Son terörist ortadan kalkana kadar

Adalet ve Kalkınma Partisi Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, İl Gençlik Kolları Başkanı Bahadır Kovankaya ve İl Kadın Kolları Başkanı Aslı Karakahya Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında düzenlenen AK Parti’nin 121. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısına katıldı.

AK Parti Genel Merkezi tarafından düzenlenen AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında, Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte Başbakan Yardımcıları, Bakanlar ve Milletvekillerinin katılımıyla gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılan; AK Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, İl Gençlik Kolları Başkanı Bahadır Kovankaya ve İl Kadın Kolları Aslı karakahya toplantıda yerini aldı.İl Başkanı Çiler “Zeytin Dalı operasyonunu yürüten askerlere Allah’tan muvaffakiyetler dileyerek başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan operasyonun yürütüldüğü Hatay’daki Harekât Merkezi’ne dün gerçekleştirdiği ziyarete değinerek görev yapan askerlerin ve sahadaki birliklerin morallerinin en üst düzeyde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok zor bir coğrafyada ve çok kötü hava şartlarında icra edilen operasyonda en küçük bir aksaklık, bir sıkıntı olmadığını bizzat yerinde görmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.121. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı verimli geçti” dedi. AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri ısrarla bize bu operasyon kısa sürsün, sınırlı olsun diye güya telkinde bulunuyor. Ben de o birilerine telefon görüşmelerinde özellikle söyledim; eğer biz devlet olarak sahip olduğumuz askerî gücü hoyratça kullanmaya kalksak, tanklarımızla, toplarımızla, uçaklarımızla, helikopterlerimizle önümüze gelen her şeyi dümdüz edip geçsek, bu operasyon birkaç günlük iştir. Ama biz en az kendi askerlerimizin emniyeti kadar karşımızdaki güçlerin kalkan olarak kullanmaktan çekinmediği masum sivillerin can ve mal güvenliğini de hesaba katıyoruz” diye konuştu.
“Milletimizin ve ordumuzun elinde
masum kanı yoktur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını anlamak istemeyenler için Zeytin Dalı Harekatı’nın açık bir ikaz, fiili bir örnek olduğunu vurguladı. Güvenlik güçlerinin terör örgütü mensuplarının yıllardır hazırladıkları 90 santimlik betonla kaplı sığınakları, kazılmış tünelleri, kurulmuş tuzakları birer birer imha ederek, kararlı ve aynı zamanda güvenli bir şekilde ilerlediğini kaydetti.
Terör örgütünün ve onlara akıl verenlerin alçaklıklarının sınır tanımadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Ordusu’nun karşısına çıkmaya yürekleri elvermeyenlerin çocukları ve kadınları öne atarak yerleşim yerlerindeki operasyonları yavaşlatmaya çalıştıklarını belirtti. Bölücü terör örgütünün çocuk, kadın, yaşlı demeden kendisine karşı çıkan herkesi katleden bir cani güruhu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama hamdolsun bizim milletimizin ve ordumuzun elinde asla çocuk kanı yoktur, kadın kanı, masum kanı yoktur. Hiçbir zaman da olmayacaktır. Bunlar kadim dönemlerden beri Türk askerinin kati kurallarıdır. Ecdadımızdan ve inancımızdan tevarüs ettiğimiz bu ahlakı gelecek nesillere de aynı şekilde aktaracağız” şeklinde konuştu.
“Mazlumların, mağdurların hakkını sonuna kadar koruyacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan operasyonun yedinci günü itibariyle 343 teröristin etkisiz hâle getirildiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan rahatsız olan sözde Türk Tabipler Birliği gibi bir kesim ‘savaşa hayır’ diye kendine göre bir kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin bugüne kadar biz ‘barışa evet’ dediklerini de pek duymadık. Zaten bunların barışla filan alakası yok. Bunlar bugüne kadar benim Güneydoğu’da, Doğu’da bu kadar vatandaşım şehit edildi, bunlardan hiç şu anda içeride olan bu terör uygulayıcılarına yönelik en ufak bir açıklama duyduk mu? Duymadık, çünkü bunlar bu işin içindeler, bu senaryonun içindeler.” Kandil’e kadar gidip orada görüşmeler yapanların bugüne kadar bu teröristlerin karşısına dikildiklerini hiç duymadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda PYD, YPG, DEAŞ, PKK, bütün bu terör örgütlerinin sınırlarımızda yapmış olduğu taciz harekâtına veya hareketlerine karşı bizim uluslararası hukuktan doğan haklarımızı hazmedemeyen bu sözde dernek veya sözde kişiler kusura bakmasınlar. Attığımız adım kararlı bir adımdır, milletin hakkı olan bir adımdır. Mazlumların, mağdurların bu hakkını da sonuna kadar koruyacağız. Tayyip Erdoğan’a ve arkadaşlarına uluslararası terör örgütleri tehditler sallayabilir ve bunlar da onların yanında yer alabilir, hiç önemli değil. Biz hak bildiğimiz yolda sonuna kadar yürüyeceğiz ve bundan taviz vermeyeceğiz” dedi.
“Biz afrin’i yaşanabilir bir yer hâline getirmeye çalışıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Zeytin Dalı Harekatı’nda da aynı hassasiyetle hareket ettiklerini şu sözlerle ifade etti: “Birileri ısrarla bize bu operasyon kısa sürsün, sınırlı olsun diye güya telkinde bulunuyor. Ben de o birilerine telefon görüşmelerinde özellikle söyledim; eğer biz devlet olarak sahip olduğumuz askerî gücü hoyratça kullanmaya kalksak, tanklarımızla, toplarımızla, uçaklarımızla, helikopterlerimizle önümüze gelen her şeyi dümdüz edip geçsek, bu operasyon birkaç günlük iştir. Ama biz en az kendi askerlerimizin emniyeti kadar karşımızdaki güçlerin kalkan olarak kullanmaktan çekinmediği masum sivillerin can ve mal güvenliğini de hesaba katıyoruz. Çünkü biz Afrin’i işgale gitmiyoruz, tam tersine orayı terör örgütlerinden temizleyerek asli sahipleri için yaşanabilir bir yer hâline getirmeye çalışıyoruz. Nasıl El-Rai, Cerablus, El-Bab, bu bölgedeki 2 bin kilometrekarelik alanı 100 bin insanın tekrar topraklarına, evlerine dönerek yerleşmelerine imkân sağladıysak, işte Afrin’de de aynısını yapacağız. Bizim ülkemizde 3,5 milyon mülteci var. Biz bu mülteci kardeşlerimizin kendi topraklarına dönmesini sağlayacağız. Afrin’deki bu mücadele bunun içindir, İdlib’deki bu mücadele bunun içindir. Bunu bilmeyen Batı, bunu da öğrensin. 3,5 milyon mülteci Suriye’den bize geldi, acaba size ne kadar mülteci geldi? Acaba ülkenizde ne kadar mülteci var? Biz topraklarından, evlerinden ayrılmış olan bu insanlara tekrar topraklarına dönebilmelerinin şu anda yollarını açıyoruz.”
“Amerika bayraklarıyla terör örgütleri
bölgede cirit atıyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında Türkiye olarak Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Suriye halkının huzur ve güven içerisinde, refah içerisinde bir geleceğe kavuşması konusundaki samimiyetlerini bugüne kadar attıkları her adımda ispat ettiklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna karşılık bölücü terör örgütünün gittiği her yerde kan dökerek, insanların mallarını yağmalayarak, hatta ırzlarına tasallut ederek, ailelerden çocuklarını zorla kopartıp ölüme göndererek gerçek yüzünü ortaya koyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyin böylesine açık bir şekilde gözler önünde bulunduğu bir ortamda, Türkiye’yi örtülü veya aleni tenkitlerle, hatta tehditlerle yolundan döndürmeye çalışanların saflarını terör örgütünün yanı olarak belirlemiş olduklarını belirtti. Harekâtın kısa sürmesini isteyenlere yönelik olarak da “Daha yedi gün oldu ya. Afganistan ne kadar sürdü? Yaklaşık 20 yıl. Irak ne kadar sürdü? Yaklaşık 18 yıl, hâlâ oradasınız. Libya ne kadar sürdü? Mali, Ruanda, buralar ne kadar sürdü? Bize bu aklı verenler biraz da kendileri kullansalar ne olur?” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de operasyon yapan diğer ülkelere böyle bir çağrı yapılmadığını, iş Türkiye’ye gelince böyle bir aceleciliğin ortaya çıktığını vurguladı. Suriye’de herkesin ortak meselesi terörle mücadeleyse, bu konuda Türkiye’nin engellenmeye çalışılması değil desteklenmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği’nin, PKK’yı terör örgütü ilan ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda o kadar bir akıl tutulması var ki bunlarda, bir taraftan PYD’yi, YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmeye başladılar sağdan soldan. Kendilerine bütün belgeleri, bilgileri, her şeyi veriyoruz. Fakat bir taraftan da silahlar gene onlara akıtılıyor. Bu ne menem iştir. Bir taraftan PKK terör örgütü diyeceksin, kendi vatandaşlarınız kollarda kokartlar, hatta en büyük üzüntümüz; Amerika bayraklarıyla bu terör örgütleri bu bölgede şu anda cirit atıyorlar, bunu neyle izah edeceğiz? Sayın Başkan bize diyor ki ‘Bizi bu kadar eleştirmeyin’ Tamam, ama biz stratejik ortak olduğumuza göre, bir stratejik ortak stratejik ortağına böyle bir şeyi nasıl yapar?”
“Bu silahlar buraya niçin geliyor ve
kimin için geliyor?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında ‘Türkiye şu anda kendisine yapılan bu taarruzlarda haklı olarak kendi hukukunu korumaktadır’ diyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e de teşekkür etti. “NATO Genel Sekreteri bunu ifade ederken bunu açıklarken, acaba niçin Amerika bu işlerden bu kadar uzak duruyor?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptıkları telefon görüşmesine değindi. Türkiye’deki Amerika karşıtlığından bahsedildiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle olmasını kendilerinin istemediğini, bu işleri Amerika’yla beraber yürütmek istediklerini ifade ederek, “Ama 5 bin tır, 2 bin kargo uçağı bu kadar silahı buraya getirdiğinde benim milletim şunu soruyor: Bu silahlar buraya niçin geliyor? Bu silahlar kim için geliyor? Peki, bu silahlar kime karşı kullanılmak üzere buraya geliyor? Yani bizim vatandaşımızın bu soruları sorma hakkı yok mu?” şeklinde konuştu.
“Biz düğüne gider gibi cepheye
koşan bir milletiz”
Bir süre önce Fırat Kalkanı bölgesinde bulunulduğunu, şu anda İdlib’de geçici kontrol noktaları oluşturmaya devam edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün itibariyle yedinci gününe giren Zeytin Dalı Harekatı’nın da hedeflerine ulaşana kadar sürdürüleceğini kaydetti. Ardından Mümbiç’in de, söz verildiği şekilde, teröristlerden arındırılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin bundan rahatsızlık duymaması gerektiğini, çünkü Mümbiç’in gerçek sahiplerinin teröristler değil, oradaki Araplar olduğunu ifade etti. Irak sınırına değin hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelenin devam ettirileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Terör örgütlerini bir maşa gibi kullanarak Türkiye’nin birliğini, beraberliğini, güvenliğini tehdit edenler de kendileri bilirler. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için ölmekten korkmayan, geri dönmeyi asla düşünmeden düğüne gider gibi cepheye koşan bir milletiz. Askerlerimizi dinlediniz değil mi, Mehmet’lerimizi dinlediniz. Ne diyorlardı? ‘Afrin’e düğüne gidiyorum’ İşte mesele bu! Ne diyorlardı? ‘Kızıl elmaya’ Hedef bu! Hepsinden öte, bütün bizim askerimiz şehadete gidiyor, şehadete! Bizim kutsalımız var. Onların böyle kutsalları var mı yok mu bilmem, ama bizim kutsalımız var, kutsallarımız var.” dedi. (T.C Cumhurbaşkanlığı)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol