Mustafa Şentop; “Hükümeti artık halk seçecek”

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop geçtiğimiz Çarşamba günü Kırklareli’nde bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi. Kırklareli Valiliği ve AK Parti Kırklareli Teşkilatı’nı ziyaret eden Şentop, ardından STK’lar ile akşam yemeğinde buluştu. Bir otelde düzenlenen törende konuşma yapan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, yeni hükümet sistemi ve anayasa hakkında bilgiler verdi.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop geçtiğimiz Çarşamba günü Kırklareli’ni ziyaret etti. Gündüz programını ardından gece de Sivil Toplum Kuruluşları ile otelde buluşan Şentop, “Anayasa Değişikliği ve Hükümet Sistemi” panel düzenledi. Düzenlenen programda konuşma yapan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop; “16 Nisan’da yapılacak olan değişiklik, siyasi parti meselelerinin ötesinde, Türkiye’nin belki de önümüzdeki yüz yılını etkileyecek önemli bir değişikliktir. 16 Nisan’a on gün gibi çok kısa bir süre kaldı. Bu süre zarfında bizler de teşkilatlarımızla, milletvekillerimizle, tüm partililerimizle, elimizden gelen gayreti ortaya koymaya çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımıza Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan rahatsızlar. Neden? Çünkü ikiyüzlülük yapıyorlar. Çifte standartları var. Cumhurbaşkanımız da bunları onların yüzlerine söylüyor. Bundan rahatsızlar. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın gitmesi, AK Parti iktidarının gitmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Gezi olaylarından 15 Temmuz’a kadar ellerinden geleni ardına koymadılar, fakat bir türlü de muvaffak olamadılar. Onlar gittiler ama Cumhurbaşkanımız hala dimdik ayakta durmaktadır, duracaktır. Bunlar Tayyip Erdoğan’dan rahatsızdılar. Biz şimdi bu yeni sistemle Erdoğan gibi liderlerin Türkiye’yi yönetmesini sağlayacağız. Neden? Bugüne kadar Türkiye’de iktidar olabilmek için % 20 oy alabilmek yeterliydi. Ama yeni sistemde %50 aranıyor. Dolayısıyla bizler bu değişiklikle bundan sonra Cumhurbaşkanımız gibi siyasilerin ülkemizi yönetmesini planlıyoruz. Bildiğiniz gibi bugüne kadar Türkiye pek çok Anayasa değişikliği, 6 tane de referandum yaptı. Fakat şu anda tüm bunlardan çok farklı bir anayasa referandumu ile karşı karşıyayız”
“Yurtdışından HAYIR
sesleri yükseliyor”
Türkiye hala anayasa tartışmalarını sürdürüyor. Anayasa ile ilgili sorunlarını çözebilmiş değil. Bunun sebebi de bugüne kadar yapılan bütün değişikliklerin bir ihtiyaçtan kaynaklanmasıyla birlikte, anayasanın işleyiş felsefesiyle doğrudan bir alakasının olmamasıdır. İlk defa biz, 16 Nisan’da oylayacağımız bu değişiklik ile darbe anayasasının, çalışma mantığına, felsefesine dokunan bir değişiklik yapıyoruz. İşte bu değişikliği diğerlerinden farklı kılan budur. Bunu milletimize doğru anlatmamız lazım. Siyasi açıdan baktığımızda Türkiye Avrupa’nın en istikrarsız ülkesi. Cumhuriyetimizin 94’üncü yılındayız, bugüne kadar 65 hükümet kurmuşuz. Bu 65 hükümetin 33 tanesi, 1 yıldan az süreyle görev yapmış. Türkiye kadar az ömürlü hükümeti bulunan başka bir Avrupa ülkesi yok. Bu sistem değişikliği ülkede istikrarı garanti altına alacak bir sistem değişikliğidir. Ayrıca darbecilerin kurduğu bu sistem, halka ve seçtiklerine itimatsızlık üzerine kurulu bir sistemdir. Yurt içinde bu değişikliğe karşı olanların bir sesi çıkıyor ama daha fazla sesi biz ülkenin sınırları dışından duyuyoruz. Yabancı basından takip ediyoruz, siyasilerin söylemlerinden işitiyoruz. Bu değişiklik Türkiye’nin bir iç meselesi ama bakıyorsunuz; Almanya’dan Hollanda’dan “Hayır” sesleri yükseliyor. Neden? Çünkü Türkiye’nin zayıf hükümetlerle, istikrarsız hükümetlerle yönetilmesini istiyorlar. Bu istikrarsızlıklar onların Türkiye üzerinde oyun kurmalarını kolaylaştırıyor idi. Yine aynı şekilde vesayetin devamını istiyorlar, seçilmiş hükümetleri Türkiye’nin yönetimine bırakmak istemedikleri için. Biz 2002 yılından beri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu alanda çok büyük mesafeler kat ettik.
“İstikrar artık anayasal garantiye kavuşuyor”
Milletimizden aldığımız güç ile vesayeti tasfiye ettik. Ama artık bunun kalıcı hale getirilmesi lazım. Evet AK Partinin geldiği günden beri Türkiye’de istikrar var. Fakat bu kurumsallaşmış bir istikrar değil. O yüzden bunu kalıcı hale getirmemiz, kurumsallaştırmamız gerekiyor. İşte bu anayasa değişikliğini diğerlerinden ayrılan farklar bunlardır. Bundan sonra Türkiye, milletin seçmiş olduğu iktidarlarla, millet iradesinin belirlediği iktidarlarla yönetilecek, içeriden veya dışarıdan müdahale söz konusu olmayacak. İşte bunlardan fevkalade rahatsızlık duyanlar var. Seçim kazanmadan Türkiye’yi yönetmeyi bir lüks olarak yaşamış olanlar, yine Türkiye’nin sınırları dışından Türkiye’nin hükümetlerine müdahale edenler, hükümet düşürüp, kuranlar bu gelişmelerden rahatsızlar. Biz, bundan sonra Türkiye’de güçlü hükümetlerin olacağı bir dönemi planlamış, garanti altına almış oluyoruz. İstikrardan, bunun mimarı olan cumhurbaşkanımızdan rahatsız bazı Avrupa ülkeleri. Bu ülkeler bir an önce bu istikrarlı tablo bozulsun istiyorlar. Gezi olaylarıyla başladılar, 17-25 Aralık olmadı arkasından, 15 Temmuz.. Ama olmadı, netice alamadılar. Türkiye'nin istikrarlı tablosundan rahatsızlar. Özellikle cumhurbaşkanımızın da şahsından rahatsızlar. Türkiye’de bir istikrarsızlık havası oluşturmak istiyorlar. Bu havayı 16 Nisan’da bütünüyle çözeceğiz. 16 Nisan’dan sonra Türkiye’de istikrar artık anayasal garantiye kavuşuyor. Bugünkü sistem manuel vitesli bir sistem, bizim önerdiğimiz otomatik vitesli bir araba. Manuel vitesli bir arabaya alışmış bir kişi otomatik vitesliye binince 'debriyaj nerede' diyor. Debriyaj yok çünkü şanzıman farklı. Sistem farklılığı var. Gensoru neden yok demek debriyaj yok demek gibi bir şey. Sözlü sorunu kendiliğinden kalkıyor.
“Yeni sistemde hükümeti halk seçecek”
Bakanlar mecliste artık olmayacak. Çünkü bakanlar milletvekili değil. Biz cumhurbaşkanına bugünkü sistemde, bugün olmayan bazı yetkiler, görevler icat edip vermiş değiliz. Cumhurbaşkanına sıfırdan icat edip, ortaya koyduğumuz yeni bir görev, yetki hiç yok. Cumhurbaşkanına verilen görev ve yetkilerin hepsi bugün Anayasada mevcut olan yetkilerdir. Atatürk zamanından bu yana istisnasız bütün cumhurbaşkanları, bütün başbakanlar ile kriz yaşamıştır. Atatürk en son İnönü'yü başbakanlıktan almıştır. İyi işleyen tüm sistemlerde son sözü bir kişi söyler. Biz yetkileri bir kişinin kullanması için veriyoruz. Yeni Anayasaya ilişkin söylemlere itibar etmeden metni açıp, bakmak ve değerlendirmek mümkün.
Biz bir hükümet sistemi değişikliği yapıyoruz. Bugün Türkiye'nin bir hükümet sistemi var. Yeni sistem ise farklı. Doğrudan halkın, hükümetin seçtiği bir sistem olacak. Bugünkü sistemde hükümet meclisin içinden çıkıyor, yeni sistemde hükümet meclisin içinden değil, halk tarafından seçiliyor” şeklinde konuştu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol