ŞEKER

Her insanin bir anısı vardır ama kimisi, buza keser, kimisi de sıcacık bir yorgan gibi sarıverir hiç ummadığımız anlarda benliğimizi.
Bir arkadaşım vardı bir kaç yıl önce Kırklareli'nden taşındılar.
Bu gün o evin yanından geçerken anılar yolumu kesiverdi.
Bir hayli uzaktan seyrettim bomboş evi, bir zamanlar pencerelerden göz kırpan mor, pembe menekşeler el ediyordu sanki anıların ötesinden.
Ev önündeki dut ağacı dallarını yere sermiş, gövdesi iki büklüm     hasret çekmekten.
Dut ağacının altında bir yanında mis gibi havaya kokusunu vermeyi esirgemeyen hanım elleri, öbür yanında sarmaşık güller arasında her zaman çay, kahve sunan o cömert tahta masa da yoktu ortada.
Ama hatıralar hepsi yerli yerindeydi.
Kapının üstünden sokağa dallarını sarkıtmış erguvan ağacı sanki yaşlanmış, rüzgâr savuruyordu yıllara meydan okuyan gövdesini dilediği yere.
Avlusunda besleyip büyüttüğü 2 köpeği de yoktu ortalarda ama başlarını okşarken dost gözlerinin bakışı kalmıştı gözlerimde. "Şeker" adında kocaman tülü, güvercin renkli bir kedisi vardı, giderken bana hediye ettiği, ama kedi "Şeker" beni sahipliğe kabul etmemiş ve kaçıp gitmişti. Simdi yine sahibi orda olmamasına rağmen duvarın üstünde güneşlenirken gördüm onu. Bana yaklaşmıyor ama yabancı olmadığımı biliyor ve kaçmıyordu benden. O bahar güneşin altında güneşlenirken bile buz gibi hatıralar taştı gözlerinden.
 Şeker umutla bekliyordu sahibini döner diye günün birinde.
Tüm bunları kısa bir zamana sığdırıp, tekrar yaşadım anılarımın ölümsüz ellerinde.
Hayat bu bazen yolları, bazen yılları ayırır bizden. Bazen bizi bile bizden alıp götürür de yıllarca ararız kendimizi.
Ayrıca acısız bir hayat kolay fakat hep eksiktir.
Ama böyle benim gibi parça parça koparak var olanlar da var hayatta.
Böyleleri için hayatın içinde mücadele değil, mücadelenin içinde hayat vardır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol