Ziraat Odaları şeker fabrikalarının satılmasını istemiyor

Kırklareli’deki Ziraat Odaları, Pınarhisar’da yaptıkları ortak basın açıklaması ile şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin durdurulmasını istedi. Ortak açıklamaya Türkiye Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Darcan ve Kırklareli İl ve İlçe Ziraat Odaları Başkanları da katıldı. 

Kırklareli Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, Alpullu Şeker Fabrikası’nın da içinde bulunduğu şeker fabrikalarının özelleştirilme kapsamında olmasından dolayı ortak basın açıklaması düzenlendi. Toplantıya Türkiye Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Darcan ve Kırklareli İl ve İlçe Ziraat Odaları Başkanları da katıldı. Yapılan ortak basın açıklamasında, “Fabrika çalışanlarıyla yaptığımız görüşmelerde Alpullu Şeker Fabrikası’nın Pancar işleme kapasitesinin pancar üretimiyle birlikte iki yüz bin ton olarak hedeflendiği pancardan elde edilen küspenin de paketleme yöntemiyle üreticilere ve hayvancılık yapan işletmelere verileceği planlandığı ancak Özelleştirme İdaresi Başkanlığının bu özelleştirme kararından sonra fabrikaların bakım, onarım ve yedek parça imalatlarını yapan her türlü ihtiyaçlarını karşılayan Eskişehir, Ankara, Afyon, Erzincan, Turhal'da bulunan makine atölyelerinin fabrikaların satış kararı verildiğinden dolayı Alpullu Şeker Fabrikasının da 2018 yılı bakım, tamir, imalat, revize gibi işlerinin belirsizliğini koruduğunu ifade etmişlerdir. İlimizin hatta Trakya'nın önemli bir değeri olan ve çok geniş iş, üretim sahası sağlayan, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleriyle kurularak 1926’da üretime başlayan, uygulanan yanlış tarım politikalarına bağlı olarak 2013’teTrakya'da çiftçilerin pancar yerine başka ürünlere yönelmesi nedeniyle üretimine ara vermek zorunda kalan Alpullu Şeker Fabrikası’nın, 104 köyden bin 200 çiftçinin aynı anda 126 bin ton pancar üretimi gerçekleştirmesiyle 4 yıl aradan sonra 15 Eylül 2017 Cuma günü dumanı tütmüştür. Trakya çiftçisine kapılarını yeniden açması pancar üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Alpullu Şeker Fabrikası bir fabrikadan ziyade, ilk şeker üreten Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşayan en büyük tarihidir. Ergene köşkünden, Türkiye’nin ilk golf sahasına, halka açık yüzme havuzu, 3000 stat sinema ve tiyatro salonuyla Trakya'nın kültürel gelişimine katmış olduğu değer tartışılmaz. Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, İstanbul ve Çanakkale çiftçisinin ürettiği yaklaşık 126 bin ton şeker pancarından 11 bin ton şeker, 32 bin ton pusa ile yaklaşık 6 bin ton da melas üretilmiş, bölgeye yıllık ortalama 100 milyon liralık katma değer sağladığı gibi, bu oranın oluşturulacak olumlu politikalarla geçmiş yıllarda olduğu gibi 4-5 kat oranında katma değer sağlaması işten bile değildir. Alpullu Şeker Fabrikası Trakya'mıza çok büyük bir değer katıyor. Bu fabrikanın bacasının tütmesi demek 100-500 milyonluk bir katma değerin Trakya'ya girmesi demektir. Bu sadece çalışanlar İçin değil hayvan besicisinden nakliyecisine hatta köy esnafına kadar herkese gelir sağlıyor. Fabrikamız kapandığı takdirde değer elimizden gidecek. Aynı zamanda göç vermeye başlayacağız. Elimizde ki değere sahip çıkmamız gerekir. Bölgemizdeki pancar üreticilerinin, halkımızın en büyük endişelerinden biri de geçmiş yıllarda özelleştirmeyle kapatılan tarım kuruluşları Türkiye Süt Endüstri Kurumu, Et ve Balık Kurumu, yem sanayi gibi hayvancılığı ayakta tutan kurumlar özelleştirildikten sonra hayvancılıkta nasıl dışa bağımlı hale geldiğimiz ortada iken milyarlarca liralık teşvik paketlerine, hibe ve desteklere rağmen hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulamadığımızın, bununda temelinde özelleştirme olduğu, özelleştirilen süt fabrikaları, yem fabrikaları. Et ve Balık Kurumu kombinalarının yerlerine nasıl ki alışveriş merkezleri yapıldıysa Şeker fabrikalarının da aynı akıbete uğrayacağı, kapanacağı, üretimin düşeceği sonunda hurda fiyatına satılacak fabrikaların yerlerine otel, konut, avm yapılmasından endişe ediliyor. Bu endişenin acilen giderilmesi gerekiyor. Şekerin hammaddesi olan pancar üretim havzalarının aynı zamanda küçükbaş, büyükbaş hayvancılığının gelişmesine, bölgemizin iklim coğrafi yapısının uygun olduğu, İstanbul gibi metropol kente yakın olması ülke hayvancılığına katkı sağlayacağı gibi bu günlerde hayvancılığımızı ithalata bağımlı olarak sürdürmemize son verecektir. Tüm bunların yanında pancar şekeri sağlık açısından da hayati önem taşıyor. Bilim insanlarının ifadelerine göre, doğal pancar şekeri kadar önemli sağlıklı bir şey yoktur. Şeker pancarı yok olduğunda yerine sağlıksız nişasta bazlı şekerler piyasaya sürülmeye başlanacak, pancar şekerinin üretiminin azalmasıyla nişasta bazlı şeker tüketimi artacaktır. Buda bebek mamalarından tutun yediğimiz içtiğimiz her şeyde kullanılacak. Yeni doğacak nesiller için kanser, obezite, kısırlık, şeker, tansiyon, kalp gibi hastalıklarının artmasına sebebiyet vereceğinden korkuluyor. Bundan sonraki süreçte asıl mesele Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle fabrika çalışanları, yöre halkı, esnaf, hayvancılık sektörü, alkol, maya üreticileri, yani kim kazanacak? Kim kaybedecek? Tüm bu soruların cevabını bulmak için T.Z.O.B. Başkanımız Şemsi Bayraktar Sayın Başbakandan ve Cumhurbaşkanımızdan randevu talep etmiş olup ancak bu randevu talebine bir karşılık henüz bir geri dönüş olmamıştır. Bu iş sadece pancar üreticisinin, şeker tüketicisinin değil 80 milyon tüketiciyi de yakından ilgilendiren bir konu olduğundan gelecek nesillerimizin nişasta bazlı şekere muhtaç mı edeceğiz? Yoksa sağlıklı beslenmede herkes tarafından kabul edilen pancar şekerinin üretimine devam kararımı vereceğiz. Bundan sonraki dönemde ülkemizin şeker ihtiyacının karşılanmasında pancar mı ön planda olacak? Yoksa mısır şurubu mu? Türkiye şeker ihraç eden ülke olmaktan çıkıp şeker ithal eden ülkemiz olacak? Sonuç olarak pancar ekim sezonunun içinde olduğumuz Mart ayı itibariyle pancar ekim taahhütlerinin alınacağı ekimlerin yapılacağı bu günlerde yetkililerin biran önce böylesine önemli bir konuya açıklık getirmeleri pancar üreticilerini tarım ve gıda sektörünü, şeker tüketicilerini, İlimizi Ülkemizi yakından ilgilendiren Alpullu Şeker fabrikamızın özelleştirme kapsamından çıkarılması ya da özelleştirmeden sonra 5 yıl gibi üretim şartı yerine pancar şekerinin sürekliliğini sağlayacak yeni düzenlemeler getirerek üreticinin de içinde olduğu kooperatifler aracılığıyla yürütülmesinin uygun olacağı, pancar şekerinin şartlar ne olursa olsun gelecekte sağlıklı nesillere aktarma sorumluluğumuzu bilerek bir kere değil bin kere düşünmemiz gerekir” diyerek özelleştirmelere karşı olduklarını belirttiler.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (Ö.Y.K) 21 Kasım 2016 tarihinde ve 2016/67 sayılı kararı ile aldığı, içinde Alpullu Şeker Fabrikası’nın da bulunduğu Türk Şeker’in özelleştirme işlemleri 31 Aralık 2018 tarihine kadar tamamlanacak.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol