Selahattin Minsolmaz’ın katıldığı toplantıda “müsilaj” sorunu masaya yatırıldı

TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu'nun İstişare Toplantısı, Marmara Denizi'ne kıyısı bulunan illerdeki yerel yönetimlerin temsilcilerinin katılımıyla İstanbul'da yapıldı. Toplantıya AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz’da katılım sağladı. TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Demir, toplantıda yaptığı konuşmada, yapılan çalışmalara göre Marmara Denizi'ne günlük 6.9 milyon metreküp deşarj yapıldığını, bunun yüzde 53.22'nin sadece ön arıtmayla, yüzde 4'ünün biyolojik arıtmayla, yüzde 42.12'sinin ileri biyolojik arıtmayla gerçekleştiğini söyledi.

AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz Marmara Denizi'ne kıyısı bulunan illerdeki yerel yönetimlerin temsilcilerinin katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirilen TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu'nun İstişare Toplantısı’na katıldı. TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Demir, toplantıda yaptığı konuşmada, yapılan çalışmalara göre Marmara Denizi'ne günlük 6.9 milyon metreküp deşarj yapıldığını, bunun yüzde 53.22'nin sadece ön arıtmayla, yüzde 4'ünün biyolojik arıtmayla, yüzde 42.12'sinin ileri biyolojik arıtmayla gerçekleştiğini söyledi. Marmara Denizi'ne yapılan deşarj miktarlarına şehirlere göre bakıldığında İstanbul'un 73.53 oranında olduğunu aktaran Demir, "7 milyon metreküplük günlük deşarjın 5 milyon 811 bin 910 metreküpü İstanbul'a ait. Marmara Denizi'ndeki sorunu tetikleyen, gereğinden fazla fitoplankton oluşmasına neden olan temel 2 neden var. Yani azot ve fosfora baktığımızda, İstanbul'u Marmara ile mukayese ettiğimizde şöyle bir şey çıkıyor. Bu verilere göre Marmara Denizi'ndeki azotun yüzde 66'sı, fosforun yüzde 61'i İstanbul'dan kaynaklanıyor." dedi. Toplantıda, İstanbul Boğazı'na yapılacak deşarjlar öncesi yer sorunun çok konuşulduğunu ifade eden Demir, "Yerel yönetimler, düşünürler, hayal ederler ve hayallerini gerçekleştirirler. İmkansızlık söz konusu değil, bence önemli olan vizyon koyabilmektir. Onun için mazeretler başarının elini tutamaz. Masanın etrafında oturan herkes biliyor ki mazeret değil bizim konumuz. İleri biyolojik arıtma için yeterli alanın temin edilmediğini konuşuyoruz." diye konuştu. Kimyasal arıtma uygulamalarının da sıkıntının hemen bertaraf edilmesi açısından önemli bir çalışma olduğunu belirten Demir, öte yandan yapılmış olan atık su arıtma tesislerinin çalıştırılmasının, sürdürülebilir olmasının da son derece önemli olduğunu vurguladı. Demir, "Marmara'yı kurtarmak üzere arıtma tesislerinin hayata geçirilmesi 4 yıl, bu son derece feci bir durum. Çünkü biz biliyoruz ki Marmara'ya hemen müdahale etmek gerekiyor. Marmara'nın müdahalesine İstanbul'dan başlanması gerekiyor. Marmara Denizi'nin tüm suyunun değişmesi için 6 yıl gibi bir zamanımız var. 6 yılın üzerine 4 yılı da eklersek, işin içinden çıkılmaz bir duruma gelinir." değerlendirmesinde bulundu.
Yenikapı arıtma tesisinin 3 milyon 200 bin insanın yaşadığı 8 ilçeye hitap ettiğini belirten Demir, "Eğer Silahtarağa hayata geçirilmiş olsaydı, günde 1 milyon metreküp ileri derece biyolojik arıtmaya tabi tutulacaktı. Sadece Silahtarağa'ya 650 milyon lira harcayarak, bu 8 ilçeyi kurtarmış olacaktık. Yer, proje, ihale problemi yok. Orada bir sıkıntının yaşanmış olduğunu düşünüyorum." dedi. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Orhan Demir, İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, İBB'nin yürüttüğü çalışma ve projelere ilişkin bilgi verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Orhan Demir, yapılan sunumlardan farklı farklı anlamlar çıkarıldığını belirterek, "Benim sunumdan çıkardığım şey açıkçası şu; bu iş ne yerel yönetimlerin ne bakanlıkların ne de organize sanayi bölgelerinin tek başına yapabileceği bir iş değil. Bunu hep birlikte yapmamız gerekiyor." dedi.
"İstanbul'dan atılan atık suların miktarı günde 6 milyon metreküp “
İstanbul'da maalesef şehir planlarının uygulanmadığını dile getiren Demir, "İstanbul her zaman Marmara Denizi'nin kıyılarında, kuzeye gitmeyecek şekilde planlandı. Maalesef, yapılan ulaşım yatırımları İstanbul'un arazi kullanım bütünlüğünü bozdu. 'Yer yok mudur?' diye soruldu. Gerçekten yer yok. Benim sizden ricam, işbirliği yapmamıza yardımcı olmanız. Milli Emlak Müdürlüğü ile çok sıkı çalışma içinde olmamız gerekiyor. İstanbul'da arsa kalmadı. Bulduğumuz her yeri milim milim değerlendirmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Bir milletvekilinin sorusu üzerine Orhan Demir, "İstanbul'dan atılan atık suların miktarı günde 6 milyon metreküp. Sadece soğutma suyu 9 milyon metreküp. Bu, Marmara Denizi'nin ısısını etkiliyor." dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler de strateji planlarını, bütçe ve tarihleriyle açıkladıklarını, finans bulunursa bu projelerin hayata geçirileceğini söyledi. Denizlerdeki sorunların yeni olmadığını, 1980'li yıllardan itibaren atıkların denize verildiğini belirten Erdinçler, şöyle devam etti:
"Ama her alıcı ortamın kendini temizleme kapasitesi vardır. Nüfus, 'imdat' dedirtecek noktaya gelmeyene kadar bu halloluyordu. Ama o kadar nüfus ve atık verildi ki deniz bunu taşıyamaz hale geldi. En şüphelendiğimiz nedenler sudaki ısınma, su hareketliliğinin az olması ve kirlilik yükleri. 2021 yılı itibariyle ara tabaka ve derin sularda sistemin azot yüklü hali devam ediyor. Azot yükü o kadar fazla ki takibinde sorun var. Uzun yıllar içinde alt tabakada hafif bir azot açısından artma eğilimi varken, derin sularda azot yükü biraz azalma eğilimi gösteriyor. Yani nitratlı solunum yapılması. Müsilajın etkisinin çok güçlü haziran ayında da azot değerleri son 30 yıldaki ortalamalarla uyum içinde olup, anormal bir akümülasyon görülmedi. Asıl konuşmamız gereken dengelerdeki değişme. 2021 yılı itibariyle ara tabaka ve denin sularda sistemin fosfor yüklü hali devam ediyor. Son yıllar hariç ara tabakalarda artma eğilimi varken, derin sularda artış bütün yıllarda da belirgin şekilde devam ediyor." Erdinçler, deniz yüzeyinde şu an bir şey beklenmediğini, çünkü su kolonunda müsilajın kalmadığını, bütün müsilajın dipte yer aldığını, bilim insanlarının önümüzdeki 1-2 ay yukarı çıkmasını beklemediğini aktardı. İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu da İSKİ ve TÜBİTAK MAM işbirliğiyle her 2 ayda bir 10'ar metre derinlikten kıyılardan, Haliç'ten ve deşarj noktalarından numune alındığını, bunlarla ilgili detaylı çalışmaların yapıldığını aktardı. Deşarj suyunun kullanma suyu yapılmasının arz ve talep dengesine bağlı olduğunu ifade eden Mermutlu, şu anda Tuzla organize sanayi bölgesindeki bir deri fabrikasına verdiklerini anlattı. Temmuz ayında 92 bin metreküp arıtılmış atık suyun yeniden kullanıldığını ancak bunun çok talep edilmediğini belirten Mermutlu, talep olduğu zaman yeniden kullanım için verebileceklerini söyledi.
Toplantının devamında komisyon üyesi milletvekilleri, müsilaj çalışmaları konusuna ilişkin ilgililere sorular yönelterek, görüşlerini aktardı. Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, toplantıda yaptığı konuşmada, Marmara Belediyeler Birliği olarak müsilaj konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
“Marmara Denizi'nde günde 4 küsur milyon
metreküp atık su deşarjı yapılıyor”
Yaşanan sorunun sebeplerinden birincisi olan küresel ısınma konusunun, kontrollerinde olan bir durum olmadığını ancak bununla ilgili de tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Büyükakın, "İkincisi evsel kaynaklı atık sular, onların denize deşarj edilmesi. Marmara Denizi'nde günde 4 küsur milyon metreküp atık su deşarjı yapılıyor. Bu atık suların yüzde 53'ü sadece ön arıtmayla aslında arıtılmadan yapılıyor. Biyolojik arıtmayı bile biz yeterli arıtma olarak görmüyoruz. İleri biyolojik arıtma yapılması yazım. Ön arıtmanın, arıtmadan kabul edilmemesi lazım." dedi. Bugün akademisyenlerin "Ön arıtmayı arıtma kabul etmeyin, derin deniz deşarjları da doğru değil" dediğini aktaran Büyükakın, sınai ve zirai faaliyetlerin de Marmara Denizi'nde ciddi kirlilik etkisi yarattığını, özellikle Ergene ve Susurluk havzaları açısından bu meselenin mercek altına alınması gerektiğine dikkati çekti. Müsilaj meselesinin aynı zamanda deniz suyunun akıntısıyla alakalı bir mesele olduğunu aktaran Büyükakın, özellikle kıyı yapılarının bu akıntıyı engellediği yerlerde, limanlar, iskeleler, tersanelerin mercek altına mutlaka alınması gerektiğini söyledi. Bu meselenin bu kadar çok farklı sebep konuşulduğu için aynı zamanda kaçınılmaz olarak disiplinler arası bir mesele olduğunu belirten Büyükakın, "Maalesef bilim insanlarımızın aynı hassasiyette konuşmadığı durumlar olabiliyor. Aslında yeniden düşünmemiz gerekiyor. Çünkü eski düşünüş biçimimizin ortaya çıkardığı sonuç meydanda. Yapılması gereken çok önemli şeylerden biri birlikte çalışmak. Marmara'nın bir bütün olarak ele alınması gerekiyor. " diye konuştu. Ön arıtmanın denizi katlettiğini vurgulayan Büyükakın, "Biyolojik arıtma yetmez ama iyi bir ileri biyolojik arıtma yapılması lazım. İleri biyolojik arıtma yapılsa bile o suyun mümkünse denize deşarj edilmemesi lazım. Şu anda ileri biyolojik arıtmadan çıkan suyun denize deşarjının yapılmaması fantezi, romantizm bugün. Ama mümkünse bunun da yapılmaması lazım. Şu an ne yapabiliriz? Geri kullanımı için düzenlemeleri geliştirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Alpaslan Kurtoğlu, Yalova Belediye Başkan Yardımcısı Fatih Şahin, Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet İrfan Mutluay ve belediyelerin ilgili birim yetkilileri yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Toplantı, komisyon üyesi milletvekillerinin sorularının ardından sona erdi. (S.Ünver)

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. tam da yerini bulmuş 20 Ağustos 2021 Cuma 19:23:35

    Ülkeye her türlü müsilaj-ımusibeti getirenlerin arada bir durum değerlendirmesi yapmalarında fayda vardır.