TÜKETİCİLERİN BİLMEK İSTEDİKLERİ-4

Ayıplı Mal Nedir?
(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
Ayıplı Hizmet Nedeniyle Tüketicinin Seçimlik Hakları Nedir?
(1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
(2) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
(3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhal tüketiciye iade edilir.
(4) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hallerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her halükarda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
Taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin cayma hakki süresi kaç gündür? Hangi durumlarda kullanılamaz?
(1) Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.
(2) Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
(3) Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir; aksi takdirde tüketici cayma hakkını kullanamaz. Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile hizmetin ifasına başlanan hizmet sözleşmelerinde de tüketici cayma hakkını kullanamaz.
(4) Tüketicinin satıcıyı bulduğu finansal kiralama işlemlerinde cayma hakkı kullanılamaz.
Tüketici Kredileri Sözleşmeleri Nedir?
(1) Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder.
(2) Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması halinde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamaz.
(3) Tüketici kredisi sözleşmesi yazılı olarak kurulmadıkça geçerli olmaz. Geçerli bir sözleşme yapmamış olan kredi veren, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez.
Tüketici Sözleşmelerinde Cayma Hakkı Var mıdır? Cayma Hakkı Nedir?
(1) Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.
(2) Kredi veren, cayma hakkı olduğu konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin cayma hakkı süresi içinde kredi verene yöneltilmiş olması yeterlidir.
(3) Cayma hakkını kullanan tüketicinin krediden faydalandığı hallerde, tüketici, anaparayı ve kredinin kullanıldığı tarihten anaparanın geri ödendiği tarihe kadar olan sürede tahakkuk eden faizi en geç cayma bildirimini kredi verene göndermesinden sonra otuz gün içinde geri öder. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde tüketici kredisinden cayılmamış sayılır. Faiz, akdi faiz oranına göre hesaplanır. Tüketiciden, hesaplanan akdi faiz ve bir kamu kurum veya kuruluşuna veya üçüncü kişilere ödenmiş olan masraflar dışında herhangi bir bedel talep edilemez.
YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI ŞÖYLE OLMALIDIR…
Yerel yönetimleri, sadece bir yönetim meselesi olarak değerlendiremeyiz. Yerel yönetimler aynı zamanda bir varlık sorunudur. Halklar ve toplumlar yerellerde var olur; farklı kimlikler, kültürler, toplumsal ilişkiler ve hafızalar yerellerde biçimlenir ve hayata geçer. Yerellerde yaşayanların 'kent hakkı' vardır.
Günümüzde yerel hizmetler kamusal niteliklerinden arındırılarak, hızla alınıp-satılıyor ve pazarlanır hale getiriliyor. Özellikle son hükümetler döneminde, yerel yönetimlerin vermesi gereken hizmetler şirketler aracılığı ile halka satılması teşvik edilir biçiminde bir yol izleniyor. Yaşamsal ve gündelik ihtiyaç olan birçok konu piyasalaştırılıyor, şirketlerin kar sağlayacağı bir statüye dönüştürülüyor. Yerel ve kamusal hizmetler, israf sayılıyor ve özelleştiriliyor. Yıllardır döndürülen bu çarklarda siyasi iktidarlara ait merkezi ve yerel yöneticiler ile çevrelerinin kişisel servetleri de, rant alanlarının paylaşım kavgasından doğan yolsuzluk ve rüşvet alanları büyüdükçe büyüyor.
Bu ticari ilişki, şehirde yaşayanları müşteri haline getirirken, parası yetmeyenleri de şehirden uzaklaştırıyor. Azami rantı sermayeye aktarmaya dayalı 'kentsel dönüşüm' politikalarıyla ve yasal düzenlemelerle, yoksulların, emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, Romanların, transların yaşadığı alanlara el konuluyor ve şehir merkezleri sadece parası olanların, zenginlerin yaşadığı yerler haline getiriliyor. Bu vurguna, soyguna, talana seyirci kalmaya devam edersek; suçun ortağı, geleceğimize ipotek koymuş ve çocuklarımıza karanlık bir dünya bırakmış oluruz.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 29.04.2015
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol