“Ya gelişeceğiz ya da kapatıp gideceğiz”

Vali Osman Bilgin, termik santral ve nükleer santral konusundaki görüşlerini açıkladı. Devlet iradesinin istese o gün İnece’deki toplantıyı yaptırabileceğini, ancak esnek davrandıklarını belirten Bilgin, o kalabalıkta gizli servislerin adamları olduğunu açıkladı. Gelişmeyi istiyorsak, kendi kaynaklarımızla üretim yapmanın şart olduğunu belirten Vali Bilgin, haklı ve iyi niyetli protestolara saygı duyduklarını, bunun dışındakilerin ise başkasının değirmenine su taşıdığını ifade etti.

Kırklareli Valisi Osman Bilgin, geçtiğimiz hafta bir araya geldiği basın mensuplarına, termik ve nükleer santral konusundaki görüşlerini de iletti. İnece’deki ÇED Halkın Katılımı Toplantısı’nda ‘manipülasyon’ olduğunu söyleyen Vali Bilgin; “İyi niyetli protestolara sonuna kadar saygımız var. Çevre hassasiyeti tabii ki önemlidir. Ancak orada o gün İngiliz Gizli Servisi’nin güdümünde olan topluluklar ve kişiler vardı. Bunların bilgisi elimizde mevcut” dedi.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da hatalar, eksiklikler olabileceğini söyleyen Vali Bilgin, termik santralle ilgili olarak yeterli bilgilendirme yapılmadığını, bu yüzden konunun perde arkasındaki güçlerce provoke edildiğini ifade etti ve şöyle devam etti:
“İhtiyaçlarımız için kaynaklarımızı
kullanmalıyız”
“Dünya zaten çevre ile ilgili kaotik bir ortam yaşıyor. ABD ve Çin çok ciddi tesisler kurmuşlar. Bizim ülke olarak uluslararası çevre kuralları gereği imzaladığımız sözleşmeler var. Bütün taahhütleri yerine getiriyoruz. Ama mesela ABD bu anlaşmadan çekildi. Hiçbir idareci ve yönetici çevreyi yok etme, talan etme anlayışında olmaz. Devletimizin politikasında asla böyle bir görüş yoktur. Ama bu dünyada yaşıyorsak ihtiyaçlarımızı karşılamamız gerekiyor. Kaynakları mevcut olmayan ihtiyaçlarımız için de kaynakları kullanılır hale getirmemiz lazım.”
“Devlet neden doğayı yok etsin?”
Ülke olarak ya cari açık vermeye devam edeceğimizi, ya da kendimizin olan kaynakları kullanacağımızı aktaran Bilgin; "Bunları kullanırken niye doğayı katletmek söz konusu olsun? Devlet neden bu yola başvursun? Bakın Mersin’de nükleer santral yapılıyor, Sinop’ta yapılacak. Trakya’da da düşünülüyor ama resmi olarak yeri henüz belli değil. Kamuoyunda konuşulduğu gibi İğneda olup olmadığı belli değil. Ben nükleer santrale karşı değilim. 47 ülke gezdim. Bakın dibimizdeki Bulgaristan’da bile eski teknolojiyle yapılmış bir nükleer santral var. Kaldı ki biz her şeyi en yeni teknoloji ve minimum zarar ile yapacağız. Telafi mekanizması da hızlı çalışacak. Zarar olmaması imkansız. Ameliyat olurken bile vücudumuzu kesiyorlar. Bu konuda geç kaldık. Bence 2 tane 3 tane değil, 10 tane kurulmalı. Enerji açığımız var ve bu iş dışarı para vermeden çözülmelidir. Nitekim devlet politikası da bu yönde” diye konuştu.
Kamuoyunun termik santral konusunda da net aydınlatılması gerektiğini ifade eden Vali Bilgin sözlerine şöyle devam etti:
“Termik, yaşamı yok eden bir
sistem değil”
“Biz istesek o gün orada ÇED toplantısını devlet olarak masaya yumruğumuzu vurup, yapar ve kimseyi de oraya sokmazdık. Orası büyük ova kapsamında değil. Bakın Yunanistan’da Kozani kenti var. 8 tane termik santral var. Yanında ise en büyük turizm beldelerinden birisi var. Biz maalesef sistematiği olmayan bir toplumuz. Kavga gürültüyle başlayıp, sistemi ondan sonra anlamaya çalışıyoruz. Termik santral insanların yaşamını yok eden bir sistem değil. O zaman İngiliz gizli servisine sesleniyorum. Londra’daki santralleri kapatsınlar.”
“O zaman Afrika’daki insanlar gibi yaşayalım”
Kavgayı kendi içimizde vermek ve başkalarının değirmenine su taşımamak gerektiğini belirten Vali Bilgin; “Çevre hassasiyeti gösterenlere saygı duyuyorum ve onların bilgilendirilmesinden yanayım. Ama bunun haricinde karşı çıkanların bir kısmı iyi niyetli değil. Rüzgara karşılar, güneşe karşılar, taş ocağına karşılar, nükleere karşılar, kömüre karşılar. O zaman kapatıp gidelim. Valiliği de kapatalım. Ya da şunu yapacağız, Afrika’daki insanlar gibi yaşayacağız. Telefon kullanmayalım. Hiçbir şey kullanmayalım. Millet olarak buna karar vermeliyiz. Eğer gelişmeden yanaysak, o zaman doğanın sürdürülebilirliğini sağlayarak kendi kaynaklarımızı kullanalım. Gelişmek istemiyorsak o zaman fabrikada kurulmasın. Hiçbir şey yapılmasın” dedi.
Gelişmek istiyorsak bu santrallerin kurulması gerektiğini söyleyen Bilgin açıklamasına şöyle devam etti:
“Haklı eleştirilere çözüm üretilecek”
“Eeğer gerekiyorsa İstanbul Boğazına dahi yapılmalı. Ya yaşayacağız ya da öleceğiz. Ben orada bir disiplin dahilinde bu işin yapılması kanaatindeyim. Devlet orada bir irade ortaya koymuş. O iradeyi gerçekleştireceğiz. Her şeye karşı çıkanlara soruyorum. O zaman lütfen uçağa binmesinler. En büyük zararı o veriyor. Lütfen otoyolda gitmesinler. Yolların hepsi yenilenebilir olmayan petrol kaynağı bitüm. Bu malzeme kömürden bile tehlikeli. Haklı olan eleştirilere ise kısa zamanda makul şekilde çözüm üretilecektir. Çünkü biz, hepimiz, çocuklarımız aynı çevrede yaşayacağız.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol