümüzdeki hafta bir başka şairimizle sizleri tanıştıracağım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol