MEHMET BAŞARAN HEP YAŞAYACAK

Bir nesil hızla azalır ve yok oluşa, bitişe doğru hızla kayarken…
Köy Enstitüsü çıkışlılardan söz ediyorum.
Bizim köyümüzde Fedai Can, Ahmet Malik, Kâzım Şentürk vardı.
Üçü de gelmeze gittiler. Bir başka yerde, onurlarıyla yaşıyorlar.
Ahmet Bulur abimizin ömrü güzel olsun. O aramızda. Daha da hemen gitmek için acelesi yok. Nice bayram seyran yaşar, nice düğün dernek görür.

Kepirtepe deyince akla hemen geliveren Nedim Menekşe öğretmenimizin de ömrü sağlıklı ve uzun olsun. Hep saygıyla, sevgiyle yaşıyor aramızda ve gönlümüzde.
Tahsin Çayır geliyor aklıma. Belleği müthiş güçlü ve sağlıklı adam. Hayran olmamak elde mi?
Meriçli Hasan Tuna. İliğine kemiğine dek Fenerli. Ressam aynı zamanda. Ruhunun derinliklerine işlemiş sanat. Konuşkan, girişken, yaratıcı…
Ve başta Önadım Gazetesi olmak üzere pek çok gazetede günlük yazılarıyla, nice basılı kitaplarıyla yakinen tanıdığımız, bildiğimiz, öğretmen Nazif Karaçam.
Ömürleri sağlıklı ve güzel olsun…
Derken…
Lüleburgaz'ın Ceylanköy'ünden çıkıp Kepirtepe Köy Enstitüsünü bitirerek…
Köy Enstitülü bir öğretmen olarak ömrünü onurla süsleyen, emekle besleyen…
Ana yaşı seksenin üzerindeyken bile sosyalizmi, emeği, adam gibi duruşu, haklıdan yana oluşu ve tüm onurlu yaşamın özünü hâlâ on sekiz buçuk yaşında bir delikanlı ataklığı ve hazzıyla savunan Mehmet Başaran.
Birçok kez karşılaştık, buluştuk, bir arada olduk, oturduk, söyleştik. İlk tanışmamızın ardından birkaç yıl sora görüştüğümüzde adımla ve soyadımla seslenerek konuştu. Bağlama çalışımı, türküler söyleyişimi belirtti hemen.
Doğrusu, şaşırmıştım.
Birilerini bir türlü tanımak, bilmek, anımsamak istemeyen yığınlarca insanın olduğu bir dünyada…
Bu, bedeni yaşlı başlı, yüreği dinç, onurlu insan…
Şaşırtmıştı beni. Hem de köyümün adını anarak, köyümdeki tanışlarını bir bir sayarak, köyümün özelliklerinden söz ederek benimle konuşması.
Eski toprak.
27 Haziran 2015 Cumartesi günü internete düştü ölümsüzlüğü.
Her canlının son durağına varmış, tüm insanlara el etmeye durmuş.
Onca uğraş yüklü, emek ve çaba yüklü yaşamını, ömrünü bir kenara koymuş ve sonsuza değin dinlenmeye çekmiş kendini.
Bundan böyle anılarıyla konuşacak, bıraktıklarıyla anlatacak düşüncelerini, demek istediklerini.
Bugün 29 Haziran.
Sonsuza değin dinleneceği özel malikânesine yerleşecek.
Lüleburgaz'da bir uğurlayış etkinliği önce.
Sonra…
Dünyaya ilk kez seslendiği, ilk nefesini alıp verdiği, ilk sütünü, ilk suyunu içtiği, ilk yemeğini, yudumunu yediği köyüne dönüyor.
Oradan el uzatacak ondan önce gidenlere.
Fedai Can'la tokalaşacak, Ahmet Malik'le buluşacak.
Yine onuru konuşurlar, emeğe saygıyı savunurlar, insanlığın yüceliğinden, yer yer o yüceliğe erişemeyenlerin de cüceliğinden söz ederler.
Geride kalan yaşıtları, gönüldeşleri, arkadaşları, bir zaman şaşkınlık yaşar, durgunluk ve yürekten vurgunluk duyarlar gerçi.
Olacak. Bu iş böyle.
Güle güle Mehmet Başaran.
Bizi hemen bekleme. Nasıl olsa bir gün görüşeceğiz.
Biz, bıraktıklarınla yetinmeye ve avunmaya gayret edeceğiz.
Gittin ama yolunun üstü dopdolu. Her adımda bir şeyler alırız bıraktıklarından.
Çünkü sen…
Gittin ama…
Bir şeyler bıraktın.
Onurun sonsuzdur.
Biliyoruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol