SAĞLIĞA ZARARLI GİYİM EŞYALARI

Son günlerde, ulusal gazete manşetlerinde özellikle uzak doğu ülkelerinden ithal edilmiş, sağlığa zararlı giyim eşyalarının yer aldığını görüyoruz. Bu haberler, laboratuar testleri ile zehirli olduğu kanıtlanan ayakkabı vb. giyim eşyalarının kullanım bölgelerinde açtığı yaralar nedeniyle tehlikeli sağlık sorunları yarattığı anlaşılmaktadır. Bu bilgiler karşısında, tüketicilerin oldukça rahatsız ve panik halinde olmaları son derece doğal.
Herkes, benim kullandığım eşyalar da tehlikeli kimyasal madde içeriyor mudur? Kaygısı içine düşebilir. Acaba, hedef bu mudur? Yani, vatandaş kendi derdine düşerek her şeyle uğraşmasının önüne geçilmek mi isteniyor? Yoksa, bu bir ticari rekabet manipülasyonu mudur? Bilinmez. Zira, bu ülkede çok şeye tanık olduk. Vaziyet-i ahvalden rahatsız olan siyasi iktidarların, halkın dikkatini başka konulara çekmek için hemen sun-i bir gündem yaratmak, sık kullandıkları bir yöntemdir. Keza, ekonomi ve ticari rekabetler için de bu böyledir. Örneğin; gücü ve kapasitesiyle rekabet edilemeyen ekonomi ve ticari kuruluşlara karşı mücadele için de, hemen manipülatif girişimler ve bel altı faaliyetler devreye girer.
Ülke gündemindeki ithal malı ürünlerde, kanserojen etki yaratan zehirli kimyasal maddeler tespitine yaklaşımım, eleştirel ve kuşkucu kimliğim nedeniyle 'kesinlikle öyledir' ya da ' o bilgiler yanlıştır' şeklinde olamaz. Basın ve yayın organlarında gördüğümüz haberler doğru da olabilir, yukarıda belirttiğim nedenlerle bir kurgu da olabilir.
Düşünüyorum da, bir ülke ihracat ürünlerinin, tespiti son derece kolay zehirli maddeler içermesine niçin izin versin. Bu tür kimyasalların kontrolünü yapamayacak kadar teknolojik gücü yok mu? Ya da, uluslar arası ticaret yapmasını biliyor da, sanayi ürün üretimindeki standart teknik ve sağlık koşullardan haberi yok mu?
Yediğimiz, içtiğimiz ve kullandığımız her şeyin asgari bir standart koşulları vardır. Bu nitelikleri, her zaman sağlamak (bilinçli olarak taklit veya tağşiş hariç) mümkün olmaya bilir. Bunun için, devletin denetleme ve kontrol kurumları var, sorumluluk onların.
Mensubu olduğum 'Kimya Mühendisleri Odası' Genel Merkezi'nce, zaman zaman insan sağlığını yakından ilgilendiren yiyecek, içecek ve özellikle sanayi ürünleri hakkında, uyarı niteliğindeki bilgilendirmeler kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Özellikle, öğrencilerimizi ilgilendiren uyarı niteliğindeki bir bilgi paylaşımı eğitim ve öğretim yılı başında yapılmıştı. Son günlerde, basın ve yayın kuruluşları aracılığı ile bilgilendiğimiz konulara paralel olarak ve önceki açıklamalardan önemli bulduğum kısmı sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum.
"Çocukların tükettiği gıdalar kadar, kullandıkları eşyaların da güvenli olması gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz. Kimya Mühendisleri Odası olarak, çocukların kullanacağı kırtasiye malzemelerindeki kimyasal risklerin kontrol altında tutulması gerekliliğini kamuoyuna duyuruyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların düşlerini süsleyen ve özellikle ilköğretim çağında okul stresini eğlenceye dönüştüren kırtasiye ürünleri, bilinçsizce yapılan alış verişler sonucunda çocukların sağlığını bozabilen tehlikelere dönüşebiliyor. Raflarda yerini alan, ucuz, hangi maddelerden üretildiği ve içeriği belli olmayan, güvenlik sınırını aşan kimyasal madde katkılı, abartılı, albenili kalem, silgi, su matarası, beslenme çantası gibi kırtasiye malzemeleri, ayakkabılar, okul giysileri çocuklarımızın sağlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Gıdaların konulduğu plastik beslenme çantaları ve suluklar da eğer kalitesiz ise büyük risk oluşturmaktadır.
Kırtasiye malzemeleriyle okul araç ve gereçlerinde ne yazık ki fitalatlar, azo boyalar ve bazı ağır metaller kullanılmaktadır. Fitalatlar, plastiğin sert ve kırılgan özelliğini yumuşatmak ve bazı malzemelerde kullanılan boya ve kokuların uzun süre dayanmasını sağlamak amacıyla kullanılan toksik kimyasallardır. Tükürük ve ter yolu ile vücuda geçerek hormonal sisteme (üreme sistemi), endokronik sisteme ve karaciğere zarar verebilmektedir. Azo boyar maddeler ise doğal, rejenere ve sentetik elyafların boyanmasında ve renklendirilmesinde kullanılmaktadır. İki binden fazla çeşidi vardır. Bu durum kullanım alanını genişletmektedir. Azo boyar madde ile işlem görmüş malzemelerin uzun süreli ve vücut ile temas hali sonrasında insanlarda bazı kanser türlerine ve karaciğer hastalıklarına yol açtığı ve mutajenik etkilere yol açtığı bilinmektedir. Yine aynı şekilde antimon, arsenik, baryum, kadmiyum, nikel, krom, kurşun, civa ve selenyum gibi ağır metaller de değişik amaçlarla okul malzemelerinde kullanılmaktadır. Biyoduyarlılık sınır değerlerinde verilen limitlerin aşılması durumunda ter ve tükürük yolu ile vücuda taşınan bu maddeler vücutta birikmekte ve vücuttaki yararlı minerallerle yer değiştirmektedir. Bu durum insanlarda bazı kanser türlerinin görülmesinde ve bazı nörolojik sorunların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yine sanayide boya inceltmek amacıyla kullanılan ve çok çabuk buharlaşabilen (uçucu) toluen, xylol, aseton, benzen, trikloretan, perkloretilen, halojenli hidrokarbonlar ve benzeri maddeler yapıştırıcı malzemeler Sağlık Bakanlığının "Uçucu Maddelerin Zararlarından İnsan Sağlığının Korunması Hakkında Yönetmelik" gereğince yasaklamasına rağmen ne yazık ki hala kullanılmaktadır."
Hangi ürünlerde ne tür riskler var?
Pastel boya, suluboya, oyun hamuru, silgi ve diğer boyalar: Bu ürünlerde kanserojen olduğu için yasaklanan azo boyarmaddeler ve plastik ürün, baskı ve boyalarda yumuşatıcı olarak katılan fitalatlar kullanılabiliyor. Aynı zamanda kanserojen olan fitalatlar, insanlarda ve hayvanlarda hormon sistemine zarar verebiliyor. Ayrıca astım ve üreme bozukluğuna da neden olabilen bu kimyasal, pastel boyalarda da bulunabiliyor. Çocuklarda sinir, bağışıklık sistemini tahrip eden ağır metaller de boyalar içerisinde tespit ediliyor. Kanserojen boyarmaddeler ise deri ile temas sonucu deri tarafından direkt emilerek kana karışıyor.
Makas, kalemtıraş, zımba: Öğrencilerin hemen her gün kullandığı bu ürünlerde, ağır metaller ve fitalatlar kullanılabilmektedir. Nikel, alaşım numunelerin kaplamasında, korozyona karşı direncinin artırılmasında ve sertliklerinin artırılmasında kullanılan bir madde olarak karşımıza çıkmakta.. Uzun süre nikel içeren aksesuarlarla temas halinde olmak ciltte tahrişe ve alerjiye neden olmaktadır.
Çanta, beslenme çantası, kalem kutusu, matara ve kaplıklar: Bu ürünlerde de fitalatlar, azo boyarmaddeler, alerjen boyarmaddeler ve kanserojen boyarmaddeler bulunabilmektedir.. Kanserojen oldukları için yasaklanan poliaromatik hidrokarbonlar (PAH) ve tekstilde buruşmazlık, çekmezlik apresi, boya ve baskının korunmasında kullanılan formaldehit, çantaların önemli risklerinden. Alerji, tahriş, egzama ve akciğer kanserine neden olan bu kimyasal; önlük, pantolon ve çorap gibi tekstil ürünlerinde de bulunabilmektedir.
Kırtasiye malzemesi ve gereçleri satın alırken ne yapmalı?
Tercih edilecek ürün üzerinde TSE ve CE işaretlerinden en az birinin olmasına dikkat edilmelidir. Çocukların kullanacağı mataralar, şişeler ve beslenme çantalarının plastik olmamasına dikkat edilmeli, kokulu ve boyalı ürünlerden kaçınılmalıdır. Solvent bazlı kalemler kesinlikle satın alınmamalı, satın almada su bazlı, alkol bazlı kalemler tercih edilmelidir. Keza yapıştırıcı alımında da içerinde uçucu madde olan yapıştırıcılar kesinlikle satın alınmamalıdır.
BELEDİYE BAŞKANLIĞIMIZDAN TALEPLER…
01.12.2014 Pazartesi günü saat 10.00'da Belediye Başkanı'mız sayın Kesimoğlu, sivil toplum temsilcilerine yönelik, göreve geldiği günden bu yana vaat ettiği projelerin bir değerlendirmesini yaptı.
Her bir zaman ve koşullara bağlı küçük bir kent ölçeğinde oldukça devasa projeler. Bana kalırsa, beş dönemlik bir Belediye Başkanlığı'nı kapsar.
O nedenle, zaten büyük projelerin içinde var olduğunu düşündüğüm küçük küçük talepleri sıralamaktan vazgeçiyorum. Ancak, bundan böyle yalnızca bilerek ya da bilmeyerek halka karşı yapılan yanlış uygulamalardan söz edeceğim.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 03.12.2014
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol