Saadet Partisi Basın Mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi

Saadet Partisi Kırklareli İl Teşkilatı düzenlediği basın açıklamasında
“Ülkemiz ekonomisi büyüyorsa vatandaşın geliri niye büyümüyor” sorusunu yöneltti.

Teşkilat binasında düzenlenen basın toplantısına Basın Mensupları ile birlikte Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Ekonomik ve Eğitim konularının ele alındığı ve yoğun ilgi gösterilen basın toplantısındaki açıklamasında Saadet Partisi Kırklareli İl Başkanı Salih Mehmet Aydın şunları söyledi;
Birinci Konumuz olan Ekonomi
Bu konu tüm toplumu yakından ilgilendiriyor. Bilindiği gibi bölgemiz büyük ölçüde Tarım’a bağlı. Peki, Tarım ne durumda, Hayvancılık ne durumda? Üzülerek belirtelim ki, Sanayi ve Teknolojide dışa bağımlı olduğumuz gibi Tarımsal ürünlerde de dışa bağımlı hale gelmiş durumdayız. Bir zamanlar Dünya’da kendi kendine yetebilen birkaç ülkeden biri iken bugün pek çok tarımsal ürünü ithal eder duruma geldik. Bunular en temel ve stratejik ürünler; Buğday, Arpa, Yağ, Pirinç, Fasülye, Nohut, Mercimek gibi pek çok ürün yanında dünya’da et ithal eden ülkeler sıralamasında da ikinci duruma gelmişik. Yani kendi üreticilerimize vereceğimiz paralar yabancı üreticilere gidiyor.
Geçtiğimiz günlerde 2018 – 2019 yıllarında yapılacak memur maaş zamları açıklandı. Yetkililer ekonominin büyüdüğünü, ülkenin kalkındığını ifade ettikleri bir zamanda memura verilen artış 2018 yılında 4+3,5 - 2019 yılında ise 4+5.
Bu ülkede ekonomi büyüyor da, kimin ekonomisi büyüyor? Maalesef yalnız rantiyenin, bankaların ekonomisi büyüyor. 2015 yılında 26 milyar, 2016 yılında 37,5 Milyar kar eden bankacılık sektörü, 2017 yılında 50 milyar TL kar etmeyi planlıyor. Maalesef üretemiyoruz. Üretim teşvik edilmiyor. Otobanlar, Duble yollar yapılıyor ama üzerinde giden araçlar yabancı. Şehir hastaneleri yapılıyor ama tıbbi alet ve ekipmanları ithal. Tarlalarımızı işlediğimiz traktörler, biçerdöverler dışarıdan ithal ediliyor. Kısacası yurtdışından aldığımız mal (ithalat) tutarı 200 milyar dolar. Sattığımız mal (ihracat) ise 140 milyar dolar. Üretici ve çalışanlar sıkıntı içinde kıvranırken rantiye tatlı karlarla adeta bayram üstüne bayram yapıyor” açıklamasını yaptı.
Aydın, Basın Toplantısında ikinci
konu olarak ise Eğitim’i ele aldı
Salih Mehmet Aydın, Eğitim konusunda ise şunlara yer verdi; “25 milyon evladımız yeni bir eğitim yılına başlayacak. Bütün öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hayırlı ve başarılı bir eğitim – öğretim yılı diliyoruz. Eğitim bir milletin en temel meselesidir. Asla ihmale gelmez. Eğitimi önemsemeyen milletler, bedelini çok ağır öder. Bedeli, geri kalmışlık, işsizlik, fakirlik, adaletsizlik, sevgisizlik, anarşi ve terör olarak karşımıza çıkar. Elbette kendi medeniyet değerlerimize uygun, eski tabirle; ‘insan-ı kâmil’ yani her bakımdan olgun, azimli, asil, vakur, adam gibi adam yetiştirmek olmalıdır.
Görülen odur ki, değişe değişe yap – boz tahtasına dönen eğitim müfredatı arzu edilen vasıflı insanları yetiştirmekten uzaktır” dedi.
Mevcut eğitim sistemi ile ilgili bir açıklama yapan Mehmet Salih Aydın, “27 Aralık 1949 tarihinde çocuklarımızın eğitimi resmen Amerikalılara teslim edilmiştir. ABD ile imzalanan ikili anlaşma gereği sekiz kişiden oluşan Eğitim Komisyonu (Fulbright Eğitim Komisyonu) kuruldu. Sekiz üyeden dördü Amerikalı, dördü de Türktü. Bu komisyonun görevi, Türk çocuklarının ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını, yani programlarını belirlemekti. Bu kadarla kalsa neyse, komisyon herhangi bir konuda karar verirken oylama 4 evet, 4 hayır çıkarsa ne olacaktı! O zaman Ankara’da bulunan Amerikan Büyük Elçisi’nin vereceği oy belirleyici olacak! Bu tür bir uygulamayı ancak sömürge ülkelerinde görebilirsiniz.
27 Aralık 1949 tarihinde kurulmuş olan Fulbright Eğitim Komisyonu, 68 yıldır faaliyetlerine devam etmektedir. Artık bu Amerikancı eğitim sistemi bir an önce kaldırılmalı, Milli ve Manevi değerlerimize, özümüze, kökümüze bağlı bir eğitim modeline geçilmelidir.
Eğitimin başındaki “Milli” kelimesinin içi tam olarak doldurulursa eğitim düzelir. Eğitim düzelirse her şey düzelir. Ekonomi düzelir, Hukuk düzelir, Devlet düzelir, Siyaset düzelir, Terör biter. Bu da ancak “Milli Görüş” anlayışıyla olur” dedi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol