TÜKETİCİYİ SAVUNMAK

Dünyanın neresinde olursa olsun, insan olarak içinde yer aldığımız toplumun her ferdi, ‘Tüketici’ ortak özelliğini taşır. Buna dayanarak, ‘Tüketici Haklarını’ savunmak, evrenseldir, tüm insanlığı kapsar. Ve, ‘Yaşam Hakkı’ dahil, insan gibi yaşamanın maddi-manevi tüm gereksinimlerini kapsar. Ayrıca, bu anlamdaki haklar, bireysel olabildiği gibi, toplumu hatta tüm insanlığı ilgilendirebilir. Örneğin; mal ve hizmet alımındaki hak ihlalleri… toplumu ilgilendiren enerji, iletişim, finans vb. kuruluşların uygulamalarında yaşanılan tüketici hak ihlalleri… ya da, güneş ışınlarının radyoaktif etkisinden dünyamızı koruma özelliğindeki ozon tabakasının zayıflamasına neden olan, başta karbondioksit (CO2), kloroflorokarbon (CFC), hidro-kloroflorokarbon (HCFC) vb. gazların atmosfere kontrolsüz salımı gibi…
Bir de bunlara nükleer felaketleri eklersek, tüm insanlığı etkileyen önlenebilir kazalara karşı yapılacak hak mücadelesinin koşullarını ve kapsamını varın siz düşünün.
Son haftalarda, ilimiz camilerinde kılınan cenaze namazı sayısının normalin çok üzerine çıktığı, ve insanların birinden diğerine yetişmekte zorlandığı söyleniyor. Hiç sevmediğim sözlerden biri, ‘biz demiştik’ olmuştur. Bunu bile bile yok sayarak; 26 Nisan 1986’da meydana gelen Çernobil nükleer santral kazası karşısında, resmi beyanatlarla vahametin küçümsenmesine karşın, kazadan 15-20 yıl sonra ‘insanlık bunun acı bedelini ödeyecektir’ demiştik. Uyarılarını yaptığımız vahamet 30 yıldan sonra da devam ediyorsa, bu da tıp bilimindeki gelişmelerin bir nedenidir.
Her doğal afet sonrası, gerekli önlemlerin acilen alınması yerine ağıt yaktığımız gibi, bizatihi insanın kendi eliyle yarattığı önlenebilir felaketler karşısında, Nazım Hikmet’in iki dörtlüğü aşağıda bulunan ‘Japon Balıkçısı’nda söylediği gibi feryat ediyoruz.
“Balık tuttuk yiyen ölür
Elimize değen ölür
Bu gemi bir kara tabut,
Lumbarından giren ölür.

Balık tuttuk yiyen ölür,
Birden değil, ağır ağır,
Etleri çürür, dağılır,
Balık tuttuk, yiyen ölür.”
Buradan yola çıkarak; demokrasiler için söylendiği şekliyle, ‘Birgün bize de gerekebilir’ varsayımı üzerinden ‘Tüketici Hakları’nı savunan sivil yapılar içinde yer almalı ya da, destek olunmalıdır.
OTOMOBİLİ OLANLARA BİR UYARI…
Kış mevsiminin henüz başında iken, örgütlenmelerinin içinde yer aldığım Kimya Mühendisleri Odası ve Tüketici Hakları Derneği, birlikte merkezi bir basın açıklaması yaparak otomobili olan yurttaşlarımızı uyardı. Bu konuda özetle şunlara yer verildi;
“Otomobil Cam Suyu Antifrizlerinde Risk Devam Ediyor!
- Odamıza ulaşan ihbarlara göre, otomobiller için cam suyu antifrizi üreten bazı firmalar ürün etiketlerinde yanıltıcı bilgilere yer vermektedirler.
- Cam suyu antifrizinin mavi rengine aldanılmamalıdır.
- Bazı ürünlerin içindeki metil alkol oranının olması gerekenden düşük olduğu Odamızca yapılan deneyler ile saptanmıştır.
- Hava sıcaklığı -15 °C’nin altına düştüğünde arabalarda kullanılan bu cam suyu antifrizlerinin donması mümkündür.
- Tüketiciler ürün etiketine bakarak alkol oranının %30’un üzerinde olduğu ürünleri tercih etmeli, etiketinde alkol oranı yazmayan ürünleri satın almaktan kaçınmalıdırlar.
Kimya Mühendisleri Odasına son günlerde ulaşan ihbarlara göre otomobiller için cam suyu antifrizi üreten bazı firmalar, ürünlerinin etiketlerinde tüketicileri yanıltıcı nitelikte yanlış bilgilere yer vermektedirler.
Cam suyu antifrizleri, suyun donma noktasını düşürmek amacıyla metil alkol ile karıştırılması suretiyle üretilir. Bu karışıma renk veren ve köpürme özelliği sağlayan maddeler ilave edilir. Nihai ürünün donma noktasını belirleyen içindeki metil alkolün hacimce oranıdır. Cam suyuna mavi rengi veren boyar maddenin donma noktasına belirgin bir etkisi yoktur. Cam suyunun mavi rengine aldanmamalıdır. Evlerimizde cam silmek için kullanılan ürün başka bir karışımdır; donmama özelliği yoktur.
Piyasada satılan ve etiketlerinde -21 oC’ye kadar donmayacağı yazılı bazı antifrizlerin içindeki metil alkol oranının, olması gerekenden düşük olduğu, Odamızca yapılan deneyler ile saptanmıştır. Kış mevsimi sıcaklıklarının, mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinden cesaret alan bir kısım üretici, maliyetleri düşürmek için karışımların donma noktasını düşüren metil alkol oranını azaltma yoluna başvurmuşlardır.
Bu ürünlerin tüketiciler tarafından kullanılması halinde, hava sıcaklığı -15oC’nin altına düştüğünde arabalarda kullanılan cam suyu antifrizlerinin donması ve arabalarda ciddi arızalar meydana gelmesi riski bulunmaktadır.
Tüketiciler şüphelendikleri ürünleri buzdolaplarının “derin dondurucu” bölümü varsa buraya koyarak kendileri de test edebilirler. Buzdolaplarının bu bölümü -18 ila -22 oC arasında sıcaklığa sahiptir.
Tüketicilere önerimiz; cam suyu antifrizi satın alırken etiketinin üzerinde yazılı alkol oranına dikkat etmeleridir. Alkol oranı %30’dan düşük olan cam suyu antifrizlerinin kullanılması halinde, hava sıcaklığındaki ani düşüşlerde antifrizin donması muhtemeldir.
Bu nedenle tüketiciler cam suyu antifrizi satın alırken etiketine bakarak alkol oranı %30’un üzerinde olan ürünleri tercih etmeli, üzerinde alkol oranı yazmayan ürünleri satın almaktan kaçınmalıdırlar.
Tüketicileri yanıltan bu ürünleri üreten firmalar ile bunları satan süpermarket zincirlerinin takip ve denetimlerinin yapılması, gerektiğinde malların piyasadan toplanması konusunda yetkili olan Ticaret Bakanlığı’na, bu konuda yapılan çok sayıda şikâyet olduğunu biliyor ve Bakanlığı piyasa denetimlerini artırmaya davet ediyoruz.
Kimya Mühendisleri Odası ve Tüketici Hakları Derneği olarak kamuoyuna ve tüm tüketicilere saygıyla duyururuz.” Denilmektedir.
Tüketici Hakları Derneği Kırklareli şubesi olarak, sayın halkımızın bilgi ve dikkatine sunarız.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol