Vize kömür değil, Ihlamur kokmalı...

Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı, Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çidem, Vize ilçemizde linyit kömür arama sondajı için keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını belirtti.
Çidem konu hakkında şu değerlendirmede bulundu;
“Geçmişiyle başkent, tarihiyle kalekent, dokusuyla müzekent, bozulmamış doğasıyla doğakent unvanlarını taşıyan Kırklareli’nin Vize ilçesi aynı zamanda Trakya topraklarının ilk CittaSlow ‘sakin şehir’ unvanına sahip. Ihlamur kokulu Vize bugünlerde sakinliğinde oldukça uzak. Vize’nin toprağında, ormanında, deresinde, tepesinde linyit kömür arama sondajı için keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı. Geçtiğimiz yıl Kırklareli Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü yaptığı duyuruda, Pınarhisar, Vize ve Lüleburgaz ilçelerine bağlı 11 köyün arazisini kapsayan bölgede, 295 Adet Noktada 150-850 m. derinlikte Linyit Kömürü Madeni Arama Amaçlı Sondaj Çalışması yapılacağı ve bu çalışmayla ilgili Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı verilmiştir denildi.
Bunun üzerine 7 köy muhtarı tarafından açılan dava sonucunda, Edirne İdare Mahkemesi 24.08.2016 tarihinde, Kırklareli Valiliğince verilen ÇED Gerekli Değildir Kararının hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesi ile oybirliği ile iptal etti.
İptal edilen Kararın Danıştay Ondördüncü dairesince bozulması üzerine, Edirne İdare Mahkemesince 23.06.2017 tarihinde keşif ve bilirkişi incelemesi kararı verilmiş olup, 06.09.2017 tarihinde de mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı.
Keşif ve Bilirkişi incelemesi öncesinde Köy Muhtarlıklarınca alınan Karar gereği Prof.Dr. Doğanay Tolunay’ın uzman olarak dinlenilmesi ve Prof Dr Tolunay tarafından hazırlanan raporun dava dosyasında yer alması talebi Davacı Muhtarların vekili Av.Ozan Topuz tarafından mahkeme heyetine sunuldu.
Prof Dr Tolunay Tarım, Orman ve su kaynakları bölgesinde, Muhtarların ve Bölgede yaşayanların katıldığı yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerinde bölgenin özelliklerini ve dosyada ki eksiklikleri yaptığı açıklamada
“-Proje alanı ile ilgili hiçbir kurumdan görüş alınmamıştır. Ayrıca proje alanının önemli bir kısmı şahıslara ait tarım arazileridir.
-Tarım, orman ve mera alanlarını, arıcılık ve hayvancılığı, yerüstü ve yer altı sularını, flora ve faunayı etkileyecek, hava kalitesini bozacak dava konusu proje için gerekli izinler ve görüşler alınmadan PTD hazırlanmıştır.
-2007 yılında başlayan sondajlı arama ve rezerv belirleme çalışmaları 2012 yılında tamamlanmış olup, sahada 116 adet lokasyonda toplam 39.159,50 m sondaj çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda 6 adet ruhsat sahasında ortalama derinliği 250 m, ortalama kalınlığı 3,5 m, ortalama 1875 Kcal/kg ısıl değere sahip olan 140 milyon ton görünür linyit rezervi tespit edilmiştir. Sahadaki bu rezerv 550 MW gücündeki termik santrale 30 yıl yetebilecektir” denilmektedir.
Buna göre;
•Zaten sondaj yapıldıysa yeni sondaj yapılmasına neden gerek duyulmuştur?
•Sondaj yapılan ve rezervi zaten bilinen bir alanda yeniden sondaj gerçekleştirmek kamu kaynaklarının ve milli servetin boşuna harcanması değil midir?
Sondaj alanının çok yakınında linyit ile çalışacak bir termik santral planlanmaktadır ve bu amaçla çevre düzeni planında değişikliğe gidilmiştir. Bu plan değişikliği kararının dava süreci devam etmektedir. Plan değişikliği kararının iptal edilmesi halinde sondaj çalışmalarına da gerek kalmayacaktır.
-Proje alanında kalan 11 köy bu durumdan olumsuz olarak etkilenecek, şahıslara ait arazilerin “kamulaştırılması” gündeme gelecek, belki de 11 köy tamamen taşınmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle sondaj arama faaliyeti PTD’nda belirtildiğinin aksine “arama faaliyetinin ötesine geçmektedir”.
- Proje sahası içinde ÇED Yönetmeliğine göre korunması gereken alanlar arasında sayılan ((b) Tarım Alanları: Tarımsal kalkınma alanları, sulanan, sulanması mümkün ve arazi kullanma kabiliyet sınıfları I, II, III ve IV olan alanlar, yağışa bağlı tarımda kullanılan I. ve II. sınıf ile özel mahsul plantasyon alanlarının tamamı) tarım alanları bulunmaktadır”
-PTD dosyasını hazırlayan ekip içinde ziraat ve orman mühendisi bulunmamaktadır. Proje alanının tamamen tarım ve orman alanı olmasına rağmen projenin olası etkileri doğru şekilde değerlendirilememiş, flora ve fauna envanteri yapılamamıştır.
- Ergene Yer altı Sularını Besleme alanı ruhsat sahası içinde kalmasına rağmen yer altı su kalitesinin etkilenip etkilenmeyeceği incelenmemiş, arıcılık ve hayvancılık gibi faaliyetlere etkisine hiç değinilmemiş, üst ölçekteki planlarda alınan kararlara uyulmamıştır.
-11 köyün geleceğini ilgilendiren, mutlak korunması gereken I. ve II. sınıf tarım alanlarının bulunduğu bir alanda başlayacak sondaj faaliyeti, termik santral kurulması ve bu termik santralin baca gazları ile Ergene Ovasının kirlenmesi, yer altı su seviyelerinin azalmasına yol açabilecek ve tüm Trakya ile tarımsal üretimi olumsuz etkileyecek bir sürecin ilk adımıdır.” Dedi.
Bilimsel ve Hukuksal verilerin heyete sunulması ve Tarım, Orman ve Mera alanları ile su kaynaklarının görülmesinin ve gerekli açıklamanın ardından Heyet Vize İlçesinin 46 Nokta sondaj planlanan bir başka bölgesinde keşif ve bilirkişi incelemesine devam edildi.
İnsanların, hayvanların, kuşların, bitkilerin, çiçeklerin, böceklerin, balıkların yaşadığı çevrenin bozulmasına, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının ihlal edilmesine neticede “sağlık hakkı”, “çevre hakkı” nın özü nedeni ile Anayasa’nın 17,maddesinde düzenlenen “yaşam hakkı ”’na aykırılık oluşacaktır.
Anayasanın 17. maddesinin birinci fıkrasında ; "Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir" denilmektedir.
Buna göre kişinin yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma hakkı birbirleriyle sıkı bağlantıları olan, devredilmez, vazgeçilmez temel haklardandır.
Bu haklara karşı her türlü engelin ortadan kaldırılması da devlete görev olarak verilmiştir. Güçlüler karşısında güçsüzleri koruyacak olan devlet gerçek eşitliği sağlayacak, toplumsal dengeyi koruyacak ve böylece sosyal niteliğine ulaşacaktır.
Bu itibarla “yaşam”ın ayrılmaz bir parçası olan manevi varlığın devamına ve geliştirilmesine aykırı iş ve işlemler, düzenlemeler kişinin "yaşama hakkı ile maddî ve manevî varlığını koruma hakları” nı zedeleyecek veya ortadan kaldıracak şekilde tesis edilmemelidir.
Trakya Platformu ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi olarak bölgemizde yaşanan ve yaşanacak olan her türlü faaliyeti yakından takip etmeye, Bölge halkını bilgilendirmeye, davalara müdahil olmaya, bölgede yaşayanlara her şart ve koşulda bilimsel ve hukuksal destek vermeye devam edeceğiz.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol