TÜRKİYE EĞİTİMİ KONUŞUYOR MU?

Cumhuriyeti kuranlar Anadolu'nun yarısı ve Trakya işgal altında iken Mustafa Kemal Atatürk şurada burada toplantılar yapıyordu. Bu durumu gören bazı kurtarıcılar da kendi aralarında "Mustafa Kemal'in yaptığına bakın, şimdi eğitimin sırası mı?" diyorlar, eleştiri yapıyorlardı. O sıra karşıtlarına yanıt vermeyen Yüce Önder, Cumhuriyeti ilan ettikten sonra "Ulusları yalnız ve ancak Öğretmenler kurtarır, yetişen kuşaklar öğretmenlerin eseri olacaktır." diye söyleyecektir. Sözler tam Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği anlamı vermektedirler.
Bir ulusun iki ordusu vardır. Biri silahlı, biri silahsızdır. Silahsız ordu öğretmenlerdir. 1870 yıllarında Fransız-Alman Savaşı’nı öğretmenler kazanmıştır. Öğretmenin kılıcı yoktur ama kullandığı kalem ve tebeşir bir ordunun yaptığından daha fazlasını yapar. Fransızların yetiştirdikleri ünlü romancı BALZAC'ın Paris'e diktikleri heykelin kaidesine "NAPOLYON'UN KILIÇLA YAPAMADIĞINI BALZAC KALEMİ İLE YAPMIŞTIR." diye yazmışlardır. Mustafa Kemal Atatürk gibi gelmiş geçmiş zamanların büyük zekâlarından birinin ulusunun BAŞÖĞRETMENLİĞİNİ kabul etmesinin hiç mi bir anlamı yoktur.
Cumhuriyet'in ikinci adamı İsmet İnönü Harf Devrimi yapıldıktan sonra "BEN ARTIK ANADOLU'YA ÖĞRETMEN OLARAK GİDECEĞİM." demiştir. Oysa o sıra MUSTAFA KEMAL ATATÜRK CUMHURBAŞKANI - İNÖNÜ İSE BAŞBAKAN'DIR.
Muhalifi muafıkı biliyor ki Osmanlı Yeni Türkiye'ye CEHALET bırakmıştır. 12 milyon olan nüfusun yüzde 92'si okuma-yazma bilmemektedir. Bu yüzden Cumhuriyeti kuranların ilk ele aldıkları eğitim olmuştur. Yeni Türkiye'nin Mimarları, Mühendisleri önce ve sonra EĞİTİM demişlerdir. Onların söyleminde EĞİTİM, İNSAN OLMAK MİLLET OLMAK DAVASIDIR.
Ünlü edebiyatçı Yakup Kadri Karaosmanoğlu "BÜYÜK DEVRİM KÜÇÜK POLİTİKA" adlı kitabında ve herkes biliyor ki Cumhuriyete bu muhalefet devam ediyor. Cumhuriyeti kuranların yaptıkları Eğitim Sistemi, çağdaş eğitim felsefesi ve ilkelerini dikkate almış bir sistemdi. Ulusu ileri ülkelerin eğitim, bilgi ve kültür seviyesine çıkarmayı öngörüyordu.
Bu milli eğitimle ulus bilgilenecek, bilinçlenecek, CUMHURİYET DEĞERLERİ ile donatılmış olacaktı. Tekrar etmek gerekirse "EĞİTİM İNSAN OLMAK MİLLET OLMAK DAVASI" olarak görülüyordu.
Herkes 7'den 70'e eğitimden en az İlköğretimden geçmek zorundaydı. Okuldan kaçanlar olursa cezalandırılıyordu. Memleket eğitimli, bilgili ve bilinçli insanlarla kalkınacak, cehalet, yoksulluk, eğitimle, bilgiyle yenilecekti. Zira ülkenin cehaleti yenmeye, her alanda kalkınmaya ihtiyacı vardı. Ancak ne var ki çok partili hayata geçiş zaman içinde eğitimin birliğini, sistemin disiplinini bozdu, yeteneksiz kişilerin elinde yaz-boz tahtasına döndü. Bugün eğitimde geldiğimiz yer memleketin istediği insanları yetiştirmekten uzaktır.
Eğitim okula gitmekten ibaret değildir. Okul eğitimin, bilgi edinmenin, bilgiyi kullanma becerilerinin verildiği yerdir. Bizim milletçe sorunumuz BİLGİYİ KULLANMAKTIR. Biz bildiğimizi nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Sorunumuz orada. Biliriz ki kaldırımlar yayalar içindir. Ama kaldırımları kapatırız. Aracımızı kaldırıma park ederiz. Bundan hiç de rahatsız olamayız. Bildiğimizi bilmezlikten geliriz. Bunlar yanlış şeylerdir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol