VATAN SÖZ KONUSU OLUNCA GERİSİ TEFERRUATTIR

Türk insanının soyu sopu, kökeni Asya'dır. Asya'da kaldığı süre boyunca kendine özgü bir uygarlık yaratmıştır. Artık Asya'da hayat şartları ağırlaşınca, geçim zorlaşınca göç etmeye başlamış, destansı bir göç hareketi ile dağları, taşları, dereleri, bayırları, vadileri, çölleri aşarak, devlet kurarak Doğudan, Batıya, Anadolu'ya doğru gelmeye başlamıştır. Türkler göç ve göçmenlik boyunca nereye gelip kalmışlarsa oraya devlet kurmuşlardır. Üzerinde yaşadıkları toprağı sevmişlerdir. Bu durum Türkler’de duygusallıkla toprağa bağlı kalmayı gerektirmiştir. Zaman içerisinde üstünde yaşadıkları, ekip biçtikleri ve zaman içerisinde YURT dedikleri yeri bırakıp gitmek zorlaşınca onu savunma ihtiyacını duymuşlar, VATAN fikrini geliştirip olgunlaştırmışlardır. Orta Asya'dan Anadolu'ya 250-300 yılda gelmişlerdir. Geldiklerinde yıl 1071'dir ve Anadolu'yu VATAN yapmak için Bizans'la Malazgirt Savaşı'nı yapmışlardır. Ancak vatan kelimesini çok geç dile getirmişlerdir. Avrupalı vatan için savaşırken Anadolu'da devlet kurmuş olan Osman Bey vatan için değil, toprak için, Ganimet ve İslamiyet için savaşıyordu.
Türkler vatan kelimesini Namık Kemal'in ağzından 1880'li yıllarda işitmişlerdir. 1299 yılında kurulan Osman Bey'in Devleti yani Osmanlı Devleti 1918'de varlığın hakim olduğu ve VATAN YAPTIĞI ANADOLU ve TRAKYA'yı kaybetme noktasına gelmiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal 1918 Mondros Anlaşması ortadan kaldırılması mukadder olan Osmanlı Devleti'nin yerine YENİ TÜRK DEVLETİ’Nİ ANADOLU'DA KURMA KARARINI ALMIŞ 1919 Mayıs'ın 19'unda Samsun'a çıkması ile Yeni bir devir başlatmıştır. Çünkü söz konusu olan vatandır. VATAN SÖZ KONUSU OLUNCA GERİSİ ARTIK TEFERRUATTIR.
Vatan Türkler için azizdir, uğruna ölünecek, savaşılacak değerdir. Toprak uğruna ölen varsa vatandır. Tarihte vatanın bir karış toprağı için savaşmak, gerekirse ölmek vardır. OĞUZ HAN bir duyurusunda vatan için, vatanı olanlara şöyle sesleniyor:
Oğuz Han bakınız ne der duyurusunda;
"Ulu Kurultay! Ulusumun Beyleri; Çin hükümdarı atımı istedi. Savaş hazırlığımız yeterli olmadığı için verdim.
Sevgili hatunlarımdan birini istedi. Tümünüz bunu pek haklı olarak bir namus nedeni bilip, ne olura olsun, savaş açmamı istediniz. Ben Ulusumuz yok olmasın, Türklük Çin egemenliği altına düşmesin, zaman kazanalım diye, buna da boyun eğdim.
Ancak, düşman şimdi VATANIMDAN BİR PARÇA İSTİYOR! İŞTE BU OLAMAZ! Vatanın en çorak, en önemsiz bir parçası bile asla feda edilemez. Çünkü at benimdi, avrat benimdi. Ama beyler vatan, ne benimdir ne de sadece sizin. Vatan ölü, diri tüm Türklerindir. Vatanın geleceği üzerinde yalnız bugün yaşayanların değil, O’nun bağrında gömülü bulunanların da oyu var. Uğrunda atalarımızın can vererek bize emanet bıraktıkları vatan toprağını bizim de çocuklarımıza tastamam devretmemiz bir namus borcudur.
Şimdi kıyasıya dövüşmeden bir karış topraktan bile fedakârlık etmeyiz. Savaşa hazır olsakta, olmasakta savaşa atılacağız.
Beyler, namussuz yaşamaktansa namusu ile ölmek yeğdir…"
Ve… Dün kadar yakın bir geçmişte Anadolu halkı, yedi düvele karşı ayaklanıp, dev gibi güçlere ve silah üstünlüğüne aldırmadan canını, dişine takarak, ölümü bir yüce "VATAN SEVGİSİ"nde buldukları içindir ki vatan kurtuldu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol