Okullarda yeni hedef; “Okulum Temiz Belgesi”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un önceki gün belge teslim töreninde açıkladığı TSE ile Sanayi Bakanlığının şemsiyesi altında hayata geçen "Hijyen geliştirmesi ve enfeksiyonu önleme" iş birliği protokolü kapsamında okullar hijyeni ilgilendiren tüm konularda denetimden geçecekler. Böylece okulların pandemi döneminde eğitime ne kadar hazır oldukları da belirlenmiş olacak. Bu kapsamda 21 Eylül’de ders zilinin çaldığı andan itibaren öğrencilerin hangi alanda nasıl davranacakları, neler yapacakları, sınıfların ve koridorların, ıslak zeminlerin durumu, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken hususlar, servis araçlarındaki kurallar gibi tüm konular için kılavuzlar hazırlandı. Protokol kapsamında okul yöneticilerine, öğretmenlere, öğrenci, veli ve servis görevlilerine yönelik eğitimler verilecek. Denetlenen ve başarılı bulunan okullara “Okulum Temiz Belgesi” belgesi verilecek. Belge alan okulun ise bunu sürdürülebilir hale getirmesi sağlanacak. Hazırlanan sistem üzerinden düzenli olarak kontrolü yapılacak. Bu kapsamda Kırklareli’ndeki okullarda “Okulum Temiz Belgesi” almak için belirlenen şartları yerine getirecek.

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 31 Ağustos'ta uzaktan eğitimle açılacak okulların kapılarını 21 Eylül'de yeniden açmak konusunda büyük bir çaba içerisinde olduklarını ifade ederek, bu çabaların tümüyle verilere ve bilimsel bulgulara dayalı olarak, Bilim Kurulunun ve Sağlık Bakanlığının ortaya koyduğu tablolara bakarak çok dikkatli şekilde verilecek kararlar olduğunu anlattı. Kararların Milli Eğitim Bakanlığının tek başına alacağı kararlar olmadığını, bütün toplumu derinden etkilediğini ve farklı kesimleri ilgilendirdiğini vurgulayan Selçuk, bu nedenle istişareyle konuşarak ve danışarak kararlar almaya çalıştıklarını söyledi. Bu çerçevede TSE ile Sanayi Bakanlığının şemsiyesi altında "Hijyen geliştirmesi ve enfeksiyonu önleme" iş birliği protokolünü yaptıklarını hatırlatan Selçuk, ayrıca 21 Eylül'de ders zilinin çaldığı andan itibaren öğrencilerin hangi alanda nasıl davranacakları, neler yapacakları, sınıfların ve koridorların, ıslak zeminlerin durumu, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin dikkat etmesi gereken hususlar, servis araçlarındaki kurallar gibi tüm konuları ayrıntılı olarak ortaya koyup simülasyonlar yaptıklarını anlattı.
Bu çalışmaları, bütün okulların Okulum Temiz Belgesi'nin alınabilmesi için bir alt yapı kurmak amacıyla yaptıklarını dile getiren Selçuk, ayrıca kılavuz yayınladıklarını, öğrencilere ve velilere, yönetici ve öğretmenlere yönelik bilgilendirme rehberleri hazırladıklarını hatırlattı. Okulların denetlenmesi konusunda 2 bin denetmenin eğitim aldığını aktaran Selçuk, böylece okulların hazır olup olmadığı konusunun ortaya konulduğunu anlattı. Bakan Selçuk, hazır okullar için belge düzenlendiğini de belirterek, "Biz bununla okulların temiz olmasını, okulların hijyen denetiminin sağlıklı yapılmasını teşvik etmeye çalışıyoruz. Her bir okula standart koyuyoruz ki her bir okul nereye nasıl ulaşılabilir, nerede problemleri var, bu problemler nasıl giderilebilir? Hem Ankara'dan merkez teşkilatı olarak hem de bütün il müdürlüklerimizde harıl harıl bu çalışmalar devam ediyor." diye konuştu.
Gerekli eğitim çalışmalarının denetmenlerin ardından okul yöneticilerine, öğretmenlere, öğrenci, veli ve servis görevlilerine yönelik devam edeceğini belirten Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama bunu sadece bir dış denetim olarak da düşünmüyoruz, aynı zamanda bir öz denetim de bekliyoruz. Yani okulların öz değerlendirme yapmasını da istiyoruz. Benim okulumda bu kontrol listesine göre hangi hususlarda hangi eksiklikler vardır, bu eksiklikleri okul olarak biz giderebilir miyiz, il müdürlüğünden hangi konularda destek almamız lazım, merkez teşkilatının katkı sağlaması gereken hususlar nelerdir? Bütün bunların belirlenmesini çok önemsiyoruz ve biz bunu önemsedikçe öğretmenimizin, çocuklarımızın sağlığını biz önemsedikçe velilerimizin de okullara olan güveninin artacağından eminiz. Bu bağlamda çok aşamalı bir çalışmayı sürdürürken farklı katmanlarda farklı değerlendirmeler de yapılıyor. Diyelim ki bu belge alındı, bir okul gerekli koşulları sağladı ve bu belgeyi aldı, burada işlem bitiyor mu? Kesinlikle bitmiyor. Çünkü bu bir süreç ve burada sürdürebilirlik meselesi çok önemli. Yani bir okulun bir kere temiz olması elbette yetmiyor. Tür Standartları Enstitüsü iş birliği ile geliştirdiğimiz eğitim programlarının devamlılığı söz konusu. Arkasından sahada neler yapılabilir konusunda okulun sürekli olarak temiz kalması hususunda birtakım çalışmalar da yapılıyor, bunun da altyapısı oluşturuluyor. Bunu takip etmek içinde bir yazılım hazırladık. Bu yazılım marifetiyle bütün okullarımızın hangi durumda olduğunu da kontrol etme imkanımız söz konusu. Böylece okullara sadece eksiğiniz var demek değil, bu eksiğin nasıl giderileceği konusunda da onlara destek olma vazifemiz söz konusu."
"Sürdürülebilir bir bakış
açısına sahibiz"
Bakan Selçuk, okulların sadece fiziki anlamda hijyen şartlarını belgelendirmenin yeterli olmadığını, başka aktörler açısından da bu meseleyi ele alma zaruretinin bulunduğunu söyledi. Bu kılavuzların veliler tarafından kullanılmasına yönelik eğitimler, kamu spotlarının oluşturulması, okullarda bazı videoların üretilerek çocukların uyum eğitimi ve uyum eğitimi sonrasında neyi nasıl yapacaklarına dair rehberlik gibi ihtiyaçların bulunduğunu dile getiren Selçuk, "O yüzden de çocuklarımız için de velilerimiz için de ve öğretmenlerimiz için de sürekli ve sürdürülebilir bir bakış açısına sahip olduğumuzu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. Dezenfektan ve maske temini konusunda meslek liseleri ve halk eğitim merkezlerinde dünyada örnek gösterilecek bir başarı hikayesinin oluşturulduğuna işaret eden Selçuk, şu değerlendirmeyi yaptı: "Kendi potansiyelimize güvendiğimiz için maske konusunda, hijyen malzemeleri konusunda bir endişemiz söz konusu değil. Çünkü bu üretimleri zaten kendi kurumlarımızda yapıyoruz. Koronavirüs salgını tüm dünyanın yaşadığı bir problem. Bu, Türkiye'de yaşadığımız bir problem ama okullar açılmazsa biz neyi kaybederiz, neyi kazanırız konusunda çok ciddi düşüncelere ihtiyacımız var, tartışmalara ihtiyacımız var. Bu anlamda da bilim insanlarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Okullar açılmadığında öğrencilerin öğrenme kayıpları nereye doğru evrilecek, eğer bu kayıplar uzun sürerse ileride bizi hangi riskler bekliyor, bunların tedbirleri ne olmalıdır, velilerimize yönelik ne tür çalışmalar yapmalıyız... Bütün bunlarla ilgili olarak da düşünüyoruz ve bu rehberler vasıtasıyla sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz.”

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Mutlaka gereklidir 21 Ağustos 2020 Cuma 23:00:40

    Bu detaylar mutlaka güven yaratmak için gereklidir. Fakat çok fazla incik boncuk detaylar üretiyoruz gibi geliyor bir yandan da. Şunu biliyorum. Bu evlatları biraz daha okuldan uzak tutarsak toparlamak çok zor olacak. Kayıp bir iki nesil kalır elimizde gibi. O sebeple bir şekilde çarçabuk toparlamamız şart.