"ZENCİ OLDUĞUM İÇİN"

Müslüman olduğumuz için, Türk olduğumuz için eziliyor, horlanıyor, hakları gasp ediliyor değiliz aslında.
Haklarımızı savunamadığımız için.
Türkler, "sallapati" yaşayan bir toplum.
Böyle böyle, giderayak ırk ve kültür olarak kendi kendini tüketecek.
Türkiye'de bile bunun emareleri görülmeye başlandı.
Türkler, az doğuruyor (üremiyor).
Yatırım yapmıyor (üretime katkıda bulunmuyor).
Yetki ve sorumluluk üstlenmiyor (yönetici olmuyor).
Edilgen ve güdülgen oluyor.
Rolantide yaşamayı seviyor (kendini vererek çalışmıyor).
Güzellik duygularından, tertip ve düzenden uzak.
Ezberlenmiş biçimde ve "Allah ne verdiyse" yaşıyor.
Böyle böyle tüketecek özünü, kültürünü, ırkını ve kendini.
El, istiyor, çalışıyor, savaşım veriyor, mücadele ediyor, çevresini onarıyor, kültürünü pekiştiriyor.
Ürüyor örneğin, çoğalıyor...vs...vs...vs...
Amerika'da kekeme Zenci, radyo spikerlik sınavına girmiş.
Sınav bitiminde dışarı çıkmış.
Arkadaşı, sonucu, durumu sormuş.
Kekeme Zenci demiş ki: "Z-z-ze-zen-zen-ci o-o-oolduğuuuum iiiiçiin ka-kaz-kazandırrr…madılar"
Öyle midir gerçekten?
Çevre temizliğine zerre kadar önem vermiyoruz.
Sigarası biten, boş paketi caddeye, kaldırıma bırakıveriyor veya fırlatıp atıyor.
Tost yiyen, kâğıda sarılı bir şey yiyen, içindekini yedikten sonra kâğıdı aynen…
Kül tablasını arabanın penceresini veya kapısını aralayıp caddeye, kaldırıma boşaltıveren bir toplumun üyesiyiz.
Kaldırımları baştan sona çerçi dükkânı olarak kullanan bir esnaf yapımız var.
Sigara izmaritini caddeye, kaldırıma, merdivene, salona, olduğu yere atıp arkasına bakmadan yürüyen bir yapıdayız.
Köylerimizde ev ile ahırımızı birbirinden uzaklaştıramayan bir toplumuz.
Ahır kiri ile eve çıkan, evin girişini ahır pisliğiyle bulayan bir alışkanlığımız ve umursamazlığımız var.
Gürültü kirliliği bizim için pek bir sıradandır.
Belki dünyanın en çok korna kullanan, olur olmaz korna çalan bir toplumuz.
Seyyar satıcılar, elektronik seslendirim araçlarını uluorta kullanabilirler bizde. Denetimsizdirler.
Sonra da abuk abuk soruyor, düşünüyoruz: "Bizi bilmem nerelere, niçin kabul etmiyorlar?"
Neden kabul etsinler?
Kendi içimizde sakin, akıllı, ehil, usturuplu bir sistem oluşturamıyoruz ki.
Kendimize adam gibi yaramıyoruz ki.
Yıl 2014…
O da gitti gider, bitti biter.
Cumhuriyet'in 100. yılına adım adım yaklaşırken halâ acemiliklerimiz ve hodbinliklerimiz deve yüküyle, katar katar…
El bizi başına belâ mı alacak?
Bir de dönüp Türklük'ten, Müslümanlık'tan dem vuruyoruz.
Sosyal yaşamımız kekeme.
Sorunumuz yaşamsal kekemelik.
Hiç başka bahane aramayalım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol