Tarımsal eğitim ve öğretimin, 176. onur yılı kutlandı

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kırklareli İl Temsilciliği, tarımsal eğitim ve öğretimin, 176. onur yılı dolayısıyla bir çelenk töreni düzenledi. Çelenk töreninde bir basın açıklamasında da bulunan ZMO İl temsilcisi Erol Özkan; “Amacımız; tarım sektörünün ülke kalkınmasına omuz verdiği, daha çok üreten, daha adil paylaşan, temel özellikleriyle Cumhuriyet'in korunup geliştirildiği, Atatürk ilkelerine bağlı nesillerin yetişip refah içerisinde yaşadığı bir ülkeye, Ziraat Mühendisleri toplumu ve tüm tarımcılar olarak, katkımızı koyabilmektir” dedi…

Her 10 Ocak tarihinde kutlanan Tarımsal eğitim ve öğretimin bu yıl 176. onur yılı. Bu kapsamda TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Kırklareli İl Temsilciliği bir çelenk töreni gerçekleştirdi. Dün saat 12.30’da Özgürlük ve Demokrasi meydanında Atatürk Anıtı önünde gerçekleşen törene; İl Temsilcisi Erol Özkan’ın yanı sıra; oda mensupları da katılım gösterdiler. Çelenk sunumu ve saygı duruşunun ardından bir basın açıklamasında bulunan Erol Özkan şunları kaydetti;
“10 Ocak 1846 tarihinde İstanbul Yeşilköy'de bulunan Ayamama Çitliğinde "Ziraat Mektebi" adıyla kurulan ve daha sonra 13 Ekim 1892 tarihinde Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi ismini alan okul, ülkemizdeki ilk tarımsal eğitimin verilmeye başlandığı kurumdur. Bu yıl Ayamama Çiftliği'nde başlayan tarımsal eğitim ve öğretimin, 176. onur yılını kutluyoruz. Tarım sektörümüz, Türkiye'de en sıkıntılı dönemlerde bile bu ülkenin toprağım işledi, bitkisini ve hayvanını besledi, büyüttü, ülke insanım doyurdu, insanlara iş ve aş sağladı, dışsatıma katkı yaptı, sanayi sektörünü destekledi. O nedenledir ki, 1846'dan bu yana devam eden 176 yıllık köklü tarihsel gelişime sahip bir meslek grubu olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Tarım, Türkiye için sosyal-ekonomik-politik bakımdan son derece önemli bir sektördür. Bu kapsamda ulusal gelire ve istihdama katkı sağlayan, kırsal ekonominin tek ekonomik getiri kaynağı olan, doyuran ve barındıran bir sektördür. Tarımsal teknolojinin üretimde kullanılması ziraat mühendisleri ve sektördeki tüm tarımcılar sayesinde olmuştur. Son iki yıldır Dünya'yı etkisi altına alan Coronavirüs salgım ve insanları oraya yönelten beslenme sorunu tarımın önemini iyice ortaya koymuştur. Kısacası, yerküredeki aymazları uyandırmıştır. Kendini dünyanın jandarması ve süper gücü olarak gören emperyalist ve sömürgen ülkeler bile bu salgın karşısında çaresiz kalmışlardır. Özelleştirmelerin ve her koşulda ithalatın her şeye çözüm olmadığı, kamucu politikaları tamamen terk ederek çözüm üretilemeyeceği gözler önüne serilmiştir.
Günümüzde, tarımı daraltan yapıya bağlı olarak, ziraat mühendisinden köydeki üreticiye kadar, sektörde bulunan herkesin yaşam alam giderek daraldı. Tarımcı teknik elemanlar ile köylünün bağı adeta koparıldı, tarlanın bilgi ve teknoloji ile buluşturulmasına yönelik politikalar uygulamaya geçirilemedi. Diğer yandan çalışma alanlarımızın yok edilmesi veya kısıtlanması, ne yazık ki en önemli sorunumuz olarak varlığını sürdürmektedir.
TMMOB ZMO mesleki sorumluluklarının yanı sıra genelde halkımızın, özelde ise hizmet ettiği toplumun çıkarlarım savunmayı da temel görevi olarak görmektedir. ZMO üretimi artıracak önlemler alınmasını ve bu sayede yeni iş olanakları yaratılacağı için ülkemizin işsizlik sorununun çözümüne de katkı sağlanacağını savunmaktadır.
Ülkemizin nüfusunun her yıl küçümsenemeyecek bir oranda arttığı bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla mühendisinden teknisyenine ve üreticiye kadar tüm tarımcıların bu nüfusu besleme ve doyurma gibi bir görev ve sorumluluğu olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir. Diğer yandan çeşitli nedenlerle tarım alanlarındaki daralma da göz ardı edilmemelidir. Şöyle ki; sürekli 26,5 milyon hektar olarak dile getirilen tarım alanlarının günümüzde gerçekte yaklaşık 23,5 milyon hektar kadar olduğu dikkate alındığında, bu mesleğin işinin çok da kolay olmadığı ve bizleri önemli sorumluluğun beklediği daha iyi anlaşılacaktır.
Türkiye, çevre ve emek ilişkilerini gözeten uygun teknolojileri, kendi ARGE faaliyetleri ile geliştirmek; başka bir deyişle, mülkiyetine sahip bulunduğu teknoloji araçlarından en etkin şekilde yararlanmak durumundadır. Tarımı ve dolayısıyla meslek alanımızı etkileyen ve birlikte yaşamak zorunda olduğumuz dış koşullar karşısında ayakta durmak ve tasfiye olmamak açısından; verimli, üretken ve yarışmacı bir tarım hedefini başarmak durumundayız. Hangi senaryo oluşturulursa oluşturulsun sorun çözümleyici teknolojilerle bütünleşmemesi durumunda, politikaların başarı şansı olamayacaktır.
Ziraat Mühendisliği, işte bu temel ödevi nedeniyle, son derece yol gösterici olacaktır. Tarımsal gelişmenin olmazsa olmazım oluşturan teknoloji konusunda, yeni arayışlara ve çabalara gereksinim olduğunun gözden uzak tutulmaması gerekir. Bu nedenle ZMO, meslek toplumunun birikimini, ilgili ve yetkili her ortama taşımayı ve savunmayı, kamuoyu oluşturmayı ve duyarlılığını yükseltmeyi ödev bilmektedir. Bu bağlamda, ilimizde de üyelerimize mesleki, ekonomik ve sosyal alanlarda sahip çıkma mücadelesi verdiğimiz gibi, mesleki gelişmelerin toplumsal çıkarlar için kullanılması doğrultusunda da büyük gayret göstermeye çalıştık. Ancak, ne yazık ki, son iki yıldır süren Covit 19 salgını bu yöndeki eğitim vb. bilgilendirme çalışmalarımızı önemli ölçüde engellemiştir.
ZMO üstlendiği sorumluluktan dolayı, yıllardır ülke tarımının gelişmesi ve meslektaş hak ve çıkarlarının korunması yönünde çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdadır. Bu konuda birçok olumlu gelişme olduğu gibi, sonuç alınamayan veya halen yargıda olan uygulamalar da söz konusudur elbette. Kısacası, meslek odamız, hem meslek hak ve çıkarlarını koruma hem de tarım sektörünün bütününe ilişkin kamusal denetleme yapma konusunda Ana Yönetmeliği'nin kendisine yüklediği görevleri, eksiksiz yerine getirmeye çalışıyor ve çalışmaya devam edecektir.
Atatürk'ün aydınlattığı yolda gelişen ve kalkman bir ülkede, köylüsüyle-kentlisiyle daha çok üretip daha adil paylaşan, Cumhuriyet'in tanıdığı olanaklarla onurlu, bağımsız ve mutlu bir yaşamın sürdürüldüğü ülkeye olan ortak inancımızı dile getirmek isteriz.
Amacımız; tarım sektörünün ülke kalkınmasına omuz verdiği, daha çok üreten, daha adil paylaşan, temel özellikleriyle Cumhuriyet'in korunup geliştirildiği, Atatürk ilkelerine bağlı nesillerin yetişip refah içerisinde yaşadığı bir ülkeye, Ziraat Mühendisleri toplumu ve tüm tarımcılar olarak, katkımızı koyabilmektir.
Tarım Haftası vesilesiyle, tarım sektöründe yer alan, insanlığın varlığını sürdürmesine katkı sağlayan, alın terini akıtan, üretimde bulunan, bu üretimin kalitesini ve verimini arttırmaya çalışan işçisinden çiftçisine, teknikerine, mühendisine ve sanayicisine kadar tüm sektör bileşenlerine şükranlarımızı sunarız. Tüm meslektaşlarımıza, tarımcı dostlarımıza, üreticilerimize, halkımıza, basınımıza mutlu ve sağlıklı yaşam diler, saygılarımızı sunarız.” (Ferdi Kurtbayram)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol