İNSAN OLMAK İNSAN OLUŞUMUZ

Bir misafir kızım vardı ona hediyelik bir şeyler almak için yolum pazara düştü. Beğendiğim bir pantolon ve bluzu paketlettim, parasını ödedim ve yakınımda olan bir hamile bayanın baygınlık geçirmek üzere olduğunu sezince hemen yardımına koştum.
Zar zor bir sandalye bulup oturmasını sağladım. Geçen satıcıdan bir şişe soğuk su aldım ve elini yüzünü yıkadım. Biraz da su içirdim de genç anne adayı kendine geldi. Teşekküre gerek yok insanlık borcumuz diyerek genç bayanı teselli ederek koluna girdim evinin     yakınlarına kadar refakat ettim.
Tam pazardan çıkıyorken ardımda ayak izleri duydum ve dönüp bakmaya fırsat bulamadan "Hocam" diye bir el omzuma dokundu. Unuttunuz hocam paketinizi unuttunuz, akşamüstü tekrar geçerse veririm diye düşündüm ama bir daha geri gelmemenizin tedirginliği ile peşinizden koştum buyurun, dedi ve gitti.
O kadar mutlu oldum ki ayaklarım yerden kesildi, çiçekler açtı fikrimin bozkırlarında ümitlerim yeşillendi.
Mesele kaybedeceğim para değil insanlık meselesiydi, hani son günlerde insanlık ölmüş diyoruz ya iki lafın başında...
Demek insanlık hala ölmemiş.
Ne kadar güzel duygulardır bunlar. Hem de her adımda rastlamadığımız, hergün şahit olamadığımız bir konu. Kimi pazarcılar meyveyi, sebzeyi 20 santim yukarıdan bırakıyor teraziye birkaç kuruşluk vurgunu gerçekleştirsin diye, bu gencecik 25 sularında yağız delikanlı insanların arkasından koşuyor paketinizi unuttunuz diye.
Onun bu eşsiz davranışını takdir etmemek elde değil.
Şivesine bakılınca doğulu olabilir ama ister doğulu olsun ister uzaylı böylesinin eli sıkılır. Zaten insanları güzelleştiren kalp güzelliğidir. Bir kişi dünya güzeli bile olsa kalp güzelliğine sahip değilse eğer ancak bir cansız kuklaya dönüşür zamanla. Güzel kuklaları hepimiz severiz ama onlardan bir beklentimizin olması mümkün değildir.
Bir toprağı vatan yapan onun için verilen can, dökülen kan ise insanı da insan yapan duygularıdır. Her insan ülkesine benzer diye bir söz vardır. Bizim ülkemizin güzelliğini anlatmak için cennet sözü sönük kalır. Biz de Türkiye vatandaşları olarak din, dil, ırk ayrımı gözetlemeyerek hepimiz ülkemize benzemeliyiz.
Meleklere benzemeye gerek yok, insan oluşumuz bizleri melek eder.