İZ BIRAKANLAR

Sevgili dostlar merhaba;
Bu hafta sizlere tanıtmak istediğim şair, Savaş Erdem'dir. Onun düşüncelerini, nelerden esinlenerek şiirlerini yazdığını, kendi gözlemlerimle sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Sizlerde biraz olsun Şair Savaş Erdem'i tanıma imkânını bulmuş         olacaksınız.
          SAVAŞ ERDEM
Savaş Erdem,11.09.1948 tarihinde, Kırklareli ili, Koca Hıdır mahallesinde dünyaya gelmiştir. Annesi Ayşe Hanım, Babası Remzi Bey'dir.  Savaş Erdem, ilkokulu Kırklareli'nde bulunan Ahmet Mithat İlkokulu'nda, Ortaokul ve lise öğrenimini de yine Kırklareli'nde Atatürk Lisesi'nde okumuştur. 1973 yılında askerlik görevini yapmak üzere Adana'ya gitmiş, askerlik bitiminden sonra, 1975 yılında Vakıflar Bankası'na girmiştir. Bu bankanın birçok şubesinde çeşitli kademelerde görevler yapmış ve 1999 yılında Edirne Şubesi Müdürlüğünden görev süresi dolduğu için  emekli olmuştur. Savaş Erdem, 1971 yılında yerel basında şiirlerinin yayınlanmaya başlamasıyla basın hayatının ve Edebiyat dünyasının içine girmiş ve halen aktif olarak bulunmaktadır. Kırklareli Sanat Sevenler Demeği, KIRKSEDER (Kırklareli Kültür, Sanat ve Edebiyatçılar Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi olan Savaş Erdem, kendi adına yayınlamaya başladığı Cep Sanat adlı aylık Kültür, Sanat ve Edebiyat dergisinin sahip ve genel yönetmenliğini sürdürmüş ve  (yoğun ilgi ve ekonomik nedenlerden) 38 sayıya kadar çıkarabilmiştir. Yerel gazetelere yazdığı fıkra makale yazılarıyla 1974 -1975 yıllarında Anadolu Basınını Özendirme Yarışmasında derece almıştır. İlk şiir kitabı olan Günahkâr'ı 2003 yılında, Kırklareli ile ilgi bir çalışmasını da " Anı Pastasından Bir Dilim Kırklareli" adı altında 2005 yılında ve Aşk Üç Harfe Sığar mı? İsimli şiir kitabını da 2012 yılında yayınlamıştır. Güzel sanatların her dalında bir şeyler yapmak isteğinde olan Savaş Erdem, edebiyat ve müzik çalışmaları yanında resim çalışmalarına lise yıllarında yağlı boya olarak çalışmışsa da daha sonra görevi nedeniyle bırakmak durumunda kalmıştır. Emekli olduktan sonra Osmanlı devrinden kalan eski resim çalışmalarının bir çeşidi olan gravür çalışmalarına ilgi duymuş, o yönlü çalışmalarını yaparken aklına gelen değişik bir yöntemle ahşap üzerine yakma tekniğiyle tablolar yapma fikri ağır basarak çalışmalarını bu yönde sürdürmüştür.
     Aynı zamanda bir fotoğraf sanatçısı da olan Savaş Erdem, değişik tarihlerde fotoğraf ve yakma resimlerini sergilemiştir.  Kendi şiir ve fotoğraflarından oluşan fotoğraflı şiir sergisi ile Kırklareli' de bir ilki oluşturmuş ve büyük ilgi görmüştür. Bugüne değin 15 kişisel 6 ortak sergi açmıştır. Kırklareli'ne âşık ve Kırklareli'ne bir şeyler yapabilme isteğinde olan Savaş Erdem, yazdığı sevgi şiirleri yanında Kırklareli için şiirlerde yazmıştır. Kırklareli tarihinde yaşamış ve halk arasında özel yerlere sahip olan kişileri de dizelerinde ölümsüzleştirdiği gibi hiciv denemeleri de yapmıştır. İlk'leri yapmayı seven Savaş Erdem " Türk Basınında İlk ve Son Sayılar" Sergisi ile de bir ilke imza atmıştır. Savaş Erdem 1976 yılında kendisi gibi bankacı olan Gülçin hanımla evlenmiş,  üç çocuk babası ve iki torun dedesidir. Şairimizin, şiirlerinde ele alıp işlemiş olduğu konular daha çok yaşamış bulunduğu konularla ilgili ağılık kazanmış ise de aşk, sevgi ve tabiat temalı şiirleri de vardır.
 Şiirleri genelde, didaktik, satirik, lirik ve pastoral türde şiirlerdir. 1971 yılından bu yana şiir yazan şairin 500 den fazla şiiri vardır. Serbest vezinle şiirler yazan şairimizin, son yıllarda yazdığı şiirleri içinde hece vezniyle yazılmış şiirlerine de rastlamak mümkündür. Savaş Erdem, aslında, doğaya ve insanlara âşıktır. Sosyal yaşantısı içerisin de bir fotoğrafçı gözü ile gözlemlediği olayları şiirlerinde dile getirir ve bunu; kendisine has bir üslup içerisinde yapar. Okuyucusu, şiirlerinde bu güzellikleri mısraların arasında yol aldıkça daha iyi anlar. Savaş Erdem, şiirlerini toplumun her kesiminin anlayabileceği dil ile yazmaktadır.  Süslemelerden uzak ve sade bir dil kullanmaya çalışır mısralarında. Savaş Erdem'in şiirlerinden sizlere örnekler vermek istiyorum.

GÜNEŞ
Tarlada çalışan ırgat
Yanar kavrulur
Güneşten.

Mahpustaki adam
Hasret
Gün boyu güneşe.
Savaş ERDEM
*********************************************************
SEN HİÇ BULUTLARI SEYRETTİN Mİ?
Sen hiç bulutları seyrettin mi?
Bazen birbirini kovalayan
Bazen sonsuza kucak açan
Bazen yüreğinin en derininden gelen
Bir sızı sonrası
Gözlerinden akan yaşlar gibi yağan
Bazen çocukça da olsa
Küstüm deyip yüzünü somurtan.

Sen hiç bulutları seyrettin mi?
Pamuk tarlasında pamuk atıp oynayan
Sonra da mola arası
Pamuk helvası yudumlayan.
Bazen en sevdiğini
En özlediğini görmedin mi oralarda
Hani demez miydi büyüklerimiz
"O şimdi gökyüzünde bulutlarla beraber" diye.
Bazen güvercin kanatlı melekleri görmedin mi?
Kar rengi uzun giysileriyle.
Sen hiç bulutları seyrettin mi?
Savaş ERDEM
**********************************************

RECİM
Recim cezasına mahkûm olmuş
Masum suçlu gibi
Atılan tüm taşlar
Bana vız gelir.

Aralarında
En sevdiğinin gülleri de varsa
En etkili mermilerden öte;

İşte o zaman
Ben vurulurum
ÖLÜRÜM…
Savaş ERDEM
**********************************************

NİYE
Doğdum,
Sevindiler.
Öldüm,
Ağladılar.
Oysa;
Geldiğim yere döndüm,
Niye
Anlamadılar.
Savaş ERDEM
**********************************************
ERKEKLER AĞLAMAZ
"Erkekler ağlamaz"
Böyle büyütüldük yıllarca.
Oysa;
İçime akıttığım yaşlar,
Bir okyanus oldu.
Savaş ERDEM
**********************************************

OLMASA
Uğruna ölünecek
Sevgi olmasa
Ölüm,
Böylesine güzel olur muydu?
Savaş Erdem
**********************************************

YOSUN YEŞİLİ GÖZLERİN
Göndermişsin gözlerinin yosun yeşilini
Yine ürkek, yine çekingen
Fakat
Bu sefer ateşli.

Yakmak niyetindeymişsin
Kalbimdeki sönmüş ateşi
Vazgeç bir tanem vazgeç.
Yanacak nem kaldı ki.
Bir kalp yanar, yanar
Kül olur.
Sonra,
Her şey unutulur.

Gönderme gözlerinin yosun yeşilini
Ne olur, istemem.
Korkarım.
Yine severim bir tanem.
 Savaş Erdem
**********************************************

AĞLADIĞIMI GÖRME İSTEMEM
bir yaprağın üzerindeki
çiğ damlacığı
gözyaşlarım.
gün batımıyla başlayan
göz yaşlarım,
gün doğumunu bekliyor
sevgi sıcaklığıyla
kurumak için.
ağlamak güçsüzlük ise,
ağladığımı görme istemem.
çünkü;
ağladığımı görüp
ağlamanı istemem.
ya ben senin
ağladığını anlarsam,
işte o zaman kahrolurum
YAŞAYAMAM.
ÖLÜRÜM…
Savaş ERDEM
**********************************************

 ADIN BAHAR OLSUN
Doğanın doğumunu müjdeleyen sensin
Yüreklere sevgiyi,
Gönüllere can verensin.
Yeşilin en güzeliyle
Beyazı kardeş edensin,
Söyle bana hayat veren
Söyle sen kimsin.
 
Dilerim tanrıdan
Güzelliğin sonsuz olsun
Bana verdiğin mutluluk
Tüm insanlara da olsun.
Almayı bilmeden
Daima veriyorsun
 Savaş ERDEM
**********************************************

 O BENİM İŞTE
Gözleri
Daima sevgiyle bakan

Dili
Hep sevgi okuyan

Kalbi
Sevgiyle atan

Kitabında
Sevgiden gayrı
Bir kelime olmayan
Birini arıyorsan
O benim işte.
 Savaş ERDEM
**********************************************

Taşlama
EŞEK
Eşek görüp etme itibar
Her yanına yağar sonra kar
Dört yanı sarmışsa sahtekâr
Son pişmanlık kime ne yazar

Yem verip bineceğin sanma
Anırdığı sese aldanma
Eşek eşektir diye kanma
Çifte yediğinde ağlama

Aklını başına al gafil
Olursun her şeyinden zail
Boynunda yular sanma ehil
Aldanma onlara hey cahil

Babası ne, oğlu ne olsun
Gözleri hep aç nasıl doysun
Bırak ipini lanet olsun
Gidersen peşinden yuh olsun
Savaş ERDEM
Görüldüğü gibi şairimiz, şiirlerinde ele almış olduğu temalara kendi duygusal bakış açısından da ayrı bir güzellik katmıştır. Mısralarına, hasreti, özlemi, acıyı, sevgiyi,yergiyi ve doğanın güzelliklerini  ilmek ilmek işlemiştir. Kendisine buradan, kaleminin daim olmasını ve bol ilhamlar dilerim. İnşallah bundan sonrada yeni yazacağı şiirleri ve yazıları ile bizleri buluşturur ve Edebiyat dünyamıza yeni eserlerle katkıda bulunurlar. Önümüzdeki hafta bir başka şairimizle sizleri         tanıştıracağım.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Bunlar şiirse ben çoktan şair olmuşum demektir.