MEVZUATTA TÜKETİCİNİN TANIMI

Tüketici Hakları Derneği’ne gelen sorulardan yola çıkarak, mevzuata göre tüketicinin tanımı özetle şöyledir;
Tüketici Kimdir?
Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiye denir.
Bilinçli Tüketici Kimdir?
• Mal ve hizmet satın alırken temel gereksinmesini ön planda tutan ve yaptığı her alışverişte fiş ve faturasını alan,
• Önüne çıkan ya da kapısına gelen firmadan alışveriş yapmayıp satın alacağı mal ve hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlıklı olması konusunda birden çok firmaya ya da mağazaya girerek araştırmada bulunan ve karşılaştırma yapan,
• Firmaların güvenilir ve tüketici haklarına saygılı olmasına dikkat eden,
• Hakkını bilen, hakkını arayan, haklarına sahip çıkan ve savunan,
• Çevreye karşı duyarlı olan; yurdumuzun ve dünyanın her köşesini kendi evi gibi düşünen,
• Her çeşit savurganlık ve israfın karşısında olan,
•Tüketici haklarının yerleştirilmesi ve savunulabilmesinin, ancak; tüketicilerin birliği, organize olmaları ve örgütlenmeleriyle sağlanabileceğine inanan,
• Tüketimin nesnesi değil öznesi olduğunu düşünen,
• Reklamların etkisinde kalarak yanlış davranış göstermeyen ve yanlış karar vermeyen,
• Kaliteli yerli malı satın alan ve tüketen,
• Alışveriş yaparken aile ve ülke ekonomisine yararı ön planda tutan kişiye, ‘Bilinçli Tüketici’ denir.
Aldığımız karar gereği, Mart sonunda yapılacak ‘Yerel Yönetim Seçimleri’ne kadar her fırsatta ‘Tüketiciler Nasıl Bir Yerel Yönetim’ istediğini ısrarla sizlerle paylaşmak istiyoruz. Umarım, duyarlı tüketicilerin bu talepleri karşısında, yerel yönetimlere talip siyasi partiler kayıtsız kalmaz.
TÜKETİCİLER, NASIL
BİR BELEDİYECİLİK VE NASIL
BİR BELEDİYE
YÖNETİMİ İSTİYOR (2)
Belediyelerin var olan görev ve sorumluluk alanlarındaki başarıları ve başarısızlıklarının, kentte yaşayan halkın memnuniyeti ve memnuniyetsizliğinin, kentleşmenin güzelliği ve çirkinliğinin, belediyelerin rant aracı olarak kullanılıp kullanılmadığının ve belediyelerle ilgili diğer konulardaki olumluluk ya da olumsuzlukların nedenleri vardır. Bu nedenler birden çok olmakla birlikte, nedenlerin birden çok sorumlusu ve tarafı da vardır.
Belediyelerde ve belediyecilik uygulamalarında yaşanan sorunların önemli bazı nedenleri ile sorumluları;
• Belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin seçimi ile birlikte belediye yönetim tarzı ve hizmetlerinde gerçek bir demokrasi anlayışının ve bilincinin olmaması,
• Belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin belediyelerin görev ve sorumluluklarını en etkin bir şekilde yerine getirme konusunda yeterli bilgi ve bilinç ile kararlılığa sahip olmamaları,
• Belediyelerin ve belediye yönetimlerinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen yasaların tam olarak etkin bir şekilde halk yararına yerine getirilmesi konusunda bir öze ve içeriğe sahip olmaması,
• Belediyelerin diğer belediyeler, valilik ve kaymakamlık ile merkezi yönetim arasında işbirliği, eşgüdüm ve uyumun olmaması,
• Belediyelerin uygulamaları üzerinde düzenli ve etkili bir denetimin olmaması,
• Kırdan ve diğer kentlerden kaynaklanan iç göçler,
• Belediye ve kentsel hizmetlerde halk yararına ve halk için bir planlama olmaması ya da planlamalardaki eksiklikler,
• Ülkenin genel yönetiminden kaynaklanan olumsuzlukların ve yanlışlıkların belediye yönetimlerine ve çalışmalarına olumsuz şekilde yansıması,
• İmar planlarının tarıma zarar verecek, toprağı, suyu, doğayı kirletecek, tahrip edecek ve yok edecek şekilde uygulanması,
• Belediyeciliğin bazı kişiler ve belirli bir azınlık için rant aracı olarak kullanılması,
• Şehir şebeke suyu ve ulaşım gibi en temel kamusal hizmetlerden olan belediye hizmetlerinde tüketici haklarına ve kamu yararına aykırı olan fiyat politikaları,
• Halkın/tüketicilerin yararının, haklarının ikinci plana atılmış olması,
• Belediyecilik uygulamaları ve hizmetlerinde şeffaflığın olmaması,
Belediyeler ve yerel demokrasi
Belediye hizmetlerinin, halkın/tüketicilerin yararına, haklarına, beklentilerine ve isteklerine uygun olarak en etkin şekilde uygulanabilmesi için yerel demokrasi olmazsa olmaz ön koşuldur. Yerel demokrasi, belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin seçiminde başlar, belediye hizmetlerinin planlanması ve uygulanması sürecinde devam eder. Gerçek yerel demokrasi, tüm bu süreçlerde halkın tam olarak temsili demektir. Tüm bu süreçlerde söz, yetki ve kararın halkta olması demektir.
Belediye yönetimlerinin, kent halkını ilgilendiren tüm uygulamalarında halkın ve demokratik kitle örgütlerinin görüşlerinin, onaylarının alınarak karar verebilmeleri gerçek demokrasinin bir gereğidir. Örneğin, bir mahallede bir şey yapılacak ise, mahalle halkı karar vermelidir. Böyle olursa, belediye hizmetleri halkın yararına, beklentilerine ve isteklerine uygun olur. Kentte çirkinlikler, belediye yönetiminde ve uygulamalarında yolsuzluklar, usulsüzlükler olmaz. Hem kent halkı hem belediye yönetimi mutlu olur.
Yerel demokrasinin bir gereği olarak kent meclisleri, halk ve mahalle meclisleri, kent konseyleri, çeşitli konularda danışma kurulları, komisyonlar oluşturulmalıdır. Söz konusu halk ve mahalle meclislerinde, konseyde, danışma kurullarında ve komisyonlarda halkın ve demokratik kitle örgütlerinin temsil edilmeleri yerel demokrasinin bir gereğidir.
Halkın, birçok sivil örgütsel yapısından biri ve ‘Kamusal Yararı’ niteliğine sahip Tüketici Hakları Derneği’nin bu uyarıları; en az yerel yönetimlere talip olan siyasi partileri ilgilendirdiği kadar kentte yaşayan halkı da ilgilendirmektedir. Zira; tüketici/kentli sakinlerle, propaganda için halkın karşısına çıkan adaylar arasında, gündeme getirilen soruların tartışılması yaşamsal değer taşımaktadır.

Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol