TRAKYA'NIN İNCİSİ

Bana Kırklareli'ni sorduklarında dilimin döndüğünce anlatırım ama şiirlerim bir başka anlatır Kırklareli'ni.
Bu yüzden kitaplarımı okuyanların kimisi sizin şiirlerinizi okudukça, her defasında yeniden âşık oluyorum Kırklareli'ne derken, kimileri de kusura bakmayın ama Paris' imi anlatıyorsunuz acaba diyor ve içimdeki Kırklareli sevgisini tekrar, tekrar gözden geçirtiyor bana.
Eksik anlatmışım düşüncesine kapılıyorum her seferinde dinledikçe gönlümün sesini
Sokaklardan taşan kuş sesleri, dudaklarda açan laleleri gülleri, gökkuşaklarının yerlere serildiği anlarda nasıl anlatılır başka bilmem göklerde dalgalanan gönüller?
Geçenlerde şöyle bir dolaşırken caddelerde sokaklarda parkların, bahçelerin el edişlerini gördüm gelip geçenlere yakınlardan uzaklardan.
Bu şehrin çiçekleri şiir açıyor, dikenleri bile çiçeklere gebedir, kristal bardakta sabahlar sunuyor yıldızlara eş değer geceleri.
Trakya'nın incisi olan Kırklareli o kadar güzellikler besliyor bünyesinde ki cennetleri bile itebilir insan elinin tersiyle.
Balkonlarda rengârenk sardunyalar öperken akşam güneşini, Atatürk sevdasıyla yetişen gençliğin buram, buram aydınlık kokuyor yolları.
Kaldırımlar kenarında korkuluklara yerleştirilmiş saksılar, saksılarda rengârenk çiçekler bizlere sevgili Belediye Başkanımızdan yadigâr.
Kokladıkça sabah akşam saksılarda emekleri, zor oluyor yakalamak göklerde uçuşan gönül kelebeklerini.
Rüzgâr kokuyor bu şehrin sokakları, rüzgârı buram, buram ıtır..
Başak renkli sevdalar eker buğday tarlalarına sarışın kızlar, başlarında gelincikten çelenkler, gözlerinde gecelerden yıldızlar.
Cehaletin kanadı kesmiş, kırmış karanlıkların kırılmayan kabuğunu, Trakya'nın güney batısına yerleşmiş, yarınlara yazdırıyor bin bir farkla adını.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol