İADE-İ ZİYARET

Her güzel anın bir bedeli vardır diyenler doğru demiş.
Varna ziyaretinden sonra biraz rahatsızlandım.
Dostlardan ayrılmak mı, koskoca ömre sığmayacak bir günün anıları mı çarptı anlayamadım.
Bu defa Bulgaristan’a gidişimi sözde sadece eş dost ve akraba ziyaretine adayacaktım ama evdeki hesabın her zaman çarşıya uymadığını bir kez daha anladım.
Bir hafta boyu yataktan çıkamadım ve bu günlerde imdadıma koşan yine kitaplar oldu.
Varna’ya gittiğimizde Sabahattin ALİ Kültürevi Başkanı Sayın Rüstem Mümin Aziz’in Türkçeden Rusçaya ve Bulgarcaya çevirdiği ve bana hediye ettiği kitaplar oldu.
Rahatsızlığımı duyan Varnalı arkadaşlarım tüm sadakatleriyle bir Pazar sabahı seherinde “hadi kalk geçmiş olsuna “geliyoruz dediler.
Böyle ilaç gibi dostlar sayesinde, insanın ilaca da ihtiyacı olmazmış meğer.
Puslu bir hafta sonunun ıslak teninde bulutların kirpiklerinden süzülen inci taneleriyle düşüverdiler Dobriç şehrine.
Varna Sabahattin ALİ Kültürevi Başkanı Sayın Rüstem Mümin Aziz, yardımcısı Sayın Cemile Celil, Sayın Fatme İbrahim, Sayın İsmail Şükrü
İlk olarak Dobriç’in Kültürevi Mevlana’yı ziyaret ettik, küçük çocuklara Türkçe dersler veren değeli emekli öğretmen Sabri hoca karşıladı bizleri.
Kendi elleriyle Türk kahveleri ve başka hiçbir yerde bulamayacağımız Türk çayları ikram ettiler.
“Mevlana “Kültürevi’in yarınları için kimi değerlendirmeleri ele aldık ve orada gecen zamanı”“Mevlana” önünde ölümsüzleştirdik.
Sonra da ver elini Dobriç dedik.
Göl kenarında, Lebed lokantasında, şarkılar şiirler eşliğinde bardak, bardak gökkuşakları içtik.
Dile gelmeyen düşüncelerimiz bile katmer, katmer yankılandı ıhlamur kokulu şehrin sokaklarında.
Hasretler boğulurken sohbetlerimizde, sevgileri astık kuş dallarına namelerimiz oldu kuşdillerinden.
Yağmur kokan ağaçların gölgesinde duygular çiçeğe durdu.
Ateşten güller içimizdeki acıları yaktı kavurdu.
Dostluklar büyüttük avuçlarımızda yarınlar hediye, dallarda ay ışıkları aydınlattı yarınlarımızı.
Sofralar kurdu mevsimlerim en cömerdi rüyalar kanatlarında.
Suskun resimlerimiz bile dile geldi cennet ağacı altında.
Bulutlarla dans ettik güneşin dudaklarında, rüzgârın diline sakladık anıların gizini, silinmesin diye gönüllerden parmak izleri.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol