Sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için sağlıklı süt ve et üretmeliyiz

Evet Sayın okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim… Kışımızın sonlarına yaklaştık. Ama hepimiz biliriz ki; bizim kışımız geridedir. Allah kolaylık versin, önceki haftalarda başlık atarak yazmıştık; “Kış Olmasaydı herkes Hayvancı Olurdu…” Şimdiki kışlarda, hayvan bakmak da, iş yapmak da kolay. Ben gece kar ve tipi yoğunluğunda, evimizin bitişiğindeki mandıradaki kazana odun atmaya gidemediğim için kazanı dondurduğumu bilirim. Yine kış tedariğimiz az olduğu için Şubat ayının 15’nde, saman ve otumuz kalmadığı için ineklerimizi ve düvelerimizi, gece ve gündüz ORMANDA otlatarak, sapasağlam ve canlı olarak (şimdilerde ilimizde çok gördüğümüz çakma çiftlikçiler gibi hayvanları TELEF edip, SİGORTADAN PARALARINI alarak değil) yaza çıkardık.
Geçmiş haftalardaki KÖŞE YAZILARIM’da atalarımızın başardığı, bizim başaramayarak kesintiye uğrattığımız ORMAN HAYVANCILIĞINI vurgulayarak yazdım. Ormanlarımızın içine dikilen çam ağaçlarının hayvancılığımıza vurulan ilk balta olduğunu da yazmıştım. Ben doğma büyüme bir orman hayvancısı olarak İLİMİZ HAYVANCILIĞININ DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI hakkında kendimi bildiğimden bugüne kadar, birebir yaşadıklarımı, görerek şahit olduklarımı, bilgilerime ve tecrübelerime dayanarak, önerdiğim çözüm önerilerimi, bana ayrılan köşemden sizlerle paylaşmaya çalışıp, ilimiz hayvancılığına katkı sunmaya çalışıyorum.
Bizim üretememe sorunumuzdan önce KALİTELİ ÜRETEMEME SORUNUMUZ VAR. Zaten onu halletsek, her şeyi halletmiş olacağız. Sütün kriteri belli; Bir miligramda 150 bin bakteri, 30 santigrat derecede koloni ve somatik hücre sayısının altı KALİTELİ SÜT sayılıyor. Tamam da, ilimizde üretilen sütün ne kadarı yukarıdaki kriterlere uyuyor? Ben yüzde 10 diye biliyorum. Onu da büyük bir imalatçı firmanın İHRAÇ ettiğini biliyoruz. Gelelim kriterlerimize göre iyi olmayan ama ilimizde üretilmiş yüzde 90’lık SÜTÜMÜZE. Yine buradan ilgili birimlerin yetkililerine sesleniyorum; Siz her işletmeye, işletme kayıt numarası veriyorsunuz da, o işletmelerde sağlıklı üretim olup olamayacağını neden öngöremiyorsunuz? İddia ediyorum, ilgili birimler, süt toplama kazanı yerine, kazanın önünde durup, numune alıp, gereğini yerine getirse, yarın sabah ilimizin süt üretimi KRİTERLERE KESİNLİKLE UYAR. Belki biraz fire verilir ama HER HAYVANCI KALİTELİ SÜT ÜRETMESİNİ ÖĞRENİR. İlgili birimlerimizin kalitesiz süt üretimine kesinlikle müsaade etmemesi gerekir diye düşünüyorum.
Kalitesiz süt üretenlerin “Birlikte Hayvancılık Modelleri” ile birbirlerinden güç alarak, kaliteli üretim yaparak, çok daha iyi şartlarda hayatlarını idame edebileceklerini, görsel sunumlar yaparak, eksilerini ve artılarını anlatarak, kaliteli üretimin içinde kalmalarını sağlamalıyız. Bizim yukarıdaki yazdıklarımızı aşarak, bölgesel lezzetleri ortaya çıkarmamız lazım. Sadece silaj ve fenni yem yiyen ineklerin sütüyle, ormanda otlatılmış ineklerin sütlerinin ayrılması lazım. Ben doğma büyüme bir orman köylüsü olarak, kendi mandıra işletmemi, onay belgesi alamadığım için kapattıktan sonra, alıştığım damak tadım DOĞAL SÜT ÜRÜNLERİ peynir ve yoğurt bulamıyorum. İlimizde nerede satıldığını bilen varsa, bana da söylesin. Etlerimizin de aynı şekilde ayrılması lazım. Fenni yem ve silajla beslenen dananın etiyle, ormanda otlayarak beslenmiş dananın veya kuzunun eti aynı değil. Daha doğrusu ormanlarımızda daha önce köşemizden yazdığımız gibi çeşitli nedenlerden dolayı, doğal beslenen hayvanlarımız çok azaldı. Ama üzerine basa basa sadece üretmek değil, kaliteli üretmemizin gerektiğini vurgulayarak, sayın okurlarıma, sevgili hayvancı kardeşlerime, sağlık, mutluluk ve bol bereketler dilerim.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. dış istedi iç kahretti 27 Şubat 2019 Çarşamba 20:25:18

    İyi de Cumhuriyetin kurduğu yeterli sağlıklı et ve süt üreten kurumlar ve üreticilerin tüm ülkeyi kapsayan ve kavrayan ulusal örgütlemesi kimler ve kimler adına imha edilip dört yan dünya ülkelerinin kokmuş hastalıklı etlerini ithal ederek fahiş fiatla halka sunanlar kimlerdir? Yine millete at eşek etlerini koyun kuzu dana etleri damgalarıyla yediren münafıkların hiçbiri yargı önüne çıkmamışken ve hayvan ve süt üretimi kasten kesilip millet her türlü hastalığın müşterileri edilip ilaç sanayiine son meteliklerini harcamaya zorlanırken sonunda bir uyanış ile bütün bunları ve daha ne kötülükler edenleri oylarıyla devirip hesap soracakları unutulu mudur?