Nerede hata yaptık?

Evet, Sayın Hemşerilerim; İlimizin dünkü hayvancılığını biraz anlatalım. Ben bizzat yaşadığım, gördüğüm ve şahit olduğum kendi köyüm Akören (Avren)’de 9 bini geçik anaç koyun, keçi, 250 üzeri sığır sürüsü, 250 üzeri manda, 80 üzeri hergele (At), 80 üzeri öküz, 50 üzeri eşek sürülerini gördüm. Komşu köylerimiz de de bizden fazla hayvan olduğunu duyuyordum. İlçemiz Pınarhisar’da; 1 Veteriner Hekim, 2 Veteriner Sağlık Teknisyeni vardı. Muhtelif zamanlarda gelip koruyucu aşıları yapar giderlerdi.
Bugün, Pınarhisar İlçe Tarım Müdürlüğü bünyesinde 5 Veteriner Hekim, 1 Veteriner Sağlık Teknisyeni ve serbest çalışan, 3 veteriner hekim var.
Hayvancılık, yanlış yerlerde, yanlış kişilere bırakıldığı için mi sürü yönetimi yerine, hastalıkla mücadele ediliyor. İlimiz damızlık ve kasaplık hayvan üreten bir İl iken, şimdi bu hayvanları dışarıdan temin eden bir İl olduk. Yani önceleri, hayvancılıkta ve mandıracılıkta meşhur olan ilimiz, içi boş satılık çiftlikler ile kapısında bankaların bekçilerinin beklediği çiftlikler ve bir bir kapanan mandıralar ile anılmaya başlandı. Bu çiftliklerin buralarda başarılı olamayacağını, onlara ruhsat ve kredi verenlerin dışında bütün köylüler biliyordu.
1970’li yılların başından itibaren gelişmeye başlayan, şehirlerimizde kurulan ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ, işçi ihtiyacını bizim orman köylerinden karşıladı. Bunların çoğu da orman köylerinde hayvancılık yapan aile işletmelerinin çocuklarıydı. Yani Hayvancılığı iyi bilen, alt yapısı olan, sonradan hayvancı olan değil, hayvancı doğan kişilerdi ve o günkü İlçe Tarım Müdürlüğünün koruyucu aşı ve yönlendirmeleriyle, ufak tefek hastalıkları ezberlediği doğal ilaçlarla kendisi tedavi ediyordu. İyileşmeyen hayvanı da kesip sucuk veya kavurma yaparak değerlendirerek hayatini idame ettirip, Türkiye Hayvancılığını dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri konumunda tutuyordu. Sanayide çalışmak için gidenler gitti, köylerde kalanlar da, nüfus planlamasına uyup, bir veya iki çocuk yaptı ve onları okuttu, kendisi de yaşlandı.
Mevcut olan Orman Köylüsü Hayvancılığı iyi biliyor ama Devletimizin verdiği desteklerden işletmesini yenileyecek desteklere ulaşamıyor.
Çünkü proje yaptıramadığı için kırsal kalkınma desteklerinden yararlanamıyor, günümüz teknolojisine yetişemiyor. Çocuklarını yanında tutamıyor, geleceğini göremiyor, yeterli desteği alamadığı için pahalı üretim yaptığından et ve damızlık hayvan ithalatından olumsuz etkileniyor. Kurumlara ve bankalara borçlarını ödeyemiyor. Zaten az sayıda kalmış olan işletmelerimizin hep beraber sorunlarını tespit edip çözüm odaklı tedbirler almalıyız. Kaldı ki orman köylerimizde kapanan her işletmenin yerine başkası gelmiyor. Allaha şükürler olsun ki bizim güçlü bir devletimiz ve hükümetimiz var. Dev gibi sorunları tespit ederek, üstesinden gelip, dev projeleri bitirmeyi başardı. Bizim hayvancılık sorunumuz, devletimiz için çok küçük ama sorun olduğunu kabul edip, doğru kanallarla, doğru bilgi ve çözüm önerilerimizle Bakanlığımıza iletebilmemiz lazım. İlimiz hayvancılığının sorunlarını, sorun olarak görmeyen ilgili birimlerin Bakanlığımıza gerektiği hassasiyet ile anlatılmadığı bir iletişim sorunundan kaynaklandığını düşünüyorum. Ve yine sorun varsa, çözüm de vardır. Başka Kırklareli ve Türkiye yok diyorum.
Sayın okurlarım doğruları, gerçekleri ve çözüm önerilerinizi de bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere, sağlık, mutluluk ve bol bereketle kalın…

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. olağanüstü hal ile giden köşe yazıları tekrar geri geldiyse lütfen selahattin demiraco hocamızın yazılarını özledik. trakyalı çelebinin maceralarının kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz. hüseyin bey sizin yazınızı zaten etrafımda bir sürü hayvan olduğu için okumadım. dolayısiyle yorum yapamayacağım. esenlikler dilerim...