ÜNLÜ DİN ADAMI ERCÜMENT DEMİRER UZAKTAN KIRKLARELİLİ SAYILIR

Ünlü din adamı yazar Ercüment Demirer'i basın yoluyla tanıdım. 1970 yılı başlarında yazı yazdığı gazetede kitaplarım üzerinden beni anlatıyordu.
Daha sonra tanımak için Kırklareli'ne geldi. O sıra kamuoyunda "ATATÜRKÇÜ DİN ADAMI" olarak tanınıyordu. Kırklareli ve Trakya'da da öyle tanındı. Kırklareli'ne başkanı olduğum Halkevi'nin davetlisi olarak geliyordu. Kendileri de Atatürk ve İnönü Dönemi Halkevcilerindendi. Adapazarı'nda oturuyordu. Oğlu deniz subayı idi.
Rahmetli Ercüment Demirer Kırklareli'nde ve konferans verdiği bazı köylerde, Halkevi bulunan yerlerde, mesela İnece, Dolhan gibi köylerde tanınıyordu. Konuşmalarında Atatürk ve Din konusunu işliyordu.
1969 yılında "ATATÜRK KIRKLARELİ'NDE" kitabını yazdıktan sonra Halkevi olarak Atatürk'ün Kırklareli ziyaretinin resmi olarak kutlanmasını Valiliğe ve Belediye'ye önermiştik. 1970'den 1974 yılına kadar bu konu mazeretlerle sürüncemede kaldı. 1974 yılında Atatürk'ün Kırklareli'ne gelişi ile ilgili bir program yapıldı. Bu programda Halkevi Başkanı Nazif Karaçam, Belediye Başkanı Mehmet Akyürek, Ercüment Demirer, Korgeneral Faruk Güventürk konuşmacıydılar. Ercüment Demirer bu toplantıda da "ATATÜRK ve DİN" konusunu işledi ve büyük ilgi topladı.
Ercüment Demirer yalnız bir gazete yazarı değil kitabı olan bir yazardı. "DİN, TOPLUM ve ATATÜRK" yetişen Cumhuriyet kuşaklarına okumaları tavsiye edilen bir kitaptı.
Dostluğumuzun ölünceye kadar devam ettiğini söylemeye gerek yoktur. Toplumun hizmetine girmekten, sosyal faaliyetler içerisinde olmaktan son derece memnun olduğunu sık sık tekrar eden Ercüment Demirer, ATATÜRK ENSTİTÜSÜ BİLDİRİCİ ÜYESİ idi. Aynı zamanda Halkevci idi. Rahmetli Prof. Dr. Bahriye Üçok ve Prof. Dr. Coşkun Üçok'un aile dostları idi. Bahriye Üçok'un Ankara Köroğlu Sokağı'ndaki evine beraber giderdik. Bahriye Üçok Ordu Milletvekili idi. Buluşamadığımız zamanlarda mektuplaşıyorduk. Atatürk Enstitüsü Başkanı olduğunda bizi de hareketlendirirdi. Saygın bir kişiliği olduğu için Demirer siyasi kulisleri iyi izliyor, mektuplarımda bize de bilgiler veriyordu. İlahiyatçı olması onun Atatürkçü olmasına engel değildi. Çünkü laikti. Ona göre dindarlık dini anlamaktı. Gerek Bahriye Üçok gerekse Ercüment Demirer toplumda Atatürkçülükleri kabul görmüş kimselerdi.
Ercüment Demirer Atatürk'ün annesine Kur'an-ı Kerim okurdu. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı'ndan sonra İstanbul'a döndüğünde Ercüment Demirer'i annesine Kur'an okurken bulmuştu. İstanbul Nimet Abla Camii Fahri Hatipliğine bu durumun etkili olduğunu söylerdi. Nimet Abla Camii Mütevelli Heyeti'nin Atatürkçü kişilerden olması şartı vardır. Nimet Abla adına cami yaptırırken camide dine hizmet edeceklerin Atatürkçü olmaları şartını koymuştur. Bu caminin özelliğini bize böyle anlatıyordu. İyi bir yazar, iyi bir din bilgini idi.
Ercüment Demirer Laik Ahlak ile Din Ahlakı'nı sentez etmiş iyi bir din bilgini, hilesiz hurdasız bir Atatürkçü ve iyi bir din hatibi idi. Dine hizmetten, Mustafa Kemal'i anlatmaktan müthiş zevk alıyordu. Sağlığım elverirse rahmetli Demirer'i yazıp anlatmak istiyorum. Bu vesile ile "Din, Toplum ve ATATÜRK" adlı kitabını okurlarıma tavsiye etmek istiyorum.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. 1960 yıllarda ben çocukken Ercüment demirerin bir gazetede yazdığı makaleyi okudum çok beğendim" nedir istedikleri" başlığı bu cümle idi bu gün gene aynı durumlar yaşanıyor Atatürk ten nedir istedikleri kitapları varsa okumak isterdim öldüyse Allah rahmet etsin gerçek din adamı olduğunu şimdi öğrendim.