Tarkan’ın Kırklarelili perküsyonisti ile özel röportaj

Prodüktörlük, aranjörlük, perküsyon, davul, vibraphone, synthesizer, mix engineer, sound designer ve daha fazlası. Kırklarelili müzik adamı Tunç Çakır, sanat geçmişini, çalışmalarını, projelerini ve müzikle ilgili düşüncelerini gazetemize anlattı. 2013 yılından bu yana Tarkan ile çalışan Çakır, birçok ünlü isimle aynı sahneyi paylaşmış ve çoğuna altyapı hazırlamış donanımlı bir sanatçı.

Önadım Medya Grubu, Kırklareli’nden yetişmiş olan ve halen sanat hayatını İstanbul ve yurtdışında sürdüren ünlü müzisyen Tunç Çakır ile oldukça renkli bir röportaj gerçekleştirdi. Bireysel çalışmalarının yanı sıra halen megastar Tarkan’ın ekibinde yer alan ve perküsyon departmanının emanet edildiği Çakır, prodüktörlüğün yanı sıra çok sayıda enstrümana da hakim bir isim. Müziğe Kırklareli’nde yaşayan Reha Doğruöz ile başlayan Çakır; davul, perküsyon, vibraphone ve synthesizer çalıyor. Bunun yanı sıra; prodüktör, aranjör, mix engineer ya da sound designer olarak da çeşitli projelerde çalışmalarını devam ettiriyor. Biraz kendisinden bahsetmesini istediğimiz Çakır sözlerine şöyle başladı:
Önemli isimlerle aynı sahneyi paylaştı
“ 17 senedir profesyonel olarak müzik ile uğraşıyorum. Müziğe ilk olarak keyboard ve piyano çalarak 8 yaşında başladım. 1997-2001 arası Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda klasik müzik ve perküsyon bölümünde okudum. Caz ve Latin müzik çalmaya 2001'de başladım. Bu dönem daha çok vibraphone, latin perküsyon ve davul çaldım ve çalıştım. 1997-2001 arası Mehmet Sökmen, Kamil Özler, Cengiz Baysal, Engin Gürkey, William Cardoso gibi önemli hocalarım oldu. Bu zaman diliminde 2001 ile 2004 arası Önder Focan, Pasaporte Latino, Sibel Köse, Cengiz Baysal, Sertab Erener, Steve Adelson, Steve Smith, Ricardo Moyano, Fahir Atakoğlu gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştım.”
“Hollandalı plak şirketi Wic Recordings’ten 2 albüm yayınladım”
2001 yılında ses mühendisliği ve elektronik müziğe merak saldığını belirten Çakır; “2005-2013 arası kendi müziğimizi yaptığımız produce ettiğim Puka, Nada isimli gruplarım oldu. Ayrıca Kangroove, Bora Uzer, Mira, 123, Ceylan Ertem, Atiye, Emir Ersoy, Korhan Futaci, Okay Temiz, Dj U.F.U.K., Murat Uncuoğlu gibi grup ve isimlerle çalıştım. 2005’ten bugüne yaptığım akustik ya da elektronik Puka, Nada, Ceylan Ertem, Bir Gün Bir Adam, Gökhan Türkmen, Ediz Hafızoğlu, Aslı Demirer, Ege Cubukçu, Grogi, Levet Özer gibi isimlere prodüksiyonlar yaptım. Ekin Beril, Ludowic, Emre Kula ve Dj U.F.U.K. ile Sıla remixleri yaptım. 2016 ve 2018’de Hollandalı plak şirketi Wic Recordings’ten 2 albüm yayınladım. Ayrıca biri daha önceden yayınlanmış ‘Blue Room’ ve yeni ‘Hazy’ isimli şarkım 2017 yılında yayınlanan ‘Square Planning, Wic Vol 1’ isimli bir toplama albümde yer aldı. Gevende, Aşkın Arsunan, Korhan Futacı, Stimilus, Ringo Jets, Kenan Doğulu, Dorian, Çağrı Sertel, Aylin Zoi gibi isimlerle de çalıştım. Halen de Gökhan Türkmen ve Tarkan ile çalışmaya ve konserlerinde yer almaya devam ediyorum. Gökhan Türkmen için de yeni prodüksiyonlar yapıyorum. Onları da inşallah yakında paylaşacağız” dedi.
Kırklareli’nde çok akrabam var
Müzik yaşamının aile desteği ile hızlı şekilde geliştiğini kaydeden Tunç Çakır; “Annem Filiz gençken keman ve mandolin çalmış. Ben evdeki o mandolini hatırlıyorum görmüş ve çalmıştım. Dayımın da ufak Casio marka bir synthesizer'ı vardı. Oda bir dönem hobi olarak çalmış.
Ben ilk o Casio marka synth ile müziğe başladım. Sanırım ilkokuldan beri çok müzik dinliyorum. Seviyorum gerçekten. Tabii ki aile desteğinin erken yaşlarda müziğe başlayabilmemde ve hızlı ilerlememde çok önemli bir rolü oldu” şeklinde konuştu. Kırklareli’ne bir süredir iş yoğunluğu sebebiyle gelemediğini belirten Çakır; “Anne tarafım Kırklarelili. Orada çok akrabamız var. İlk fırsat gelme planım var. Oranın sakinliğini seviyorum” ifadesinde bulundu. Röportajımızda Tarkan ile yollarının nasıl kesiştiğini de anlatan Çakır şu açıklamalarda bulundu:
6 senedir Tarkan’la beraber çalışıyoruz
“Volkan Öktem'i Türkiye’de pek çok insan tanır, Türkiye'nin çok önemli davulcularındandır. Bu hayatta kendisine çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum. İlk olarak 2002 yılında tanışmıştık. Kendisini sık sık dinlemeye de giderdim. Beraber çalma fırsatımız da oldu. Özellikle Aşkın Arsunan ile olan ekipte 3 sene kadar haftada 4 gün beraber çalıyorduk. O dönem Volkan abi Tarkan ile çalışmaya başlamıştı. Perküsyon için birilerine bakma noktasına geldiklerinde beni söylemiş. Kendisi de haber verdi. Hemen ardından Tarkan’ın ekibinden aradılar. 2013 Harbiye Açık Hava Konserleri serisinde başladı hikayemiz.”
Devamı yarın…

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol