Sen ne zarif, ne kibar, ne beyefendi bir adammışsın

Ulusal anlamda yaşanılan süreçler son zamanlarda, kitleleri arkalarından sürüklemekte. Barış süreci dışında yabancı sermeyenin desteğini alan, Gezi parkı olayları ile başlayan süreç, 17 Aralık tarihi ile birlikte, dershanelerin kapatılma seslerinin yükselmesi ile aynı döneme denk gelmesi ile manidar karşılanan, Ülke olarak milyarlarca TL zararla sonuçlanan süreç…
Kırklarelili olarak, sosyal paylaşım sitelerinden takip ettiğimiz bu süreçlerin, süslenmiş görüntülerinden ve iddialı açıklamalarından dolayı şehrimizde yada Trakya bölgesinden yaşanılan bazı süreçleri ES geçiyoruz…
9 Şubat Pazar günü toplanan ve Kırklareli Belediye Başkanı adayı olarak, Mehmet Siyam Kesimoğlu'nu gösteren, CHP Genel merkezi, zafer şarkıları söyleyen binlerce Vecdi Gündoğdu ve Cavit Çağlayan taraftarının da tepkisine neden olmuş, tepkiler ise bir gecede Gündoğdu başta olmak üzere, genel merkeze gönderilen 100'ü aşan istifa dilekçesi ile belgelenmişti…
Kararın açıklanmasından 24 saat sonra, Turgut Dibek'in istifası, bir gün sonra gelen Cavit Çağlayan'ın istifası ile birleşince, Partide; "HALKÇI olan siyasiler ile, halkın iradesini yok sayan siyasiler karşı karşıya geldi." cümlesi kurulmaya başlamıştı…
CHP'de, 2013 itibari ile başlatılan, demokratikleşme adı altında ciddi bir tesviye dönemi geride kalmış durumda. Deniz Baykal'dan boşalan Genel Başkanlık Koltuğuna, dönemin iddialı ismi Gürsel Tekin'e son dakika yaparak oturan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü, "Tekin'i tesviye etti" şeklinde eleştirilere rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olarak göstermesi aslında, Genel Başkanlık için ismi geçen, Sarıgül'ün sesinin kısılması anlamına geliyordu…
En tepeden en uca kadar aynı görüntüye bürünen CHP'de, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ gibi kalelerde oynanan kumarlar ise, içinde bulundukları, halkın özgür iradesini yok sayan hırsın en açık göstergesi durumunda…
İl Genel Meclis Başkanı Behçet Şen, Demirköy 2'nci sıra, Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan Kırklareli Merkez 1'nci sıra, CHP'nin İl Genel Meclis üyeliği için adayları…
2004 yılında Belediye Meclis Üyesi olarak girdiği, Kırklareli Belediyesinde Meclis Üyelerinin oy birliği ile  Başkanlık koltuğuna oturan ve 2009 yerel seçimlerinde, bir önceki dönem CHP'nin aldığı oy oranını 2'ye katlayarak halkında desteğini, meclis üyelerinin yanına koyan Çağlayan'ın CHP tarafından tesviyesi ise, gerçekten son yıllarda Kırklarelili vatandaşların izleyeceği, en dramatik ve acımasız hesapların yapıldığı film kalitesinde…
Cavit Çağlayan Kırklareli Belediye Başkanı olarak dönemlerini 3'lemiş olsaydı eğer, yakın tarihte görülmemiş bir başarıyı yakalayacak efsane başkan olarak anılacaktı. Sadece Efsaneleşen Cavit Başkan olmayacaktı. 3 dönem Kırklareli belediyesini 6 OK ile kuşatan Vecdi Gündoğdu'da Teşkilatı ile birlikte efsane olacak ve Milletvekilliğine giden yolda ciddi bir mesafe kat edecekti… Bu başarıyı kim istemez.? Diye komik bir soru sormayacağım…
Daha sonra yaşanılanlar malumunuz, Hamdi Sedefçi DSP'den Belediye Başkan Adayı, Vecdi Gündoğdu İstifa, Cavit Çağlayan ise Kırklareli kaybedildiğinde 31 Mart günü görevini devrederek, İl Genel Meclis Üyesi olarak siyasi hayatını 5 yıllığına ipotek altına alacak. Bu o kadar önemli ki, Behçet Şen bile gözden çıkarılıyor…
Kırklareli - Ankara arasında, AK Partinin yaptığı hizmetleri izleyerek sürelerini dolduran, yolculuklar yapan, Kırklareli halkının iradesini ayaklar altına almış CHP'li vekillerin Kırklareli ve Edirne kazanıldığında kahramanlığa soyunacağı, Kaybedildiğinde ise vekilliğe geri dönecekleri kurgulanmış bu oyunda, teşekkürü, takdiri ve saygıyı tezgahın sahipleri değil o hak ediyor…
Kırklareli Belediye Başkanı olarak görevinden, tepeden talimatla; İl Genel Meclis Üyeliği görevi layık görülen ve "İl Genel Meclis Üyeliği sona erdiğinde, İstasyon Mahallesinden Muhtar adayı olacakmış." Şeklinde, "Attan inip merkebe bindirildiği" vurgulanan, Bana göre Kırklarelili vatandaşların görebileceği en dürüst ve en iyi CHP'li olan Cavit Çağlayan'a, 9 Şubat sürecindeki duruşundan, Kişiliğinden taviz vermeyen görüntüsünden ve en önemlisi yanındakilere benzemediğinden dolayı TEŞEKKÜR EDİYORUM. Sen ne kibar, ne Beyefendi, sen ne zarif bir adammışsın…