“Ramazan ayını fırsat bilmelidir”

Hayırlı Cumalar sevgili okuyucular. 06 Haziran Pazartesi itibari ile Mübarek Ramazan Ayını idrak etmeye başlayacağız inşaAllah. Bu yüzden Allahü Teala kısmet ederse bu ay boyunca Ramazan ayından bahsedeceğiz ve oruç hakkında sualler cevaplandıracağız. Ramazân, kelime anlamı itibariyle yanmak demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günâhları yanar, yok olur. Buhârîde bildirilen bir hadîs-i şerîfte; (Bir kimse, Ramazân ayında oruç tutmayı farz bilir, vazîfe bilir ve orucun sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları affolur) buyurulmuştur.
Ramazân ayında oruç tutmanın, Allahü teâlânın emri olduğuna inanmalı ve sevabını da Ondan beklemelidir. Günün uzun olmasından ve oruç tutmanın güç olmasından şikâyet etmemelidir. Günün uzun olmasını, oruç tutmayanlar arasında güçlükle oruç tutmak için fırsat ve ganîmet bilmelidir. Ayrıca İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Mübârek Ramazân ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nâfile namâz, zikir, sadaka ve bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâb, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftâr verenin günâhları affolur, Cehennemden âzâd olur. O oruçlunun sevâbı kadar, ayrıca buna da sevâb verilir. O oruçlunun sevâbı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafîfleten, onların ibâdet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden âzâd olur. Ramezân-ı şerîf ayında, Resûlullah efendimiz, esîrleri âzâd eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasîb olur.
Bu aya saygısızlık edenin, günâh işleyenin bütün senesi, günâh işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibâdet etmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, âhıreti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur’ân-ı kerîm, Ramazân ayında indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazân-ı şerîfte, iftârı erken yapmak, sahûru geç yapmak sünnettir. Resûlullah efendimiz bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi. İftârda acele etmek ve sahûru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısı ile her şeye muhtâç olduğunu göstermektedir. İbâdet etmek de zâten bu demektir. Hurma ile iftâr etmek sünnettir. İftâr edince; Zehebez-zama’ vebtellet-il urûk ve sebet-el-ecr inşâallahü teâlâ’ duâsını okumak, terâvîh namazı kılmak ve hatim okumak mühim sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslümân affolur, âzâd olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytânlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır.
Ramazân-ı şerîf ayının Kur’ân-ı kerîm ile bağlılığı olduğu için, bu ay da, bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır. Bütün bir yıl içinde herhangi bir yoldan herhangi bir kimseye gelen bütün hayırlar ve bereketler, bu çok kıymetli ayın bereketleri denizinden bir damla gibidir. Bir kimse bu ayda kendini toparlarsa, bütün yılı iyi olarak geçer. Bu ayı kötülükle geçirirse, bütün senesi kötü geçer. Ramazân-ı mübârek ayı bir kimseden râzı olursa, o kimseye müjdeler olsun. Bir kimseye gücenirse, bereketlerinden ve hayırlarından pay almazsa, o kimseye yazıklar olsun! Ramazân-ı şerîfte Kur’ân-ı kerîmi hatmeden kimsenin, bereketlerine kavuşması hayırlarından pay alması umulur. Bu ayın günlerinin bereketi başka olduğu gibi, gecelerinin hayırları da başkadır.”
Ramazân-ı şerîf ayı, İslâm dîninin nâmûsudur. Bu aya hürmet etmeyen, İslâmiyetin nâmûs perdesini yırtmış olur. Namâzlarını vaktinde kılamayanların da, oruç tutması lâzımdır. Bunların orucu kabûl olur ve îmânları olduğu anlaşılır.
HAYIR VE BEREKET AYI...
Netice olarak, Ramazân ayında, hayırların ve bereketlerin hepsi toplanmıştır. Ramazân ayındaki nâfile ibâdetler, diğer zamânlardaki farzlar gibidir. Ramazândaki farzlar, diğer zamânlardaki yetmiş farz gibidir. Ramazân ayının her gecesinde birkaç bin Cehennemlik kişi, Cehennemden azâd olur. Ramazân-ı şerîfin günleri ve geceleri, ayrı ayrı fazîlet ve kıymete hâizdir. Ramazân-ı şerîfin orucunu hürmetle ve şartlarına uyarak tutmalıdır.
Her kim Ramazân-ı şerifte orucunu, Allahü teâlâ emrettiği için ve güzelce tutarsa, harâmlardan sakınırsa, kazâ namâzlarını kılarsa, cenâb-ı Hak, her gün için, bin gün nâfile oruç tutmuş gibi sevâb ihsân eyler ve o kimse ile Cehennem arasına birçok perdeler konur...
Mühim not : Oruç tutarken Temkin vakitli imsakiyeleri tercih etmek gerekir. Temkin vakti ibadetleri tam vaktinde ve doğru olarak yapabilmemiz için gereken süredir.
Sual: Orucun farzları nelerdir?
CEVAP
Orucun farzı üçtür: 1- Niyet etmek, 2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak, 3- İmsak vaktinden güneş batana kadar orucu bozan her şeyden sakınmak.
Sual: Ramazanda gece niyet etmeyi unutan ne yapmalı?
CEVAP
Öğleye bir saat kalıncaya kadar niyet edilir. Sahura kalkmak niyettir, oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.
Sual: Ramazan orucuna hazırlanmak için ne yapılabilir? Sahuru geciktirmek, iftarı acele etmek mi gerekir?
Cevap: 
Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanmak için, Şabanın onbeşinden sonra, oruç tutmamalı, kuvvetli ve lezzetli şeyler yiyerek, vücudu kuvvetlendirmelidir. Böylece, farzı yapmağa hazırlanmalıdır.
Şabanın onbeşinden sonra, sünnet oruçları tutmak âdeti olan iş sahipleri, asker, talebe, bunları, Ramazandan sonra, boş zamanlarında tutmalıdır. Farzı yapabilmek için sünneti tehir etmek de sünnettir.
İftarı acele etmek ve sahuru, fecrin ağarmasından önce olmak şartı ile geciktirmek sünnettir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bu iki sünneti yapmağa çok dikkat ederdi. (Dürer)de diyor ki: (Seher vaktinde yenilen yemeğe sahur denir.
Seher vakti, gecenin [yani, şer’i guruptan imsak vaktine kadar olan zamanın] son altıda biridir). Sahuru geciktirmek ve iftarı çabuk yapmak, belki insanın aczini gösterdiği için sünnet olmuştur. İbadet, acizlik ve ihtiyacı göstermek demektir. (Tam İlmihâl s. 316)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol