Üretmeye mecburuz

Evet Sayın okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim… Bu hafta on ikinci yazımı sizlerle paylaşıyorum. Hayırlara vesile olur inşallah… İlimiz hayvancılığındaki ilgili ve yetkili birimlerin, uyuyan hücrelerini uyandırmak ümidiyle…
Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız; sayın Valilerimize, sayın Kaymakamlarımıza “7/24 halkınızla iç içe olun, dertlerini paylaşın, sorunlarını dinleyin, telefonlarınızı açık tutun” diyerek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde seslendiler. Sayın Valilerimizin, sayın Kaymakamlarımızın da ilgili birimleri toplayarak, köylerimizden hayvancı temsilcileri seçtirerek, (Seçilmiş sivil toplum kurumları başkanlarımızın hepsine saygımız var ama mevcut olan sivil toplum kurumlarımız gerekli ilgi ve alakayı göstermiş olsalardı, üyelerinin arasında gezip, sıkıntılarını dinleyerek, sorunlarına çare arayıp çözüm üretselerdi, hayvancılarımız en azından Birliklere olan aidat borçlarını öder, icra dairesine ve avukata katlama para ödemek zorunda kalmazlardı. Devletimiz de; “Nereden damızlık hayvan ve et ithalatı yapayım?” diye düşünmezdi) biz de yazmak zorunda kalmazdık.
Önceki haftalarda köşemde biraz bahsettim. Gelin, İlimizde bölgesel bir hayvancılık çalıştayı yapalım. (Köylerimizde; “A” köyünde inek, “B” köyünde koyun-keçi, “C” köyünde manda gibi) yapmamız gerektiğini üzerine basa basa tekrar ediyorum. Her yerde inek, koyun, keçi veya manda olmaz. Hangisi uygunsa onu yapmak lazım. Aynı hataları tekrar tekrar yaparak, kaynaklarımızı, vaktimizi boşa harcayıp, kötü örnek olmanın anlamı yok. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Başka Kırklareli, başka Türkiye yok.
Biz medeni ve uygar bir toplumuz. Kırklareli olarak diğer illerimize örnek olmalıyız.
Çünkü biz geçmiş yıllarda, ISTIRANCALARIMIZIN KÖYLERİNDE, HAYVANCILIĞIN çok iyi bir şekilde yapıldığını yaşadık ve gördük. “Ortada bir sorun var” ama çözümü başkalarından bekliyoruz. Herkes düzelteceğini zannediyor herhalde. Kimse sorumluluğu almıyor. Topu başkasına atıp, devletten bekliyor. Mandıracalar olması gereken 100 bin-150 bin arası, bakteri somatik hücre sayılı antibiyotiksiz kaliteli süt bulamadıkları için standart mamul madde yapamıyor. Peynirlerini bozuyor. Çok büyük sermaye, emek ve özveri ile kurdukları, katma değer ve istihdam yaratan işletmelerini kapatmak zorunda kalıyorlar. Binaları ve malzemeleri heba olarak hurdaya çıkıyor.
Hayvancılar dertli. Girdiler pahalı, batıyorlar. Yeni kurulan çiftlikler, yanlış yerde kuruldular. İşi bilmiyorlar, batıyorlar. Et üretimi düşük. Yetmiyor, ithal ediyoruz. Halkımız, alım gücü düşük, ucuz et ve süt mamullerini istiyor.
Peki bütün bu sıkıntıları, hayvancılık ile ilgili birimlerde görevli, her gün mesaisinin büyük bölümünü, KÖYLERİMİZDE GEÇİREN ZİRAAT MÜHENDİSLERİ VE VETERİNER HEKİMLERİMİZDEN ve yetkililerden gün gün rapor eden İlimize uygun bölgesel, günümüz şartlarına göre, köylerimiz kenarında toplu hayvancılık modelleriyle, sağlıklı süt, et ve damızlık ihtiyacımızı karşılayabilecek, gençlerimizi köyünde tutabilecek, sürdürülebilir hayvancılık için bir çözüm önerisini TARIM VE ORMAN BAKANLIĞIMIZA ileten hayvancılık ile ilgili bir birlik, kurum, oda, makam var mı? Ağır hastayız ve komaya girmek üzereyiz. Neremizin ağardığını Bakanlığımıza madde medde bildirmesi gereken ve esas varlık sebepleri hayvancılık olan ilgili birimlerimiz nerede?
Gerçek manada komaya girmişiz. Acil müdahale edilip CERRAHİ OPERASYON YAPILARAK, YENİ HAYVANCILIK MODELLERİNİ HAYATA GEÇİRMEMİZ GEREKİRKEN, BAKANLIĞIMIZ İLİMİZDEN TEDBİR, ÖNERİ VE TALEP GİTMEDİĞİNDEN ALIŞILAGELMİŞ GENEL DESETKLERLE YARDIMCI OLMAYA ÇALIŞIYOR.
Biz bu sıkıntıları tespit edip, yazılı olarak, madde madde, “şu şu tarihlerde Bakanlığımıza bildirdik” diyebilen hayvancılık ile ilgili birimler varsa, ben köşemden kendilerinden özür dileyerek, sorunların diğer sorumlularına ulaşmaya çalışacağım.
Bizim yapısal, toptan köklü bir değişikliğe ihtiyacımız var. Dedelerimizden kalma ahırlarda, sağlıklı süt ve et üretimi (önceki haftalarda yazdım) kendimizi güncelleyip, yeni yeni hayvancılık modellerini hayata geçirmeliyiz. Her sene birkaç tane mandıra peynirleri bozuk çıktığı için kapanıyor. Yeni kurulan çiftlikler, işi bilmediği için batıyorlar. Köylerimiz göç verdi. Kızlarımız köye gelin gitmediği için gençlerimizi köylerde tutamıyoruz. Ama hala köylerimizde hayvancılığı yapmaya çalışan, imkanları olmadığı için Kırsal Kalkınma Projesi yapamayan, işinin ehli kardeşlerimiz var. Onların kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak, onları da içine alabilecek yeni yeni “Birlikte Hayvancılık Modellerini” gerçekleştirmeliyiz. Çünkü onların yerine gelecek başkaları yok.
Sayın okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim… Bu hafta da köşemizi doldurduk. Sağlık, mutluluk ve bol bereketle kalın.
GEÇMİŞ HAFTALARDAKİ
KÖŞE YAZILARIMIZDAKİ KONU BAŞLIKLARIMIZ
1- Yaşadıklarımızdan ders almalıyız.
2- Neden başaramadık?
3- Hayvancılıkta esas, hastalıkla mücadeleden önce koruyucu tedbir uygulamaktır.
4- Hayvancılıkta problemleri anlayabilirsek çözeriz.
5- Sebeplerin sonuçlarını yaşıyoruz.
6- Doğal hayvancılık=doğal süt+et ve süt ürünleri+sıfır ithalata eşdeğerdir.
7- Gelin ilimizde bir hayvancılık çalıştayı yapalım.
8- Ben doğma büyüme hayvancıyım, hala öğreniyorum.
9- Kış olmasaydı, herkes hayvancı olurdu.
10- Nerede hata yaptık?
11- Orman köylüsü doğal üretimden neden vazgeçti?
Sorun varsa çözüm de vardır. Ben hükümetimizin ve Tarım Bakanlığımızın; “Ben hayvancılığın sorunlarını ÇÖZMEYECEĞİM. NE YAPARLARSA, YAPSINLAR” diye düşündüğünü kesinlikle zannetmiyorum. Allaha şükür, Türkiye sevdalısı, gece gündüz çalışan bir Cumhurbaşkanımız var. Ve dama taşı gibi oradan oraya koşan bir Meclis Başkanımız var. Biz sahadaki sıkıntılarımızı, Bakanlığımıza doğru şekilde aktaramadığımız için de sorunlarımızı çözemiyoruz.
Onun için ilimizde hayvancılık ile ilgili birimlerin, UYUYAN HÜCRELERİNİ UYANDIRMAK İÇİN “İLİMİZDE BİR HAYVANCILIK ÇALIŞTAYI YAPALIM” ÇAĞRIMI YİNELİYORUM.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Demirköylü NÖNLER 07 Şubat 2019 Perşembe 16:10:17

    Tebrik ediyorum sizi Hüseyin bey düşüncelerinize aynen katılıyorum bu hayvancılığı gerçekten yapanların elinden tutulsun gerçekten hayvancılıkla geçmişi tecrübesi olanlara destek verilsin .biz küçük üreticilerin elinden tutulsun ki daha çok üretelim. NÖNLER