İLÇENİN TARIM SORUMLULARI KONUĞUMDU

Köy yaşamı uzun sürdü bu yaz.
Dinlenmeye doydum da biraz bıkmaya bile başladım.
Kısıtlı uğraşlarla sürüp gidiyor bu dönem.
Biraz bahçe, bolca istirahat.
Bu ara, değerli bir şair-yazar arkadaşımın kitabını düzeltiyorum.
İki yoğun gün içindeyim.
Dalmışım, gün yarılandığı sıralar.
Firdevs Büyükateş'in "Kalemin Dili" eseriyle başbaşayım.
Başbaşaydım…
Dış kapıda sesler oldu.
Bahçe kapısında.
Kalkıp baktım…
Bir araç, yarı minibüsümsü, yarı cipimsi.
Tokat kapısının dış yanına yanaşıp yerleştirdiler otoyu.
Gelmekteler.
Bilemedim kimliklerini.
Bahçe kapısından girdiler.
Sanki yüzünü tanır gibiyim bu esmerimsi, yağızımsı adamın.
Ardında, açık tenli, gözlüklü bir insan.
Doğrusu ya, bir kuşkudur, bir soru yumağıdır takıldı aklıma.
Geldiler…
"Tanıyamadınız hocam!" dedi öndeki.
"Doğrusu, yüzün biraz bildik gibi geliyor!" dedim.
"İlçe Tarım Müdürü. Kaymakamlık yemeğinde birlikteydik," dedi.
Biliverdim.
Evet. Yeni kaymakamımızın temmuz ayında gerçekleştirdiği tanışım yemeğinde birlikteydik.
Ziyarete gelmişler.
Kiraz dibine kurduk sistemimizi.
Oturduk.
Muhabbetimizi koyulttuk.
Hasan Doğan. Kofçaz Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü.
Kısaca, İlçe Tarım Müdürü.
Açık tenli, camları kalınca gözlüklü öbür kişi de aynı kurumda ziraat mühendisi, Sercan Boyacıoğlu.
İki saati aşkın bir süre, çeşitli konularda daldan dala atlayarak ama…
Çok önemli, çok değerli alanlarda düşünce alış verişinde bulunarak…
Babadan kalma usullerle köycülük yapıyoruz.
Ağaçlara aşıyı bile nedense adam gibi yapamıyoruz.
Oysa bahçemizde aşılanması gereken o kadar çok ağaç var ki, geçen her yıl zararımıza.
"İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelirmiş."
Öylesine çok gereksinmem var ki bu alanda birilerine.
Önümüzdeki dönem bahçemizde belki de otuz kırk kadar aşı yapmam gerekiyor.
Öyle veya böyle yapmalıyım artık.
Ahdım var.
Birkaç gündür bunu söyler dururdum seslice.
Bugün öylesine hoş bir gelişme ki bu…
Havada ararken tavada bulmak işte.
Hasan Doğan, yaşam kulvarında çok olumlu, sosyal bir yapıya sahip.
Toplumsal yönden kalifiye bir insan.
Kofçaz'ı konuştuk, köyleri konuştuk.
Buralarda artık yeni bir şeyler yapmak gerektiğini dillendirdik.
İlçemizin, böylesi halk adamlarına gerçek anlamda gereksinimi var.
İlçede, masa başında gün boyu oturmaktansa, köyleri gezerek insanlarla ilişkiler kuran, köyü, köylüyü, köylünün yaşamını, durumunu yerinde gören, gözlemleyen bu gibi insanlar, etbeni gibi seyrektirler.
Safi ziyarete, safi bilişmeye, daha bir tanışmaya gelmişler.
Buradan da Ahmetler Köyüne geçecekler.
Sevindirdiler.
Dilerim sıkça gelirler ve dilerim sıkça görüşürüz.
Daha yararlı, daha gerekli yığınlarca söyleşimiz olur.
Ne iyi ettiler.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol