SAHİPLENMEMEKTEN YAKINIYORUM

Yazıklar olsun ömrüme
Yakınmayla geçiyor.
Pek çoğundan beceriksiz, yeteneksiz, isteksiz olsam da pek çok alanda…
Bir kablo telini bile bir yerden bir yere bağlarken güçlük çeksem de…
Damlayan musluğu bir başıma adam gibi onaramasam da…
Duvara değil ağaca bile bir çivi çakarken üç beş yerinden yamultup üç beş çivi harcadıktan sonra ancak mutlu sona ulaşsam da…
Yine de
Bir şeyler yapmaya gayret ediyorum aralıksız.
Rumeli'nin bilinmeyen, unutulmaya yüz tutmuş türkülerini ve bestelerimi stüdyoda tımar ediyorum, insanlara sunmaya ve sonsuza bırakmaya çabalıyorum.
 Kırklarelili olmayı denemiştim 2000'li yılların ortalarında.
Kendimi, bayağı matah bir şeyler yapıyorum sanmıştım da Kırklareli insanına anlatmaya, göstermeye, yaptıklarım ettiklerim konusunda ikna etmeye yeltenmiştim.
Dersimi çabuk verdi Kırklareli.
Umursamayarak, aldırmayarak, görmezden gelerek, dinlemeyerek, önemsemeyerek…
Üç beş yıldır stüdyoda birbirinden alâ eserler yaratmaktayım.
Rumeli türkülerinin birbirinden güzelleri çıkıyor ortaya.
Ama her hangi bir TV kanalında…
Hele de hele TRT'de bunları tanıtmak, anlatmak mümkün değil.
 Uhrevi yapıdan ötürü Trakyalıya yaranamadık…
Bölgesel konumumuzdan ötürü Anadoluluya kendimizi anlatamadık, benimsetemedik.
Trakyalı, kaşımızı, gözümüzü, özümüzü eleştirmeyi önceledi…
Anadolulu, doğduğumuz ve nüfusa kayıtlı olduğumuz yer itibarıyla dikkate almadı, adam yerine koymadı.
 Ben de tuttum, Münir Saygın'ı aradım.
Yaptığım çalışmaları ona anlattım.
Münir Saygın, Kırklareli için önemli bir insan.
Şu anda da Kırklareli Kent Konseyi Başkanı.
Bu kadar birikimi ortaya serebilmek için…
Bu denli çalışmalarımı insanlara duyurabilmek için bir yol, bir yöntem gerekli.
O bilmesin, bu duymasın, öbürü ilgilenmesin, filanca bilmezden gelsin, falanca umursamasın…
Gına geldi.
 Yeni belediye başkanımızı da bundan haberdar etmek istiyorum.
Yeni görevinde başarılar dileyerek, durumu arz ediyorum.
Yaşım 58 buçuğa yaklaşıyor.
Bu at daha ne kadar koşar?
Yaptıklarım nihayet yöre kültürüne katkıdır.
Balkanların, Bulgaristan Türklerinin türkülerini söylüyorum.
Duyulmamış, bilinmemiş, yitmekte olan, üstü örtülmekte olan türküler.
Bu kültürün üstünü aralıyorum.
Bu kazıda birilerinin yanımda olmasını istiyorum. Birileri duysun istiyorum, bilsin istiyorum.
 Prof. Mehmet Özdoğan'ı tanımak, bilmek istemedi Kırklareli. Çalıştı, çabaladı, bir yerden ileri gidemedi. Kuşkusuz, bezdi.
Bir türkü kazıcısı da burda var.
Lütfen ilgisiz kalmayın artık.
Sahiplenin artık lütfen.
Bu kadar da açık yazıyorum.
Dernekleriyle, resmî veya gayri resmî kurumlarıyla…
Belediyesiyle, valiliğiyle, üniversitesi ve bilmem daha neleriyle.
Yanınıza yörenize bakın.
Derleyici, toparlayıcı, verimli, ürün deren, ortaya seren insanlarımız var.
Gözünüzü yummayın. Görün.
Kulağınızı tıkamayın bu insanlara. İşitin.
Sahiplenin.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol