SORUMLULUK MESELESİ

Bu güzel ülkemizin, yönetim tarzında kimselere benzemeyen önemli bir alışkanlık var: Tamamı olmasa bile, genellikle ve özellikle kamu kuruluşlarının çoğunda, yetki ve sorumluluk kargaşası yaşanır. Bugün, eğitim, sağlık, sanat, spor, ekonomi, bilim ve teknoloji vb. birçok alanda, nasıl ve hangi yollarla geldiği çok su götüren yöneticilerin sınırsız yetkileri; Derin bilgi, dahiyane yetenek ve devasa deneyim sahibi birçok çalışanın ise, altından kalkılamayacak sorumlulukları var. Tek taraflı olan bu statünün doğal sonucu; yönetici ve çalışanları arasındaki eşgüdüm zaafı ve mesafesinin giderek artması, sosyal çatışma olasılığı için önemli bir neden olacaktır.
Tüm kamu hizmetim sürecinde, ne sorumsuz bir yetkili, ne de yetkisiz bir sorumluluk görevi taşımadım. Böyle bir durumla karşılaşmış olsaydım, emeklilik hakkına sahip oluncaya kadar çalışma şansına sahip olabileceğimi sanmıyorum.
Bir ülkenin ekonomik başarısında çalışma ilişkilerindeki istikrar ve uzlaşma ortamının büyük önemi vardır. Bu ilişkilerdeki uyum, kalkınmada diğer unsurlara göre çok daha hızlı bir itici güç sağlarken uyuşmazlıkların artması toplumun ekonomik ve sosyal performansını sınırlayan en önemli unsuru oluşturmaktadır.
Mensubu olduğum ve kamu niteliği taşıyan akademik meslek örgütü olan Kimya Mühendisleri Odası da bu sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla;
1. Her yıl olduğu gibi, yaz döneminde ‘yüzme havuzları’ndan gelebilecek tehlikeleri yeniden gündemine almıştır. Yüzme havuzları, daha çok sayfiye bölgelerini ilgilendirir gibi görünse de, artık günümüzde artan talep nedeniyle her bölgenin meselesidir.
2. Artık, sır ve bir takım teknik bilgi ve mesleki deneyim olmaktan çıkan alkol üretiminin hassasiyetleri konusunda uyarılarda bulunmuştur. Sizlerle paylaşmak istiyorum.
Havuz ve havuz sularının temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi:
Aynı ciddi sorunlar ülkemiz genelinde çok yaygın olan site havuzlarında da yaşanmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından 27886 sayılı "Yüzme Havuzlarının Tabi Olacağı Sağlık Esasları ve Şartları Hakkında Yönetmelik" 6 Mart 2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Yönetmelik; yüzme amacıyla kullanılan açık ve kapalı yüzme havuzları ile sularının hijyenik şartlara uygunluğu, yüzme havuzu sularının kalite standartlarının belirlenmesi, denetlenmesi ve izlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılmıştı. Daha sonra 15 Aralık 2011 tarihinde 28143 sayılı bir yönetmelikle mevcut yönetmeliğin bazı maddeleri yeniden düzenlenerek yürürlüğe konulmuştu. Bu yönetmeliğe ve alınan mevcut önlemlere rağmen yaz mevsimine başladığımız bu günlerde yüzme havuzları ve havuz suları yine tehlike saçmaya devam ediyor.
Yüzme havuzlarında; dezenfektanlar, çöktürücüler, yosun önleyiciler, PH düzenleyiciler, berraklaştırıcılar (parlatıcılar), filtre ve yüzey temizleyiciler gibi değişik kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılan kimyasallar birbirinden farklı özellikte olup eksik ya da aşırı kullanımı veya birbirleri ile etkileşimleri sonucu ortaya çıkan zararlı-zehirleyici gazların, kimyasalların çevreye yayılması ya da havuz ve havuz sularının gerçek anlamda temizlenememesi ve dezenfekte edilememesi sonucunda insan sağlığı ciddi olarak tehlikeye düşmektedir. Havuz ve havuz sularının yetersiz temizlenmesi ve yeterli oranda dezenfekte edilememesi durumunda; mantar, bulaşıcı sarılık, dizanteri, kolera, amipli dizanteri, gözlerin kızarması ve yanması, astım, orta kulak iltihaplanması, boğaz iltihaplanması, kanser olma riski, zehirlenmeler ve alerji en sık rastlanılan sağlık sorunlarıdır.
Havuz ve havuz suyunun temizliği ile yeterli oranda dezenfekte edilmesi başlı başına bir mühendislik hizmetidir. Yönetmelikte havuz suyu operatörü: " Yüzme havuzlarında kullanılan suyu kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazırlayan, bu konuda eğitim almış ve en az lise mezunu kişi" olarak tanımlanmaktadır. Aynı yönetmelikte mesul müdür: "Teknik işler ve havuzun uygun şekilde işletilmesinden sorumlu kimya veya sağlık eğitimi almış, en az lise mezunu kişi" olarak tanımlanmaktadır. Yaşanılan sorunlar, havuz sularından sorumlu olan havuz suyu operatörlerinin eğitiminden başlamaktadır. MEB Hayat boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü 2012 yılında hazırladığı "Havuz Suyu Operatörlüğü Modüler Program`ında" bu eğitimleri Kimya Mühendisliği alanı ile ilgisi olmayan Tesisat Teknolojisi, Makine, Elektrik-Elektronik, İnşaat gibi meslek disiplinlerine açmıştır. Sorun, yanlış meslek disiplinlerinden gelen bu kişiler tarafından verilen eğitimden başlamaktadır. Meslek uzmanı olmayan kişilerden eğitim alan operatörlerin ne kadar ve hangi düzeyde eğitim aldığı ve yetiştiği konusu tartışmalıdır. Yüzme havuzu işletmesi başka bir şey, havuz suyunun kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi ise Kimya Mühendisliği bilgisi gerektiren çok ciddi başka bir iştir.
Ayrıca kimyasal maddelerin depolandığı yerde, yan yana gelmemesi ve asla karıştırılmaması gereken kimyasal maddelerin bilgisizlikten veya dalgınlıkla karıştırılmaları sonucunda ortaya çıkan zehirli gaz nedeniyle insanlar ciddi sağlık sorunları yaşamakta, komaya girmekte hatta daha ileri durumlarda hayatlarını kaybedebilmektedirler.
Ciddi bir turizm potansiyeli olan ülkemizde bu denli amatörce hataların yaşanması kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle sorunun çözümü için;
- Havuz suyu operatörlüğü eğitimi; Kimya Mühendisliği disiplini tarafından sadece meslek odalarınca verilmelidir.
- Eğitim süresi azami süre olan 160 saate yaklaşacak şekilde uygulamalı olarak gerçekleştirilmelidir
- Eğer eğitim lise mezunlarına verilecekse sadece kimya, sağlık lisesi ve ancak bunların olmaması durumunda diğer lise mezunlarına verilmelidir.
- Kimya Mühendisleri azami üç havuzdan sorumlu müdür - mühendis olarak istihdam edilmelidir.
- Eğiticilerin bu konuda eğitim almış ve mühendis odaları tarafından yetkilendirilmiş olması gereklidir.
- Yönetmelikte değişiklik yapılarak site havuzları da denetlenmelidir.
- Yüzme havuzlarında; dezenfektanlar, çöktürücüler, yosun önleyiciler, PH düzenleyiciler, berraklaştırıcılar, filtre ve yüzey temizleyiciler gibi değişik kimyasal maddeleri kullanımı ve kontrolü site bahçıvanlarına yaptırılmaktadır.
- Eğitim sonucu alınan belge her beş yılda bir eğitim tekrar edilerek yenilenmelidir
- Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı dezenfektanlar ve havuz suyu kimyasalları kullanılmalıdır. Ayrıca yetkili Bakanlık olarak Sağlık Bakanlığı`nın yüzme havuzlarını ve yüzme havuzu kimyasallarını etkin bir şekilde denetlemesi sağlanmalıdır.
- Stabilizatörlü klor bileşikleri sadece açık yüzme havuzlarında kullanılmalıdır. Ayrıca siyanürik asitle ilgili olarak yönetmelikte belirtilen "sınır değerlerde en çok 100" olma şartı çok yüksek bir değer olup, etkin bir dezenfekte işlemi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle belirtilen oranın uzmanlarla tartışılarak mutlaka aşağı seviyelere çekilmesi konusu değerlendirilmelidir.
- Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü elamanlarının sayıca yetersiz kalması nedeniyle her ay yapılması gerekli periyodik kontroller zamanında yapılamamaktadır. Bu nedenle ilgili yönetmeliklerde değişikliklere gidilerek ilgili meslekler için (Kimya ve Çevre Mühendisliği, Tıp) mesul müdürlük- kontrol mühendisliği tanımlanmalı, havuz ve havuz suyu ile havuz suyu operatörleri bu kişilerce daha sık aralıklarla (15 günde bir ) kontrol edilmelidir.
Alkol Zehirlenmesi:
Metanol (Metil Alkol) Zehirlenmesi
İçilen alkol kanın oksijen ile kimyasal tepkime vermesi sonucu önce aldehitlere daha sonra asitlere dönüşür (Alkol+1/2O2+H2O------->Aldehit+1/2O2 ------->Asit). Etilalkolün (etanol) kandaki dönüşümü sırasıyla asetaldehit ve asetik asittir. Bunlar sindirimde görev alan asetil çevrimlerine uyumlu oluşları nedeniyle hücrelere nispeten bağışıktırlar. Ancak, kan sıvısı içinde alkol oranı % 15`lere yükseldiğinde bizzat etanolün kendisi de zehirli etkiler göstermekte, ölümlere neden olmaktadır.
Alkoller, üretim aşamalarındaki koşullar (ısı, ışık, basınç ve kimyasallar) nedeniyle saf olarak üretilemez. Diğer alkoller, aldehitler ve yağlar başlıca safsızlıklardır. Alkoller; başağrısı, bulantı, ishal, su toplama (ödem), kanbasıncı değişimi, nefes darlığı, uyku ve bayılmalara sebep olurlar. Hafif alkollerden metil alkolün (metanol) etkileri daha hızlı ve ağırdır. Bunun oksitlenmesi ile oluşan formaldehit (metanal) ve formikasit (metanaikasit) ek arazlar göstererek sinir ve kan hücrelerini tahrip eder; körlük ve ölüm gibi sonuçlara da yol açabilir. Bir yudum, 5-10 cm3 (ml) saf metanol körlüğe neden olabilirken çeyrek su bardağı (60 cm3) içilirse ölüme yol açabilir. Alkol alımından sonraki 30-60 dakika içinde metanol arazları başlar. Bu hallerde hasta kusturulmalı, midesi yıkanmalı, ışıksız yerde yatırılmalı ve tedaviye alınmalıdır. Had olayda 24 saatten sonra ölüm gerçekleşir. Metanolün panzehiri % 10` luk etanol+su çözeltisidir. İçkilerdeki metil alkol oranı, Türk Gıda İznine göre, en çok binde 1.5`tur.
Metanol Oluşumu
Etanol şeker, nişasta ve sellüloz gibi doğal bitki ürünlerinin mayalanması ile veya kimyasal yolla etilenin aşırı ısıtılmış buhar ile tezgenik tepkimesi ile üretilir. Şarap yapımında kullanılan meyveler olgun ve çürüğünden ayıklanmış olmalıdır; az maya ile en az 15 günde, yavaşca kükretilmeli, loş yerde ve 25 °C dolayında tutulmalı aşırı ısı ve ışık etkilerine izin verilmemelidir. Özellikle üzüm ve incir gibi az odunsu damar içeren meyveler bu şartlarda metanol üretmezler. En sağlıklı, metanolsüz içki bu nedenle şaraptır. Şarabın alkol seviyesi doğal eşik olan %15` tir.
Bira yapımında tahıllar ve yumrular sıvılaştırılırken (maserasyon, hidroliz) nisbeten sıcaklığa (65-75°C , 1.5 saat) maruz kalırlar ve doku parçalanması oluşur. Sonuçta az miktarda metanol oluşumu da söz konusudur. Ancak biranın alkol oranı düşüktür (en çok % 8) ve oluşan metanol etkisiz miktardadır.
Rakı, votka ve viski yapımında mayalanma ile oluşturulan şarap veya bira imbiklenir. Böylece düşük alkol seviyeleri % 60-70`lere yükseltilir. İmbikte buharlaşan alkol bir sonraki öge olan soğutucuda yoğunlaşır. Yoğunlaşan Etil alkolün buruk tat ve kokusunu bastırmak için önce alkol oranı su katımı ile % 45`e seyreltilir sonra sakız, reçine, karemela, bitki ve meyveler katılarak ve dinlenmeye yatırarak etanole tat verilir. İmbikleme sıcak işlem olduğu için bir kısım etanol parçalanarak ek metanol de üretilecektir. Metanolün kaynama noktası düşük (64°C) olduğundan imbiklenen ilk üründeki oranı yüksektir. Bu nedenle imbiklemenin ilk % 1` lik kısmı atılır ya da ispirto olarak kullanılır. Etanol 78 °C da buharlaşır; rakı, votka, viski, vb yapımında kullanılır. 80°C `nin üstündeki ürünler aldehit ve ağır yağlar içerir, alınmazlar. Kaçak rakı yapımında bu ayırma işlemleri yapılmamaktadır. Boğma rakı olarak tabir edilen bu ürünler içildiğinde sayılan arazların bir kısmı kaçınılmaz olmaktadır.(Kaynak:KMO)

Sorunsuz ve sağlıklı bir
yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol