MİTOLOJİDE KIRKLARELİ VE TRAKYA-II-

Eski Yunan'dan Altın Post'un peşine düşen Argonotlar'la birlikte, Trakya'nın Marmara kıyılarından Trakya'nın Karadeniz kıyılarına çıktı ve Salmmydessos'a (Kıyıköy- Midye) geldiler. Argonot'ların bu seferine Poyraz rüzgârlarının Tanrısı Boreas da katıldı.
O sıra Kıyıköy'de Kral Phineus oturuyordu. Bu yaşlı kral ünlü bir kâhindi. Bilinmeyenleri söylüyordu. Tanrılarca yasaklanmış işi yapıyor, onların gizemlerini açıklıyor, işlerine karışıyordu. Esasen kendisi de bir Tanrı idi. Bir Tanrı'yı yaptıklarından dolayı cezalandırmak ancak Baş Tanrı Zeus'un (Jüpiter'in) işiydi. Baş Tanrı Zeus de bu işi yapmış, Phineus'u gözlerini kör etmek suretiyle cezalandırmış, onu "kadın yüzlü ve akbaba vücutlu azgın mahkûmlar" a teslim etmiştir. Bu azgın mahkûmlar Phineus yemek yerken ona saldırıyorlar, sofrasında ne bulurlarsa aşırıyorlardı. Aşıramadıkları etlerin, yemeklerin üzerine o kadar iğrenç ve o kadar pis kokulu irin saçıyorlardı ki Phineus, bir türlü karnını doyuramıyordu. Talihsiz kahin azgın mahkumların kötülüğünden kendisini kurtarmak için Argonotlar'a ALTIN POST'a giden yolu gösterdi." Bundan sonra aşk ve altın arayıcılar hep Kıyıköy’e uğradılar. Kıyıköy yüzyıllar boyu aşk ve umut yeri olarak kaldı. İnanışa göre "Argonotlar (Argonatlar, Argo adlı gemi ile Altın boynuzlu koçu aramaya çıkan elli kahramana verilen ad) aradıkları ve peşine düştükleri Altın Boynuzlu Koç, Baş Tanrı Zeus'un koçu idi. Zeus bu koçu peri kızı Nephele'ye vermiş, boğazlanmak üzere olan yavrularını bu koça bindirerek kaçırmasını emretmiştir. “Ancak bu olaylar ve serüvenler zinciri burada bitmiyor, eski Yunan topraklarına, Ege kıyılarına uzanıyor, araya giren Orpheus'un sazı ve müziği ile bir başka yönde, bir başka macerada devam ediyor.
IV. yüzyılda, Babaeski'de öldüğü Alman Türkolog ve Osmanistleri tarafından ileri sürülen Ayanikolaos (Noelbaba)nın anısına VI. Yüzyılda yaptırılmış bulunan Kıyıköy'deki Ayanikolaos Manastırı'nda AĞLAYAN TAŞ ya da TERLEYEN HEYKEL efsanesi kendinden önceki efsanelerin bir halkasını oluşturmaktadır. Bu efsanenin Orpheus'un yazgısı ile bir ilgisi var mı, bilinmiyor. Yalnız Terleyen heykel olayı da Kırklareli Efsane Kültürü üzerine oturmuş inanç kökenli bir olaydır. O da yüzyıllar boyu çaresiz insanlara gözyaşları ile umut ve şifa vermiştir.
Kıyıköy ve yöresi birçok mitolojik olayın ve inancın kaynaklandığı yerdir. Tanrılar, Tanrısal kahramanlar buralarda birçok olaya ve serüvene neden olmuşlardır. Kazan ve Babuç Dereler kutsanmış sulardır.
Efsaneye göre Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesi KIRKLARIN ATASI adına, onun anısını yaşatmak, sürekli kılmak için kurulmuştur. Bu kuruluşun Kırkların Atası'nın yaşamını dinsel ve doğasal inançlarla daha büyük yumak yapıldığı zamanlarda kurulduğu söylenmektedir.
Söylencelere göre Pınarhisar'ın soğuk ve sıcak akan kaynakları başında Trakya'nın en eski Tanrısı ve kralı Tereos oturuyordu. Bölgenin en güzel insanları buraya gelir, sunaklarda bulunurlardı. Bir nehir kadar suları olan Pınarhisar, Kaynarca ve Poyralı derelerinde Trakyalılar yılda bir kez yıkanırlardı. Böylece dünyasal günahlardan arındıklarına inanırlardı.
DEVAM EDECEK...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol