ZAMLARI KANIKSAMAK

Normal yaşam koşulları gereği, çarşı-pazara çıkıyoruz, alış-veriş mağazalarına giriyoruz, küçük-büyük ihtiyaçlarımızı gidermek için. Esnaf, mağaza sahibi ve pazarlamacı ile alacağımız ürün hakkında bilgi almak için görüşüyoruz doğal olarak. Ürün fiyatlarının beklentimiz ya da satın alma gücümüzün üzeri tutarlar karşısında gösterdiğimiz tepkiye karşılık muhatabımızdan; ‘sizin piyasadan haberiniz yok mu? Dolar nerelere vardığını biliyor musunuz?’ sözleri, nakarat oldu ve biz buna ‘evet, tabii’ demekten başka yanıt bulamıyoruz.
Halbuki; yükselen dolar ve dolayısıyla pahalılaşan akaryakıt fiyatlarından haberimizin olduğunu biliyoruz da, bunların alacağımız ürünlerin fiyatına ne kadar bir etkisi olabileceğini tartışamıyoruz. Zira, bunları tartışmaya satıcı/pazarlamacı/mağaza sahibi ya bilgi/birikim sahibi değil ya da konumu itibariyle uygun değil.
Biliyoruz ki; ekonomideki bu denli dalgalanma ancak, ya küresel doğal afetler nedeniyle, ya da savaşlar nedeniyle meydana gelmesi gerekir. Diyelim ki, dünyamızda afetler hep var ama, neden olduğu tahribat genellikle bölgedeki ulusal güçlerin çabalarıyla onarılıyor. Savaşlara gelince; yok mu? Var. Ama, hepsi yerel ve bölgesel boyutta. Sorarım size, yerel ve bölgesel olup-biten bu savaşlarda, birey ve halkların ne kadar payı var? Ben söyleyeyim: Hiçbir payı ve günahı yok. Öyleyse, var sayılan bu olayların bedelini, içinde ve dışında neden tüketiciler ödemekteler?
Öyle veya böyle; velev ki, yerel-bölgesel-küresel olayların neden olduğu bozuk ekonominin bedelini, yurttaşlık sorumluluğumuz gereği ödemekten kaçamayız. Ama, birada ve kardeşçe yaşamak istiyorsak, yoksul-varsıl birlikte ve insaf ve adalet ölçüsünde olmalı.
Bu iyi niyet ve insani duygularla ülkenin içine düştüğü darboğazları aşmak için, ekonomik bedel ödenirken, fırsatçıya da şans verilmemesi gerekir. Bunun kontrolü ise, özellikle devletin asli görevleri arasında olduğu unutulmamalıdır.
Fırsatçılar demişken, Tam da bununla ilgili Ticaret Bakanlığı tarafından son günlerde televizyonlarda sıkça yayınlanan şu kamu spotu reklamında: Bir dolandırıcının, yurttaşlara ait TC. kimlik numarasını ele geçirerek ya da telefon aracılığıyla tüketicileri nasıl dolandırdığını anlatması ve sonunda ‘kim sana karşılıksız her hangi bir şey verir’ ‘uyansınlar kardeşim’ dediği aklıma geldi. Devlet gerekli uyarıyı yapıyor, ama biz; her gün yeni bir dolandırıcılık öyküsüyle, Nazım Hikmet’in ‘AKREP GİBİSİN KARDEŞİM’ şiirinde söylediği şu sözleri doğruluyoruz.
“kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”
HAKSIZ BİR UYGULAMA DAHA…
Yine, merkezi bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Konu, doğalgaz sayaç değişimi hakkında. İlk uygulama, Ankara’da başlayıp yönetmelik değişmediği taktirde tüm yurda yayılacak. Olay Şu:
“Ankaralılar, kendi istekleri olmadan ‘Başkent Doğal Gaz A.Ş.’ tarafından usulsüz olarak dayatılan kartlı ön ödemeli doğal gaz sayaçlarının mekanik sayaçla değiştirilmesi nedeniyle, maddi ve manevi mağduriyet yaşamaktadırlar. Kartlı ön ödemeli doğal gaz sayaçlarının mekanik sayaçla değiştirilmesi karşılığında şirket tarafından tüketicilerden ( doğal gaz abonelerinden) 406 TL ile 486 TL arasında bir güvence bedeli alınmaktadır. ‘Başkent Doğal Gaz A.Ş.’nin bu uygulaması ‘Doğal Gaz Piyasası Dağıtım Ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’ne, ‘Anayasa’ya, tüketicinin seçme hakkına, kamu yararına, hukuk ve adalet anlayışına aykırıdır.
Ankaralıların kartlı-ön/ödemeli doğal gaz sayaçlarından dolayı ilk mağduriyetleri; Ankara B.B. tarafından 1996 yılından, dağıtımın ‘Başkent Doğal Gaz A.Ş.’ne devredildiği 2014 tarihine kadar yaşandı. Bu tarihe kadar 900 bin – 1 milyon dolayındaki aboneye, tüketicilerin onayları ve istekleri olmadan 300 dolar karşılığında kartlı ön ödemeli doğal gaz sayacı dayatılmıştı. İkinci dayatma ise; doğal gaz dağıtımının ‘Başkent Doğal Gaz A.Ş.’ne devredilip özelleştirilmesinden hemen sonra, çeşitli gerekçelerle şirket tarafından yapılmaya başlandı. Buradaki amaç, şirketin abonelerden “güvence bedeli” adı altında nakit para toplamaktır. Şirketin ön ödemeli sayaçları mekanik sayaçlarla değiştirme gerekçelerinin hiçbirinin yasal ve haklı dayanağı yoktur.”
Yaklaşık altı ay önce;
EPDK’nın (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) 29 Temmuz 2018 tarih ve 30493 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı “Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile, tüketici haklarının ihlal edildiğini iddia eden genel merkezimiz 01.08.2018 tarihinde, bir basın açıklaması yaparak ilgili kurumları ve tüketicileri uyarmıştı;
“Gerek Yönetmelik gerekse EPDK’nın açıklaması incelendiğinde, kartlı-ön ödemeli doğal gaz sayacı kullanan tüketiciler cezalandırılıyor. Buna göre, tüketicinin peşin olarak aldığı doğalgazın bir kısmına daha sonra gelen zam oranında el konulacak ve tüketiciye verilmeyecek.
EPDK’nın bu Yönetmeliği ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a, ‘Borçlar Kanunu’na ve diğer ilgili yasalara aykırıdır. Çünkü, tüketicinin daha önce aldığı malın bir kısmına daha sonra yapılacak zam dikkate alınarak el konulamaz.
Tüketiciler olarak başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına ve Ticaret Bakanına sesleniyoruz: hukuka ve yasalara aykırı olan bu Yönetmelik ve uygulamayı kaldırınız, durdurunuz.
Tüketicilere sesleniyoruz: Yasalara ve tüketici haklarına aykırı olan bu büyük haksızlığa karşı sessiz kalmayınız. Gerekli girişimlerde bulununuz. Haklarınızı arayınız.”
Bu konuda verilmiş bir mahkeme kararı var:
“Ankara 5.Tüketici Mahkemesi, 26.06.2018 tarihli ‘emsal olabilecek bir kararda; abonenin isteği dışında sayaç değişiminin ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 6.maddesine ve ‘Borçlar Kanunu’na aykırı olduğuna hükmetti. Mahkemenin bu kararı doğrultusunda, ‘Başkent Doğal Gaz’, mekanik sayaç ile değiştirdiği kartlı sayacı tekrar abonenin evine bağladı. Ayrıca, aboneden güvence bedeli olarak aldığı 406TL’yi de aboneye verdi.”
Bütün bu yasal düzenlemeler, mahkeme kararları ve en önemlisi bilinçli bir tüketici ile onun örgütüne rağmen haksızlıklar önlenemiyorsa; sanıyorum tüketicilere hak arama yol ve yöntemi olarak, sadece ve ısrarla mahkeme salonları kalmaktadır.

Yeni yılda her şey
gönlünüzce olsun!

Sorunsuz ve sağlıklı
bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol