Ziraat Odası Ayçiçeği Üreticilerini Uyardı

Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan, ayçiçeği üreticilerini Mildiyö (Köse) hastalığına karşı uyardı. Şaylan, “Ayçiçeği tarlalarımızda geçtiğimiz yıllara göre daha yoğun şekilde Mildiyö hastalığı belirtileri görülmektedir. Ayçiçeği ekimi yapan üretici arkadaşlarımın mağduriyet yaşamamaları için acilen tarla kontrollerini yapmaları gerekmektedir” dedi.
Ayçiçeğinde Mildiyö Hastalığı
Mildiyö hastalığına obligat bir fungal parazit olan Plasmopara halstedii etmeni sebep olmaktadır. Mikologlar mildiyö hastalığına sebep olan P.halstedii’nin 35 genus (cins) ve 80 türünü sınıflandırmışlardır. Konukçu yaygınlık çalışmalarında hastalık etmeni diğer tür Compositae familyalarından izole edilse bile ayçiçeğini enfekte eden etmenin diğerlerinden daha az olduğu belirlenmiştir. Sadece birkaç türü ayçiçeği üzerinde patojenik etkiye sahiptir.
Ayçiçeklerinde mildiyö hastalığına neden olan Plasmopara halstedii fungusu 1876 tarihinde Halsted tarafından Massachusetts (A.B.D)’de rapor edilmiştir.
Yaygınlığı ve Ekonomik Önemi
Plasmopara halstedii ayçiçeği gibi Kuzey Amerika orijinli olup ayçiçeği tarımı yapılan diğer bölgelere de yayılmıştır. Fungus, bütün kıtalarda rapor edilmiştir ve ayçiçeği yetiştirilen subtropikal bölgelere kıyasla ılıman iklimin hâkim olduğu yerlerde daha yaygındır ve daha fazla verim kayıplarına sebep olmaktadır (Şekil 1). Mildiyöye erken dönemde yakalanıp yok olan bitkilerin bulunduğu bir tarlada, geri kalan diğer sağlıklı bitkilerde daha geniş tablalar oluşmakta ve görünüşte aşikâr olan verim kaybı nispeten dengelenmektedir. Enfekte olan ve hayatta kalan bitkilerin tohumları daha açık renkli ve hafif, yağ oranı daha düşük ve daha küçük tablaya sahip olur. Meydana gelebilecek verim kayıpları dayanıklı hibrit çeşitlerin kullanılması ve yüksek etkili fungusitlerle tohum ilaçlamalarının yapılması ile büyük oranda minimize edilmektedir.
Kimyasal kontrol
Ayçiçeği hastalıklarından birisi olan mildiyö dünyada birçok ülkede öncelikle fungusitler ile geçerli bir şekilde kontrol altına alınmaktadır. Pek çok fungisit P.halstedii’ye karşı etkindir ve tohum ilaçlaması için en yaygın olarak kullanılanı metalaxyl’dir. Diğer fungusitlerden acetamide ve triadiazole’un daha az ve metalaxylin analogları olan benalaxyl ve oxadixyl içeren tohum uygulamalarının metalaxyl ile yaklaşık aynı derecede olduğu belgelenmiştir. Viranyi ve Oros (1991) P.halstedii’nin gelişme dönemlerine her bir fungisitin nasıl etkili olduğunu tanımlamışlardır. İlk çalışmalarında Oros ve Viranyi (1987) mildiyö şiddetine karşı 11 fungisit içerisinden metalaxyl’in en etkili fungisit olduğunu buldular.
Metalaxyl; ABD, Yugoslavya, İspanya, Romanya, Hollanda, İtalya Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan ve Arjantin’de ayçiçeğinde kullanım için ruhsatlandırılmıştır. Avrupa aktif içerik dozunu 210 g/100 kg tohum olarak belirlerken Amerika 61 g/100 kg tohum olarak etiketlemiştir. Metalaxyl hiçbir ülkede şimdiye kadar yaprak uygulaması olarak ruhsatlandırılmamıştır. Melero-Vara et al. (1982) hektara 520g sprey uygulamasının simptomları 2/3 azalttığını belirtmiştir. Toprağa uygulanan metalaxyl bir eradikant olarak etkilidir fakat geniş alanlardaki tarla uygulamaları için fahiş masraflara neden olur. Metalaxyl’in sık olarak kullanımı ile ilgili bir endişe fungusta meydana gelen fungisit dayanıklılığının birçok kişi tarafından belgelendirilmesidir. Metalaxyl’e dayanıklı patojenlerin doğal seleksiyonu patates (Solanum tuberosus L.) ve üzüm gibi ürünlerde tek bir yetiştirme sezonu içerisinde çoğunlukla ve defalarca meydana gelir. Metalaxyl’in etkisinin azalmasındaki diğer faktör toprak mikroorganizmalarının ayrıştırmasının bir rolüdür. Metalaxylin yarılanma ömrü 6 gün kadar kısa bir süredir. (Kaynak: Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü) (H.M.Taner)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol