2030'larda Türkiye, "kurak ülke" sınıfına girecekmiş.
Öngörüsünü ortaya koyanlar öyle söylüyor.
Geçen yıl öylesine çılgınca bir kuraklık yaşadı ki Trakya, dile kolay, ömre zor.
Bu hodbinlikle, hunharlıkla…
Külüstür bir dozer tarzında bodoslama gitmeyi sürdürürsek…
Toslayacağız
Ülkemizi yöneten zihniyet, gerçekten bodoslama gidiyor.
Yıkıyor, talan ediyor, dağıtıyor.
Ormanları yok ediyor.
Zeytin ağaçlarını kesiyor.
Kaz Dağları'nı deşiyor.
SİT alanı olan, "millî park" statüsündeki Kaz Dağları'nı, bir takım insanların hırsına kurban ederek, talan edilmesini teşvik ediyor.
Birileri diyor ki: "Bir gün arılar toplu olarak ölür, yok olursa, insanlık yaşayamaz!"
Ne demektir bu?
Bitkilerdeki döllenmeyi sağlayan birinci varlık, birinci canlı, arıdır.
Çiçekten çiçeğe gezerek, çiçekten çiçeğe konarak, dişi çiçekten erkek çiçeğe, erkek çiçekten dişi çiçeğe malzeme taşıyarak…
E!
Arı yok olursa?
Karasinekten bekleyeceğiz!
2015'in aralık ayının sonlarına gelip dayandık.
Terzidere'nin ortasından geçen dere, bu mevsimlerde ılgıt ılgıt akardı.
Şimdilerde ne yağmur, ne kar.
Dere kuru.
Bu kuraklık, bereketsizliği getirir. Kıtlığı getirir. Pahalılığı getirir.
Israrla kirletiyoruz
Israrla kesiyor, yok ediyoruz.
Çılgınca binalaşıyoruz.
İstanbul'dan yola çıkıverince baş döndürücü bir binalaşmayla karşılaşıyoruz.
Çılgınca.
Kimlere gerekli bu kadar bina?
Mahmutbey gişelerinin oralarda bir yapılanma çılgınlığı.
"Yetmiş bin kişilik!" bir bina yığınıymış buralar.
Yalnızca bir bölüm.
Kırklareli'nin nüfusu ne kadar?
İstanbul'un içinde, Sarıyer taraflarında, İkinci Köprü'den geçip Anadolu yönüne giderken oradaki ormanlar… Galiba oralarını göremediler henüz veya oralara sırayı getiremediler. Yoksa kesinlikle bırakmazlar.
Kurutacaklar ülkeyi. Cıscıbıldak bırakacaklar.
Ekilecek toprak bırakmayacaklar.
Zaten köylü, elindeki toprağı işlemekten de vazgeçti vazgeçecek artık.
N'olacak sonra?
Bir gün son yudum ekmek yendiğinde, son yudum su içildiğinde…
Düşünemiyorum!
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol