ŞU EKMEĞİMİZİN BAŞINA GELENLER

Sevgili dostlar merhaba;
Bu hafta köşemden dikkatinizi çekmek istediğim konu, bizlerin ve halkımızın sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir diye düşündüğüm içindir.
Bu nedenle kendi düşüncemi buradan sizlerle paylaşmak ve dolayısıyla da bu konuyla ilgilenecek olan kurumlarda ki yetkilileri bu konuya el atmalarını sağlamak istedim.
Yazının başlığı doğal olarak hepinizin dikkatini çekmiştir. Zaten bu yazı başlığını özellikle bu şekilde yazdım ki, bu yazıyı okuyanların dikkatini çeksin diye.
Ekmek tüketmeyen ev yoktur. Bizler için, soframızda ekmek olmazsa olmazlardan biridir.  Fırından yeni çıkmış, sıcacık, dumanı tüten, ekmeği gördüğümüzde dayanamayız. Hemen bir parça koparıp, yemek bile isteriz. Çünkü ekmek bizim katığımızdır. Ekmeksiz sofradan kalktığımızda kendimizi aç kalkmış gibi hissederiz. Ekmeği çok tüketen bir toplum olmakla birlikte, ekmeği çöpe atan toplum olarak ta ön sıralardayız. Yaşadığımız şu dünya da açlıktan ölen insanların olduğunu bile bile biz bu savurganlıktan bir türlü vazgeçmeyiz. Çünkü açlık yaşamamış olan bireyleriz. Allah hiç kimseyi açlıkla ıslah etmesin demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Benim burada anlatmak istediğim konu başka idi, konunun içinde ekmek savurganlığına da değinmek istedikten sonra esas konuya geleyim:
Hepimiz ekmek almak için, Bakkal, market, fırın ya da ekmek satım yerlerine gideriz. Orada çeşit çeşit ekmekler vardır. İlk önce yaptığımız hareket nedir? Tezgah üzerinde duran ya da Camekan içinde bulunan ekmekleri ellerimizle tek tek yoklamaktır değil mi? Ekmek taze mi, bayat mı, Sıcak mı diye kontrol ederiz. Sonrada uygun gördüğümüz ekmekleri poşet içine koyup, paramızı öder, bunları afiyetle yemek için evlerimize götürürüz.  Bizden öncede buraya alış veriş için gelen insanlarında o ekmekleri aynı şekilde elleriyle kontrol ettiklerini hiç düşünmeyiz…
Bir insanın, en çok mikropla haşır neşir olan organı elleridir. Çünkü ellerimizle her işi yaparız. En basiti para alış verişinde bile bu ellerimize nasıl bir hastalık bulaştığını bilemeyiz.
Neticesinde bizler farkında olmadan taşıyıcı birey olarak bu mikropların katığımız olan ekmeklerin üzerine geçmesine vesile oluruz. Ekmek yıkanarak yenilen bir ürün değil. Dolayısıyla biz tüketiciler evlerimizde bu ekmeği aldığımız şekilde soframıza koyar ve de afiyetle yeriz.
Bildiğim kadarıyla; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda 01.07.2012 tarihinde yeni yönetmelik gereği ekmeklerin poşete girmesi ve bu şekilde satılması şart koşulmuştur.
Bu hepimizi ilgilendiren ve içinde yaşadığımız toplumun sağlığı açısından önemli bir konudur.  Bu konunun takipçisi olalım. İlgilileri bu konuda uyaralım. Ben buradan ilgili kurumlarda görev yapan kişilerin bu konuya el atacaklarına inanıyorum. Çünkü sağlıklı bir yaşam sürmek hepimizin hakkıdır.
Haftaya bir başka konuda buluşmak üzere hoşça kalınız.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol