VARNA ZİYARETİ

“Varna şehirlerin tek başı, bulunmaz dünyada bir başka eşi” diyordu bir şarkısında ölümsüz şairimiz Osman Aziz.
Varna yoluna çıktığımızda damarımda kan gibi dolaşıp durdu bu şarkı dudaklarımda.
Dobriç şehrine 50 km mesafede bulunan bu eşsiz kente çoktan yolum düşmemişti.
Bazen de insanları bir yerlere bağlayan dost yüzler olabiliyor.
Şimdi de Varna’da beni bekleyen o güzel dostların heyecanı yüreğimde bir serce gibi titreyip duruyordu.
Mesafe azaldıkça duygular doruğa kalkıyor ve işte Varna otogarına geldik bile.
İlk bakışta sanki yabancı geldi bu bildik kent bana.
Eeee insanlar sevildiğini bile unutabiliyorsa sevilmeye, sevilmeye, demek yollar da, mekânlarda zamanla yabancılaşabiliyor gidilmeye, gelinmeye.
Tam arabamızı park etmeye yer bakınıyorduk ki ,bir dost yüzü güneşten de erken doğuverdi karşımızda.
Değerli dost Sayın Rüstem Aziz bahçesinden rengârenk çiçeklerle karşıladılar bizi.
Saygıdeğer dost Rüstem Aziz bey’i Şubat ayı 2015 yılında (KIRKSEDER) Kırklareli Kültür Sanat ve Edebiyat Derneğimize ziyarete geldiklerinde tanımıştım.
Kendisi Varna Sabahattin Ali Halk Kültür evi başkanıdır.
İki Dernek arasında Kültür İşbirliği sözleşmesi imzalanmış ve aramızda ki bağları güçlendirme kararı almıştık.
Altı ay sonrasında Dobriç şehrine gittiğimde KIRKSEDER Başkan yardımcısı olarak bu defa da Sabahattin Ali Halk Kültür evini ziyarete ben gittim.
Beraberimde eşim de vardı.
Varna Kültür evi Başkanı Sayın Aziz, Varna Kültür Derneği Başkanı Sayın Fevziye Hasanova.
Daha gençlik yıllarımdan gazetelerde muhabirlik yaptığım zamanlarda Sofya’da tanıştığım çok değerli mizah ustası Sayın Turhan Rasi.
Gül destesi değil, gönlünde bahçeler barındıran çok kıymetli ve edebiyatsever tercüman arkadaşım Sayın İsmail Şükrü, çiçeği burnunda şair emiz Sayın Fatme İbrahimova, üyelerden Hayriye Remzi.
Varna Sabahattin ALİ etkinliklerinde benim şiirlerimi okuyan Türk uyruklu üniversiteli genç arkadaşımız Sayın Erşan İşçi, o gün yaşananları ölümsüzleştiren Sayın Deniz Yeniköy.
Varna ‘ya bağlı, Tsonevo köyünden olan arkadaşım, yüzünden tebessümü eksik olmayan Rus ve Bulgar dili edebiyat öğretmeni Sayın Türkan Rüstem.
Bu kadar güzel ve edebiyatsever insanlarla bir araya gelince hava şartları vız geliyor insana.
Yakıcı güneşe aldırmadan düştük koca kentin yollarına bu yol bizim, diğerlerini kimselere vermem misali.
Şaleler çevresinde yemekler yedik, kaymaklı kahveler içtik ve ver elini deniz parkı.
Şiirler okuduk, şarkılar söyledik,kitaplar imzaladık o günün anısına, eski günleri yâd ettik, çanak, çanak dondurmalar yerken denize göklerden bulutları, köpük, köpük dalgalardan kurdeleler bağladık ömre bedel bu günü gönüllerin en üst katına sakladık.
Veda yerine görüşürüz diyerek ayrıldık bir birlerimizden, aksi hali mümkün olmazdı artık ayrı kalamazdık biz bizden.
İnsan bazen naraları dökülüp saçılmış şarkılar gibi, bazen de koskoca ömre sığdıramaz tek bir günün izini.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol