İNSANOĞLU UÇUYOR

Avusturyalı Felix Baumgartner.
43 yaşında.
İsveç'te yaşıyor.
16 yaşından beri paraşüt sporu yapıyor.
Bekâr.
Bir sevgilisi var ama evlenmiyor.
Evlenmeye zamanı mı yok?
Aklı fikri paraşütte.
16 yaşından beri…
Bugün 14 Ekim 2012.
Avusturyalı Felix Baumgartner, 39080 metreden aşağı bıraktı kendini.
Heyecanlanmamak olası değil.
Losencılıs hava sahasında uçtu, adeta uçtu.
5 dakika 36 saniyede toprakla buluştu.
39080 metreyi 5 dakika 36 saniyede tamamlayarak yere indi.
 İlk denemesinde 21800 metreden atlamış, başarmış.
Evlenmeyi düşünmemiş gene.
İkinci denemesini 25 Temmuz 2012'de yapmış. 25600 metreden atlamış, onu da başarmış, gene evlenmemiş.
Şimdi, bugün tuttu 39080 metreden atladı.
Adam, 16 yaşından beri gönül verdiği alanda başarının sonsuzunu arıyor.
Ne mutlu.
Bu mutluluk ona yetiyor demek ki…
Evlenmiyor.
 İşte bu noktada başlıyor: "Eller aya, biz yaya!" tekerlemesi.
Elin oğlu uzayda, fezanın boşluğunda uçuyor adeta.
Başarıdan başarıya koşuyor…
Biz de gide vara Suriye sınırına kadar gidiyor, orda uzun uzun durup karşıya bakıyoruz, sınırı geçsek mi geçmesek mi, diye dükelliyoruz…
Geçmesek bir türlü, geçsek türlü türlü, bin bir çeşit.
 1969'da Ay'a gitmişlerdi.
Bizim Kamber dede, Ay'a gidenleri, atmosferi delmekle suçlardı o zamanlar. "O herifler Ay'a gittikten sonra dünyanın düzeni bozuldu, gökyüzünü deldi adamlar!" der dururdu.
Ay'a gidişe inanmayanlar da çok tabi.
Bir iki yıl öncesinde bile, Ay'a gidişin yalan olduğunu, kandırmaca olduğunu kanıtlamaya çabaladı birileri.
İnsan ister istemez kuşkuya düşüyor hani.
Gerçekten, bize kalsa, yeşil pasaportumuz yoksa Bulgaristan'a bile gidemiyoruz.
Yaşamımızın gündeliğinde yokluk, yoksunluk, yoksulluk imanımızı gevretiyor.
Günümüz Türkiye'si zaten aklımızı karmakarışık etti.
Yorulduk.
Yattığımız yerde yorulduk.
Birbirimizi tehdit etmekten kitap bile okuyamaz olduk.
 El, kendi içinde didişmiyor. Elin, adam gibi amaçları, insan gibi uğraşları var.
Atladı adam. Hem de 39080 metreden.
Bayağı heyecanlandık izlerken.
Saygı duyduk.
Ben'se köyde ceviz ağacına çıkarken kırk salavat getirmeye çalışıyorum.