ŞİDDETLE KINIYORUM!

Yıl 2015 bir sonbahar günü. Onuncu ayın onunda, saat on sularında ve ANKARA'da 'BARIŞ' talebiyle meydanlara çıkan yiğit insanlara yönelik düzenlenen katliamı ŞİDDETLE KINIYORUM.
Bu alçaklığın, kimin yaptığı önemli değil. Çünkü, onlar bir piyon ya da, bir taşeron örgütün militanları. Canlarını feda ettikleri için, onlara da acıyorum aslında. Ama, aslolan arkasındaki güçler.
Bu güçleri, aşağı yukarı herkes biliyor. Çünkü, onlar barışla barışık değiller. Kavgadan, savaştan ve psikolojik gerilimden doğrudan ya da dolaylı olarak çıkarları var. Ama, buna göz yumanları, ortam hazırlayanları, sebep olanları ne yapmalı?
Kimdir bu katiller? Ya da, katliama yardım ve yataklık edenler? Diye, kamuoyunda tarihi bir soru var. Bu soru, bir televizyonun genel kültür ve bilgi yarışmasında gelse, eminim ki; ne seyirciye, ne telefonla yardıma, ne de yarı yarıya seçeneklerine ihtiyaç duymadan bilmeyen çıkmaz.
Yanıt, son derece açık ve net: Devlet erkini kullanan iktidar ve ana muhalefetten başkası olamaz. Zira; Cumhuriyet tarihinin bu en vahim katliamından hemen sonra, ülkeyi hükümetsiz bırakan birinci ve ikinci parti liderlerinin bir araya gelerek görüşmeleri, zevahiri kurtarmanın, geçmişe dönük yerine getirilmeyen sorumlulukların illizyonist karartılmasından başka bir şey değildir. Diğer, her zaman iktidar/her zaman muhalefet partisini ben de yok hükmünde sayıyorum. Zira, ideolojik duruşuyla benim dünya görüşüme ters gelse de bir kimliği ve kişiliği vardı, şimdi onu da kaybetti.
Bugünlerde televizyon haberlerini izleyenlerin, gözleri nemlenmiyor hatta, şakır şakır ağlamıyorsa eğer, onların vicdanlarından kaygı duyarım. Ölenlerin neden ve nasıl öldüğünü biliyoruz ama, öldürenlerin kimin askeri/uşağı olduğunu, nelerin karşılığında bunu yaptıklarını, tam olarak neyi amaçladıklarını net olarak bilmediğimiz için; şiddet, terör, korku ve ölümler nereden, kimden gelirse gelsin ŞİDDETLE LANETLİYORUM.
Öldüren, hiçbir zaman biz olamayacağımız için ölen şimdi biz olmadık ama, biz de olabileceğimizi düşünerek, çağdaş bir insan kimliği ile bütün bu olup-bitenlere seyirci kalamayız.
Siz, tribündeki sessiz çoğunluğa sesleniyorum. İnin artık sahaya, sizin de içinde yer aldığınız toplumsal yaşama müdahale edin ki, daha büyük felaketler yaşamayalım. Daha neyi bekliyorsunuz?
GIDALARIMIZDAKİ KİMYASALLAR VE TEHLİKELERİ
Tüketici Hakları Derneği Genel Merkezi tarafından yapılan bir çalışma sonuçlarını, sizlerle paylaştım. Buna göre;
" Tarım ilaçları ( pestisitler),
" Gıda katkı maddeleri,
" Gıdalara bulaşan diğer kimyasal maddeler,
" Kozmetikler ve kişisel bakım ürünlerindeki kimyasallar ve tehlikeler,
" Evlerde kullanılan kimyasallar ve ısıtma kaplarının tehlikeleri,
" Deterjanlar,
" Tekstil ve giyim eşyalarında kullanılan kimyasallar,
" Diğer çeşitli ürünlerdeki kimyasallar,
" Kimyasallarla ilgili AB ve Türkiye mevzuatı,
Konularını irdeledik. Bu yaklaşımlar sununda, şöyle bir sonuca varılmıştır.
SONUÇ:
İnsan yaşamını hemen her alanına giren kimyasal maddelerin insan sağlığı üzerindeki akut (ani) ve kronik ( yavaş) etkilerine ilişkin bir çok araştırma ve inceleme yapılmış ve çok sayıda bulgu ortaya konulmuştur. Gıdadan giysiye, kırtasiyeden oyuncağa, kişisel bakımdan çamaşır ve bulaşık temizliğine ve daha bir çok alanda kullanılan kimyasal maddelerin çevre ve sağlık üzerinde olumsuz etkilerine karşı çeşitli önlemler alınmaya çalışılmaktadır.
Her ne kadar, bir taraftan insan yaşamını kolaylaştırdığı düşünülse de diğer taraftan da yaşamı cehenneme çevirecek nitelikte olan kimyasallar yerine yeni ve sağlıklı seçenekler bulma konusunda çalışmalar yapılmaktadır.
Tarım ürünleri üzerindeki kalıntıları ile toprak, su ve havaya karışarak çevresel kirliliğe neden olup, sağlık üzerinde kronik etki yaratan pestisitler yerine ekolojik tarımın bir çözüm olduğu kanıtlanmıştır.
Kişisel bakım için kullanılan kimyasal kozmetikler yerine doğal ürünler kullanarak hem sağlığımızı hem çevremizi korumuş oluruz. Benzer şekilde bulaşık ve çamaşır temizliğinde kullanılan kimyasallar yerine doğal temizleyiciler kullanmanın bir çözüm olduğu görülmüştür.
Ekolojik tekstil ürününden üretilen kıyafetleri seçebilir, çocuklarımızın doğal ve ekolojik oyuncaklar kullanmasını sağlayabiliriz. Aynı şekilde, evimize alacağımız mobilyadan halıya kadar doğal ve ekolojik malzemeden yapılanını bulabiliriz. Bu örnekleri çok daha arttırabiliriz.
Önemli olan, bu konuda kararlı ve örgütlü olmamızdır. Tüketiciler olarak, tüketim eğilimlerimizi, tercihlerimizi, beğenilerimizi reklamların etkisinde kalmadan, özgürce belirleyip doğal ve sağlıklı bir yaşamı yaratabiliriz. Bu, aynı zamanda hem bağımsızlığımızı elde edebilmek hem de ülke ve aile ekonomimize yarar sağlamak açısından son derece önemlidir.
Tehlikeli kimyasallara karşı yukarıda belirtilen alternatif çözüm arayışları konusunda tüketiciler olarak ilgili ve sorumlu kamu kuruluşlarının gerekli önlemleri almalarına ilişkin güçlü bir baskı grubu oluşturmamız gerekmektedir. Çünkü, Türkiye'de piyasa gözetimi ve denetimi ile ilgili kamu kuruluşları ne yazık ki bu konuda AB ülkelerindeki uygulamalarının gerisindedir. Eğer, güçlü bir baskı grubu oluşturabilirsek ilgili kamu kuruluşlarının görev ve sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmelerini sağlayabiliriz.
Eğer, tüketiciler olarak güçlü bir örgütlülüğe ulaşabilirsek, kimya sanayindeki sağlıksız teknolojiler ve ürünler yerine sağlıklı yaşam teknolojilerinin ve ürünlerinin oluşmasında etkili olabiliriz. Yaşanabilir bir dünya ve çevre ile sağlıklı bir gelecek yaratmak biz insanların elindedir. Bu, aynı zamanda insan olmanın ve insanca yaşamın biz insanlara verdiği bir görev ve sorumluluktur.
Torunlarımıza bırakabileceğimiz yaşanabilir bir dünya için zorunluluktur. Zira; Kızılderili atasözünde belirtildiği gibi, "Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, onu torunlarımızdan ödünç aldık".
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
Not:Geçen hafta sonu Kırklareli'de olacağımı söylemiştim. Diyelim ki; deniz ve güneşi bırakamadım... Hukuksal ve fiziki çözümlenmesi gereken sorunlar vardı… Torunumdan ayrılamadım… vb. Velhasıl, dostların hasretini birkaç gün daha yüreğimde saklayacağım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol