MEŞE PALAMUDU İLE HAYVANLARIMIZIN ARASINA, ÇAM VE ORMANCI GİRMEMELİDİR

Ormanlarımız ve içinde otlayan hayvanlarımız ayrılmaz ikilidirler. Hayvanlarımız ormanda otlar, yangın tehdidini ortadan kaldırır ve doğal gübre bırakır. Doğal beslenirler ve sağlıklı nesiller yetiştirmenin en başında gelen doğal süt ve et üreterek, hayat ve yaşam sunarlar. Ormanlarımızda da otlar, hayvanlarımız tarafından otlanıp fazla büyüyemediği ve gübrelendiği için daha çabuk büyüyerek verimli olurlar. “Al gülüm, ver gülüm” ilişkisiyle asırlar boyu, yakın geçmişimize kadar üretip büyüyerek, geçinip, geçindirdiler.
Istırancalarımızda hayvancılığımızın bitmesine sebep olan ve ilimizde hala dikimine devam eden çam ağaçları “BÖLGEMİZİN OLMAZSA, OLMAZI MI?”
Evet, Sayın Okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim… Çocukluğumdan bugüne kadar orman köylüsü olarak, orman alanlarımızın içine dikilen, ÇAMLARIN sıkıntısını bizzat yaşayarak gördüm. Vilayet binamızın karşısında ÇAM FİDANLARININ, dağıtıldığını görünce, daha önce yazdım ama tekrar yazıp, vurgulamak istedim. Yine Istıranca ormanlarımız için yangın tehdidi, hayvancılığımız için de; altında hiçbir otun yetişmediği için hayvanlarımızın OTLATILAMADIĞI, kendisi de zor büyüyüp korumaya alınarak, verimli ORMAN (MEŞE) ALANLARINI işgal ederek ekilen ÇAM FİDANLARININ, getirisinin ve götürüsünün düşünülmesini, tüm orman köylülerimizin katlandığı sonuçlara, gelecek kuşakların katlanmaması için İLGİLİ BİRİMLERİN DİKKATİNE SUNUYORUM. Eğer bizlerin bilemediği, ilgili birimlerimizin bildiği, “ÇAM FİDANLARI BU BÖLGELERDE EKİLMELİDİR, ORMANLARIMIZIN OLMAZSA OLMAZIMIZDIR” şeklinde HAKLI GEREKÇELER varsa, lütfen bizleri aydınlatsınlar. Çünkü çamları ektiren, ekilmesine sebep olan, İLGİLİ BİRİMLERİN BAŞINDAKİ YETKİLİ MAKAM VE MEVKİ SAHİPLERİ, ilimizdeki görevleri bitince, tayin olup başka yerlere gidiyor veya emekli oluyorlar. AMA BİZ BÖLGEMİZDEKİ HAYVANCILIĞIMIZIN BİTMESİNE SEBEP OLAN VE DEVAMLI YANGIN TEHDİDİ OLUŞTURAN, ORMANLARIMIZIN İÇİNDEKİ ÇAM ALANLARIYLA BAŞ BAŞA KALACAĞIZ.
Yanlışlarımızı düzeltmezsek, geleceğimizi planlayamayız. Geçmişte bizim yaşadıklarımızı, bizden sonrakiler yaşamasınlar diye, özellikle sayfamın başına alarak dikkat çekmek istedim. Çünkü yaşanmış bir gerçeğimiz var; Atalarımızdan yakın geçmişe kadar bizim de şahit olduğumuz, orman hayvancılığıyla, köylülerimiz hem kendi hayatlarını idame ettirmişler, hem de dünyada ülkemizi KENDİ KENDİNE YETEN YEDİ ÜLKEDEN BİRİ KONUMUNDA TUTMUŞLAR.
Yukarıda yazdığım ve daha önce yazdıklarım, hayvancılığımızın yetiştirme ile ilgili problemleri ve bizim çözüm önerilerimizdi. Şimdi birazda daha da önemli olan “Pazarlama sorunlarını ve çözüm önerilerimizi” yazmak istiyorum. Hayvancı kardeşlerimin, bin bir emek ve masrafla yetiştirdikleri hayvanlarını, çoğu zaman “piyasa bozuk” diyerek, düşük fiyatlarla hayvanlarını satmak zorunda kaldıklarını veya yüksek fiyatlarla, vadeli vererek parasını hiç alamadıklarını ve sonucunda çok çok zor durumda kalarak, severek ve merakla yaptığı hayvancılığı, bırakmak zorunda kalındığını yaşadım, gördüm ve şahit oldum.
Yukarıda yazdıklarımın sıkıntılarını bizzat yaşamış biri olarak, hayvancı kardeşlerime, alanın da, satanın da aldanmayacağı, günlük arz, talep dengesiyle oluşan hayvanın cinsine, etinin kalitesine göre, alıcıların önünde, açık artırma ile oluşacak, canlı kg. fiyatıyla, insan ve hayvan refahının sağlandığı, PARANIN PEŞİN ÖDENECEĞİ, KIRKLARELİ CANLI HAYVAN TİCARET BORSASININ, çok kısa bir süre içerisinde açılacağı MÜJDESİNİ vermek istiyorum.
Rahmetli babam, beni daha çocukluğumda, hayvanlarımızı SÜTLÜCE BORSASINA götürürken yardımcı olarak alırdı ve o zamanın, açık kasalı kamyonlarda, kuzuların içinde yağmur yiye yiye, AKÖREN (AVREN) KÖYÜNDEN, SÜTLÜCE/İSTANBUL’a gece 12.00’de çıkar, 3,5-4 saatte gider, gündüz 12.00’de satış biterdi. Elbiselerimiz üzerimizde kururdu. Rahmetli babama bu işin çok zor olduğunu söyler ve sızlanırdım. Babacığım da bana “Bugünkü halimize şükret. BEN, 1950’Lİ YILLARDA, ARKADAŞIMLA BERABER KOYUNLARI SÜRÜ HALİNDE OTLATA OTLATA DOKUZ GÜNDE SÜTLÜCE’YE GÖTÜRÜRDÜM. Sana 12 saat zor mu geliyor?” derdi.
Hayvancılığın zahmetini ve rahmetini görüp yaşamış biri olarak; KIRKLARELİMİZE, UZUN UĞRAŞ VE MÜCADELELERDEN SONRA KAZANDIRILAN, CANLI HAYVAN TİCARET BORSAMIZA EN BÜYÜK EMEĞİ VEREN; 2012 yılı öncesi üyesi olduğum için, tanımış olmaktan gurur ve mutluluk duyduğum, dürüstlüğüne ve çalışkanlığına bizzat şahit olduğum, ilimizdeki bütün Sivil Toplum Kuruluşlarının, örnek alması gereken; KIRKLARELİ TİCARET BORSA BAŞKANIMIZ, SAYIN TURHAN ALTINTEL VE YÖNETİM KURULUNA, BORSA ÇALIŞANLARIYLA EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM. ALLAH HEPSİNDEN RAZI OLSUN.
Bütün sivil toplum kurumları, inşallah örnek alırlar ve üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek projeler üreterek, kalkınma ve istihdam yaratarak hem ilimizin, hem de ülkemizin kalkınmasına sebep olurlar.
İlimizle ilgili bütün sorunları çözecek kurumların başında; SİVİL TOPLUM KURUMLARI GELİYOR. BU KURUMLARIN “KENDİLERİNİ ÜYELERİNE TAŞITACAK BAŞKAN VE YÖNETİM KURULU YERİNE”, HAYVANCILIĞIN VE DİĞER MESLEK DALLARININ SORUNLARINI TAŞIYIP, İLGİLİ BAKANLIĞIMIZA İLETEBİLECEK VE ÇÖZÜM ÜRETECEK YÖNETİCİLERİ SEÇMELERİNİ TEMENNİ EDEREK, sağlık, mutluluk ve bol bereketle kalın diyorum…

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Demirköylü NÖNLER 28 Mart 2019 Perşembe 09:32:07

    çam konusunda çok haklısınız bende çocukken meşe ve kayın ağaç ve filizlerinin sökülüp yerine çam ekildiğini şaşkınlıkla izlediğimi hatırladım ve de bunlar daha sonra büyüyünce Demirköy ün yoğun kar yağışı ve lodosuna dayanamayıp hepsinin kırıldığını yok olduğunu gördüm. Borsamızda hayırlı olsun çok güzel faydalı olucak ayrıca size de hizmetlerinizden ve üreticilerin sesi olduğunuzdan teşekkür ederim.