TUVALET TERBİYESİ

Tuvalet deyince…
Bayanların pür şık olmak için özene bezene giydikleri giysiler değil.
Bayağı, bildiğimiz helâ.
Yüznumara dediğimiz.
Neden "yüznumara"dır, onu da bilmiş değilim.
Yani, neden doksandokuz değil, doksansekiz değil, neden doksan veya seksen değil de "yüznumara"?
Neyse!
O, başka bir araştırma, soruşturma, tartışma, bilişme konusudur.
Yıllar yıllar önce her halde Sabahattin Ali etkinliklerine gelmiş pir Aziz Nesin.
Şehir içinde bir yerlerde…
"Kırklareli, çağdaştır, kültürlü insanların şehridir!" demiş topluluktan biri.
Aziz pir, parktaki levhayı, levhaları göstermiş: "Çimenlere basmayın!"
Bir tane daha: "Çiçekleri koparmayın!"
"Kültürlü insanlara bu uyarılar yapılır mı?"
Darbı mesel:
Selimiye camisinin yapımı gündeme gelince Yavuz Sultan Selim, devrin mimarlarını toplamış, işin aslını, özünü söylemiş ve her birine bir tek soru yöneltmiş, tek tek içeri çağırarak: "Bu cami inşaatına nereden başlarsınız?"
Her giren mimar, aynı soruyla karşılaşıyor…
Her biri, soruya kendince bir yanıt veriyor.
"Önce sağlam malzeme…"
Çık…
Öbürü gelsin…
"Önce yer etüdü…"
Çık…
Öbürü…
"Önce ehil işçiler…"
Çık…
Ve… Mimar Sinan'a gelmiş sıra.
Aynı soru sorulmuş Sinan ustaya.
Demiş ki Sinan usta: "Önce, orada çalışacak olan insanların tuvalet ihtiyacını düşünürüm…"
Yavuz Sultan Selim: "Otur, seninle konuşalım!" demiş.
Kırklareli'de anlı şanlı bir çay bahçesi ve içinde anlı şanlı, isimli bir salon-kafe.
Önemli bir etkinliğe sahne oluyor. Fevzi Kurtuluş'un da sahne aldığı önemli bir etkinlik.
Yemekli, içkili, meşrubatlı, eğlenceli…
Gece boyu yemek yiyen, su içen, meşrubat içen veya alkolle haşır neşir olan insanlar…
Tuvalete gereksinimi de duyarlar, değil mi?
Duyarlar tabi… Duyarlar da…
Ya mekânın tuvaleti "arıza" nedeniyle kilitliyse! Al sana, "kültür şehri"nin anlı şanlı salon-kafe'sini…
Al, tuvalet kültürünü özümseyememiş bir anlayışı.
Hadi balkım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol